26 Şubat 2013 Salı

BAHİS ŞİKESİ VE BİR KRALIN ÖĞRETTİĞİ


Bir işte çalışıyorsunuz. Kimi zaman sabah yataktan kalkmak size zor gelir değil mi? Her ne kadar hafta sonu veya yıllık tatillerinizde gözleriniz sabah erkenden açılsa da, tatilden sonraki ilk iş gününde ve takip eden diğer çalışma günlerinde, yatak sıcak bir ana kucağı gibi sizi sımsıkı sarar ve öyle kolay kolay bırakmaz. Fakat siz son bir hamleyle kalkar ve geç kalmak korkusuyla işe koşarsınız. Hava durumu ne olursa olsun. İster kar yağsın, ister yağmur; ister puslu kasvetli olsun hava, ister günlük güneşlik; bu koşuşturmaca devam edecektir.

Her işe gidenin aklından binbir düşünce geçiyordur. Geçinmek gün geçtikçe zorlaşsada binbir düşüncenin içine bir gün daha varlıklı olmak ümidi uslu uslu, tatlı tatlı sokulur. Bedensel iş gücüyle bunun olmayacağını bilirsiniz ama bu ümidin yeşermesine izin verirsiniz genede. Çünkü ümit hayata tutunmak için atılmış kocaman bir düğümdür. Ümidin konusunun hiç önemi yok! Neyi ümit ettiğiniz hiç önemli değil. Ne ümit ederseniz edin o sizi diri tutar.

Bunu bilen devlet belki nüfusunun tamamını değil ama hiç değilse böylesi ümitler arayanlara milli piyango, spor toto, sayısal loto, şans topu gibi kendine ait ve altılı ganyan, iddia gibi özel sektöre izin verdiği şans oyunlarıyla ümit satar. Bu yolla nüfusunun diyelimki yarısının önemsediği bu şans oyunlarından zengin olanların sayısı nüfusun tamamıyla kıyaslandığında çok azdır. Hele hele büyük ikramiyeyi kazananlardan yıllar sonra günümüze zengin kalanları neredeyse yoktur. Şansın bu kadar bol olduğu oyunun adını doğru koymak lazım. Bunların hepsinin genel adı kumardır. Şans oyunlarında kazanmak kadar zengin kalabilmekte şanstır. Kumarın erdemsizliğinden midir, kazananların hesapsızlığından mı, bilinmez. Kumarda kazanan yoktur. Sonunda herkes kaybeder. Bunun için büyük ikramiye kazanılsa bile uzun yıllara varlıklı kalınamıyor.     

Şansa girmediği için adı kumar olamayacak, hayatınızı değiştiren öyle durumlar vardır ki başınıza geldiğinde kendiniz bile inanamazsınız. İşte öyle bir durum ABD’li Peggielene Bartels isimli kadının başına gelmiş. Türkiye Gazetesinden aldığım şu habere bakar mısınız? 
*
“ABD vatandaşı bir kadın, hiç tanımadığı kuzeninden gelen telefonla Gana’da Otuam toplumunun kralı olduğunu öğrendi. Kadın, ABD’de sekreterken ülkesinde kral olarak yaşıyor.
CNN televizyonunun haberine göre Peggielene Bartels isimli kadın 5 sene önce sekreter olarak çalışıyor ve Washington D.C.’de tek odalı bir dairede yaşıyordu. 2008’de gece yarısı gelen telefon kadının hayatını değiştirdi. Uzun süredir görüşmediği bir kuzeni, Gana’da küçük bir balıkçı köyünden aradı, kadına Otuam toplumunun kralı olduğunu bildirdi ve onu tebrik etti. Önce işletildiğini zanneden Bartels, ‘Bakın ABD’de saat gece yarısı 04. Çok yorgunum. Bırakın uyuyayım’ demiş. Daha sonra amcasının ölümüyle Otuam Kralı seçildiğini öğrenen kadın, Gana’da taht içinde omuzlar üzerinde taşındı, 7 bin kişilik toplumun ilk kadın kralı oldu.

Gana doğumlu olan ama 20 yaşından bu yana ABD’de yaşayan 55 yaşındaki kadın yine Gana Büyükelçiliği’nde çalışmaya devam ediyor ama her sene bir ay ülkesine giderek krallık yapıyor. Kadın, 11 ay da toplumu ABD’den idare ediyor. Kadının hayatıyla ilgili kitap yazıldı, yakında filmi de çekilecek.” 
*
Şans işte. Hem kadın ol, hem sekreter, sonra gel toplumuna kral seçil. Neden kraliçe değil mesela. Oranın adeti öyleymiş, başa gelen kadın erkek hiç fark etmez, kral olurmuş. Bu hanımefendi işinide bırakmamış. Çalışmaya halâ devam ediyor.

Bizde olsa saniye sekmez iş bırakılır. Hatta işi azıtan beyler hanımlarınıda boşarlar. Büyük ikramiye bu açıdan tehlikeli. Kazananın kimyasını bozar. Şans oyunları için kumar dedik. Bunların içine milli piyango, spor toto, sayısal loto, şans topu, altılı ganyan ve iddia gibi oyunlarıda katmıştım. İşi şansa pek bırakmak istemeyen, hatta bazı oyunlara müdahale eden guruplar bile var. Özellikle spor karşılaşmalarında son yıllarda bu çok yaygınlaştı. Adına Bahis Şikesi denen bu olayda ülkemizin birinciliği alması ahlaki erozyonumuzu göstermesi açısından bana kalırsa çok üzücü. 

Milliyet gazetesinden alıntıladığım habere bakalım.
*
Avrupa Polis Ofisi Başkanı, Rob Wainwright, 380 futbol maçında şike yapıldığını ve bunlardan birinin de Şampiyonlar Ligi’nde oynandığını ifade etti.
Aralarında hakem, futbolcu ve kulüp yöneticilerinin olduğu 425 kişi hakkında soruşturma açıldı. İçinde Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerin emniyetlerine 28 kişi hakkında yazı gönderilerek tutuklanma kararı bildirildi. Singapur merkezli bahis şikesinde adı geçen 380 maçın 79’unun Türkiye’den olduğu tespit edildi.

Soruşturmanın 2008/2011 sezonundaki maçları kapsadığı dolayısı ile 2012 sezonunda oynanan maçların soruşturmaya girmediği belirtildi.
Soruşturmayı başlatan Europol’un (Avrupa polisi), 18 aydır bu çeteyi çökertmek için çalıştığı öğrenildi.
Avrupa Polis Ofisi (Europol) yaptığı detaylı açıklamada İngiltere’de oynanmış bir Şampiyonlar Ligi maçının da dahil olduğu birçok karşılaşmada şüphe gördüklerini söyledi. İngiltere’deki Şampiyonlar Ligi maçının adını açıklamazken, olayın arkasında Singapur merkezli bir organize suç örgütünün olduğu dile getirildi.
Türkiye de var...
Avrupa Polisi Europol’ün raporunun ayrıntıları belli olmaya başladı. Singapur merkezli bahis şikesinde adı geçen 380 maçın 79'unun Türkiye’den olduğu tespit edildi. Türkiye’yi 70 olay ile Almanya ve 41 olay ile İsviçre izliyor
Yetkililer, şüpheli maçların çoğunun Türk, Alman ve İsviçre liglerinde oynandığını ayrıca belirttiler. Bunun yanında Afrika, Asya, Güney ve Orta Amerika’da da şüpheli maçların oynandığı açıklandı.

Avrupa’nın en büyük şike operasyonu

Avrupa’nın en büyük şike operasyonu olarak nitelendirilen operasyon ağırlıklı olarak Almanya, Avusturya, Slovenya, İngiltere, Macaristan, Hollanda ve Türkiye’deki kulüplerin adı geçiyor.
Çetenin yasadışı bahislerden 8 milyon euro kazandığı belirtiliyor. Bahis çetesinin 2 milyon euro rüşvet verdiği iddia ediliyor. Ayrıca şike için en yüksek 140 bin euro ödendiği belirtildi.

Platini takipte

Europol Başkanı Rob Wainwright soruşturmayı UEFA ile birlikte ortak götürdüklerini ve gelişmeleri UEFA Başkanı Michael Platini ile paylaştıklarını söyledi.

Futbolculara ve hakemlere rüşvet verilmiş!

Europol, üç dört yıldır yaptıkları araştırmada şüphelilerin sekiz milyon euroya yakın bir para almış olabileceklerini de ifade etti. Yetkililer, bu haksız kazanç içinden yaklaşık iki milyon euronun da futbolcu ve hakemlere rüşvet olarak dağıtılmış olabileceğini söylediler.
Europol direktörü Rob Wainwright, bu olayın 15 farklı ülkede olmuş olabileceğini de sözlerine ekledi. Wainwright, Dünya Kupası eleme maçlarının da şüphe altında olabileceğini dile getirdi.
İşte madde madde şüpheli maçlar:
- İngiltere’de üç-dört yıl önce oynanan bir Şampiyonlar Ligi maçı
- Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası’ndaki birkaç maç
- Yalnız Almanya merkezli maçlarda tam 16 milyon euroluk gelir elde edildi
Yetkililer, bu durumun aynı zamanda buzdağının sadece ucu olmasından korkuyorlar. Konu ile ilgili araştırmalar devam ediyor.
*
Eskiden sinema filmlerinde izleyip şaşırdığımız tüm polisiye olaylar artık yaşanıyor. Hükümetlerin ve diğer organizasyonların güttükleri siyasetin hassas belgelerini açıklayarak ortaya çıkaran WikiLeaks gibi Europol’de hiçbir şeyin gizlenememesine neden olacak sanırım. Bizimde kirli çamaşırlarımızı ne kadar gizlemeye çalışırsak çalışalım ortaya çıkarıyorlar. Bu avantacılık, bu kolay yoldan para kazanma hırsı, bu kural tanımaz biçimde gönlüne göre davranma alışkanlığı nasıl biter bilmem. Bunlara rağmen utanmazlık diz boyu olursa bir arpa boyu yol alınamaz. Alınamadıda.. 3 temmuz 2011’de patlayan şike olayını nasıl çözdük biliyorsunuz. Ne şiş yandı ne kebap…

Siz gene çalışmaya devam edin. Geleceğe dair umutlar besleyin isterseniz. Arada bir şans oyunlarınıda deneyebilirsiniz tabii. Bundan sonra birilerinin işi şansa bırakmadığını bilerek oynamak pek hoş değil biliyorum.

Herhalde en iyisi Peggielene Bartels gibi yapmak olacak. Baksanıza kadıncağız senede bir aydan fazla kral olmuyor. Senenin 11 ayı Washington’a gelip çalışıyor.



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.sakaryaanadolu.net 


Yayın Tarihi01.02.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder