28 Şubat 2015 Cumartesi

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ



Merhaba sevgili okurlar. Bu sabah bir kış gününün ılık sabahına uyandık. Yeni yılla birlikte bastıran karla birlikte oldukça soğuk gün ve gecelerden sonra bu ılık günler hepimize ilaç gibi gelecektir. Yalnız kış henüz bitmiş değil. Önümüzde şubat gibi kendi cüce ama cürmü büyük olabilen bir kış ayı daha var. O ayda da güzel yağışlar alırsak susuzluk derdi çekmeyiz. Bütün dua ve dileklerim bunun için. Dileklere sevgi katılırsa bir anlamı olur düşüncesiyle, köşemi şairlerin sevgi hallerini anlattıkları şiirlere ayırdım.

İlk şairimiz Ahmet Telli şiirinde “konuğum ol” diyor. “Geceyi uzatalım(...)/sözün çubuğunu yakarak.” Gecenin tadına sohbetle varıldığını bu güzel mısralarla vurgulamış. Bu şiiri ilk kez bugün okudum, daha önce bilmiyordum. Ahtapotun kollarınca beni sardı. Gelin şiirin ve şairinin (bu köşedeki diğer şair ve şiirlerinin de) konuğu olalım. Sonra bize gideriz. Bir acı kahve sunmak isterim sizlere.

...

KONUĞUM OL
Bir akşam konuğum ol
oturup konuşalım biz bize
Anıların çubuğunu yakıp
uzatalım geceyi biraz
Geçmişe bir el sallayıp
yaşanan günleri konuşalım
ve günlerin üstüne çöken
dumanlı, isli havaları
Kendimize daha az zaman
ayırsak da olur geceden
Çünkü boğulabilir insan
yalnız kendini düşünmekten
Kapağı açılmayan kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
Kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tadlarından
Sabaha doğru perdeyi
aralayıp ufka bakalım
ve bir çocuk gibi
hayretle seyredelim
güneşin kızıllığını
Konuşulmadan kalan
daha çok şey vardı
diye düşünerek çıkalım
güneşle kucaklaşan balkona
Üşütmesin sabah serinliği
Bir bardak demli çay
burukluğu gibi kalsın
gecenin ve sabahın tadı
yaşasın anılarımızda
Konuğum ol, oturup
konuşalım bir akşam
ve uzatalım geceyi
sözün çubuğunu yakarak

Ahmet Telli

***

Sevip kavuşamayanların halini hiç düşündünüz mü? Hele birde başka kişilerle evlenenleri.. böyle arkadaşlarım oldu. İçlerinde sevdasıyla ölenler bile var. Başkasıyla evlenen kimileri evlendiği kişiyide sevdiler. Bir yanları hep sızladı. Behçet Necatigil bu durumun şiirini yazmış.

...

GİZLİ SEVDA
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selâm söyledi.

Behçet Necatigil

***

Sevgilerini söylemekten çekinen sözcük cimrisi insanlardan söz eden bu şiirle Behçet Necatigil sevgileriniz bilinmedikçe değersizdir demek istiyor. Çok haklı! Sevgileriniz kalbinizden bırakın dilinize aksın. Kalbinde sevgi saklayan bahçesinde çiçek bakıp kimseye vermeyen gibidir. Hatta bahçesine bile sokmayan kişiden farksızdır.

...

SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı

Behçet Necatigil

***

Aşkı besleyen özlemdir. Bu çağda hiç bir şeyi özlemeye gerek görmüyoruz. Onun için aşklarda uzun sürmüyor. Ümit Yaşar Oğuzcan bu şiirinde aşka özlemini ne güzel anlatmış.

...

ÖNCE AŞK VARDI
Önce aşk vardı sen yoktun o zaman
Denizlerde ufuklar gibi sonsuz
Sevişmek vardı yalansız korkusuz
durmadan, yorulmadan, hiç usanmadan
Önceden aşk vardı sen yoktun o zaman

O zamanlar akşamlar vardı öyle serin
Mağara vardı aşkla aydınlık
Sevgiyle doğar, sevgiyle yaşardık
Ortasında bitmeyen uzun gecelerin
O zamanlar akşamlar vardı öyle serin

Vahşi büyük otlardı yatağımız
ve tek örtümüz ılık bir rüzgârdı
O zaman bambaşka yağmurlar vardı
yağardı gökten
üstümüze yıldız yıldız
vahşi büyük otlardı yatağımız

Adamlar vardı aşktandı yürekleri
Kadınlar vardı her zaman aşka hazır
Elleri vardı saçlarımıza hazla uzanır
Ya topukları, incecik ayak bilekleri
Adamlar vardı aşktandı yürekleri

Şimdi sen varsın ama o aşklar yok
O eski ilahlar yok taptığımız
Düşlerimizde çığlık çığlığa yalnızlığımız
Artık o yıldızlar, o geceler, o rüzgâr yok
Şimdi sen varsın ama o aşklar yok

Ümit Yaşar Oğuzcan

***

Ahmet Ümit bu şiirini okuyana kadar tanımadığım bir şairdi. “Batarak kirpiklerime kadar gümüşten denizlere” mısrasıyla vurgun yedim. Gözyaşının muhteşem tasvirine bakar mısınız? Ayrılmanın ve kavuşmanın hallerinin anlatıldığı şiirde bu mısra kavuşma sevinciyle göz yaşına boğulmayı çok güzel vurguluyor.

...

İSİMSİZ BİR AŞK ŞİİRİ
Senden her ayrıldığımda
Çılgınca dalgalanan bir insan denizinde
Annesini yitiren bir çocuğun
Ürkek hüznü çöker yüzüme.
Seninle her karşılaştığımda
Sabah kırağısıyla yıkanan çiçeklerin
Cemresi vurur gözlerime.
Seni tam bulduğum anda yitirmenin korkusu
Tam yitirdiğim anda bulmanın sevinci,
Seni treni kalkan bir yolcunu telaşı,
Seni ilk öyküsünü bitiren genç bir yazarın hevesi
Seni kayaları parçalayarak akan bir ırmağın deliliği,
Seni güneşin tembel bakışları altında
Uzanan başakların dinginliği,
Seni bayramlık için para biriktiren
Küçük bir çırağın sabırsızlığı,
Seni bilmem hangi zalim kurşunun
Kırdığı kanadına söz geçiremeyen
Göçmen kuşun çaresizliği,
Seni zorlu yıllardan sonra karşılaşan
Kavga arkadaşlarının neşesiyle,
Batarak kirpiklerime kadar gümüşten denizlere
Vur emriyle aranan bir kaçakmışsın gibi
Taşırım can evimin en saklı yerinde...

Ahmet Ümit

***

Öyle sıkıntısız, hatta mutlu sayılabilecek zamanlarmızda vardır. O zaman havanın güzelliğinide, çocuk oyunlarınıda fark ederiz. Kuşların dilinden bile anladığımızı söyleyebiliriz. Bütün insanlar kardeşimizdir o zamanlarda. Ne güzeldir sevmek. Vasiyetimiz bile cömerttir seversek. Sadece unutulmamaktır fiyatımız. Cahit Sıtkı Tarancı şiirinde bunları anlatmış.

...

BUGÜN HAVA GÜZEL
Bugün hava güzel,
Bugün içim içime sığmıyor.
Annemden mektup aldım,
Memlekette gibiyim.
Allaha çok şükür karnım tok;
Elimi uzatsam kahve fincanı dudaklarımdadır.
Kuşlar kaçmıyor benden;
Bir güvercin kanadında okşuyorum
Göklerin maviliğini.
Serçelerin cıvıltısıyla siniyor içime
Ağaçların yeşilliği.
Bulutların ipek gölgesi
Çocukların yüzünde hışırdıyor.
Çember çeviriyorum çocuklarla beraber
Elime çember almadan.
Düşüncelerimi nura gark eden güneşe sor,
Bu Nisan rüzgârı da şahadet eder,
Bütün insanları kardeş biliyorum,
Cümlenin sağlığına duacıyım.
Şayet ölürsem,
Helalleşmeye vakit kalmadan,
Hatırdan çıkarmayın beni;
Dünyaya benden selam olsun,
Her nefes alıp verişiniz.

Cahit Sıtkı Tarancı

***

Şimdi gelin bize gidelim. Bir acı kahvemi içerseniz beni mutlu edersiniz. Buyurun…

...

91
Gece 23.05 suları
Tavşan gibi ürkek
ve bıyıklarım titreyerek
Yalnızlığın şarkısını söylüyorum
boş sokaklara.
Beni dinleyen kaldırım taşları.
Arabamın yükü iki kat ağır, hüzünden.
Varsın bende olsun hüzün.
tebessümün eksik olmasın yüzünden.
Bir damla sevinç var yüreğimde
o senden, senin yüzünden.
Sarhoş olamıyorum.

Aydın Göle
22 eylül 2003

***

92
Eğer dünya bir daha kurulursa
İçinde mutlaka sen,
Sevincimde üzüntümde yanımda sen
Mutlu olacak biri varsa o da mutlaka sen
Çınar ağaçları kadar hak ederek olmalısın
Fakat ne müşkülün varsa söylemezsen
Öte dünyada beni tanıma.
Her ahval ve şeraitinde ben olmazsam
Nerde kalır kardeşlik

Aydın Göle
24 eylül 2003

***

93
Hep sevgililer var şarkılarda
Hani dostluk, kardeşlik
Yaşanan sadece iki kişilik
Kardeşliğimizi yıldızlara yazacağım
Yıldızlar kadar çok olmak için.
Görüp gökyüzünde çokluğumuzu
Fısıldaşacaklar birbirleriyle bütün bakireler
Kıskançlıkları efsanemizi yazacak
Efsanelerden kırlangıçlarla gelseler
İnanamazlar gerçekliğimize
Berat gecesi sevgimizin
Beratını istiyorum Allah’tan

Aydın Göle
24 eylül 2003

***

İyi hafta sonları dileğiyle hoşça kalın sevgili okurlar.


 Yayın Tarihi: 01.02.2015 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder