Farkında mısınız; polisin adı kullanılarak yapılan
dolandırıcılık sayısında ciddi bir artış var. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
Buna tek neden gösterilemez, nedenler çok! Saflığımızdan tutunda avanta işleri
sevmemize kadar, kolay para kazanmaktan tutunda, zaaflarımıza kadar birçok şey
neden olarak sıralanabilir. Bunların içinde bir neden varki duyanı
dolandırıcının kucağına itmeye yetiyor. Oda düşürüldüğümüz toplumsal
paranoyadır. Son 11 yılda AKP iktidarıyla artan geçim sıkıntısı ve terör
belasıyla, (halkın zihninin yorulmasına eklenen ülkenin bölünmesi endişesinin
yanı sıra, kalbur üstü kişilerle sınırlı kalmayan) telefon dinlemesinden
başlayarak her tür izlenebilme korkusu bu paranoyayı doğuran nedenlerdir. Artık
ne söylense, ne tür tehdit gelse korkudan inanır olduk. Koca koca profesörler,
koca koca iş adamları, sanatçılar, üst düzey askerler gelen bir telefonla
birilerine binlerce lira para kaptırıyorsa orda başka söz söylenemez.
Cep telefonlarınıza Emniyetten; “Polis adı kullanılarak
gelen hiçbir öneriye kulak asmayınız” mesajı birkaç kez gelmiştir. Bu durum
Emniyete bile illallah dedirtiyordur sanırım.
Bir süre önce bir sabah kahvaltı masasında ev telefonumuz
çaldı. Taşlıktaki askeri komutanlıktan arıyorlarmış. Komutanlarının eşlerinin
bu telefonca arandığını, telefon sahibinin kimlik numarasıyla araştırma
yapacaklarını söylediler. Bunun için kimlik numarasını istediler. Şüphelendim,
görevli er olduklarını belirten bu kişilerden kimlik sordum. Yalap çap bir
şeyler söylediler. Telefonumuz annemin üzerine kayıtlı. 76 yaşındaki bir
kadının kimlik numarasıyla ne yapacaksınız dedim. Sorularımla konuşma uzamıştı.
Bu soruda onları sıktı. Konuşmanın yarısında telefonu kapattılar. Belli ki
dolandırıcılardı. Annemin kimlik numarasıyla kim bilir neler yapacaklardı?
Bu konuya Hürriyet Gazetesinin ünlü köşe yazarı Yılmaz
Özdil’de değinmişti. Bakın hangi düzeydeki kişileri dolandırmışlar.
*
İTÜ’den doçenti aradılar, sizin adınızla örgüte lojistik
malzeme alınmış, kariyeriniz lekelenmesin, paranın nereye gittiğini öğrenmemiz
gerekiyor dediler, 120 bin lira gönderdi doçent... Bolu’da muhtarı aradılar,
terör örgütü sim kartınızı kopyalamış dediler, yengenin altınlarını bozdurup, 2
bin lira ödedi muhtar... Bandırma Sosyal Güvenlik Müdürü’nü aradılar, ben
savcıyım, terör örgütü kimlik bilgilerinizi ele geçirmiş, suçüstü yaptıracağım
dediler, 45 bin lira havale etti sosyal güvenlik müdürü... Konya Emirgazi
Ziraat Odası Başkanı’nı aradılar, terör örgütü kimlik numaranızla
dolandırıcılık yapıyor, para trafiğini takip edeceğiz dediler, ziraat odasının
49 bin lirasını verdi ziraat odası başkanı.
*
CHP Zonguldak İl Başkanı’nı aradılar, Profesör Haberal’la
görüşüp görüşmediğini sordular, bizim neler bildiğimizi Cumhurbaşkanı bile
bilmez dediler, Ergenekon kapsamında bazı kişilerin takip edilmesi için şu şu
hesaba para havale edin dediler, 6 bin lira havale etti il başkanı... Bankadan
çıkarken, trafik polislerini gördü, otomobilini park edilmemesi gereken yere
park etmişti, telefon hâlâ açıktı, telefonun ucundaki kişi, boşver ceza yazarsa
yazsın, savcılık tarafından geri ödenecek dedi iyi mi!
*
Adana’da diş hekimini aradılar, banka hesabınızdan örgüte
para aktarılıyor, mevduatınızı geçici olarak devletin şu hesabına aktarın
dediler, 243 bin lirasını aktardı diş hekimi... Samsun’da doktoru aradılar,
banka hesaplarınızın dökümünü hücre evinde ele geçirdik, paranızı şu şu hesaba
yatırın, kimin çekmeye çalışacağını bulalım dediler, 55 bin lira yatırdı
doktor... Eczacı var, öğretmen var, mimar var, mühendis var, imam var.
*
Ordu’da devlet dairesinde çalışan bir memurun, polis
ayağıyla dolandırılacağı ihbarını alan harbi polis, uyarmak için derhal memuru
aradı, ancak, dolandırıcılar telefonu sakın kapatma dedikleri için, telefon
sürekli meşguldü, bari arkadaşları uyarsın diye devlet dairesini aradılar,
memur mesaide değildi, son çare belediye hoparlöründen adıyla sanıyla bangır
bangır anons ettiler, hemen kapat telefonu dolandırılıyorsun dediler, bütün
Ordu duydu kardeşim, memur duymadı, 8 bin lirayı kaptırdı.
*
Ben savcıyım diye, Hatay Reyhanlı Mal Müdürü’nü aradılar,
sizin adınıza örgüte para yatırıyorlar, şüphelilerin izini süreceğiz dediler,
iz sürülmesi için 49 bin lira gönderdi mal müdürü... Tunceli Ovacık Özel İdare
Müdürü’nü aradılar, sizin kimlik bilgilerinizle örgüte para aktarılıyor,
toplantı halindeyiz, şahıslar takip ediliyor, şu şu hesaba para yatırın
dediler, 100 bin lira yatırdı özel idare müdürü... Amasya’da Ballıdere Belediye
Başkanı’nı aradılar, örgüte gizli gizli para aktarmış görünüyorsunuz, teröre
yataklıktan içeri girmeniz an meselesi, para gönderin enseleyelim dediler, 20
bin lira gönderdi belediye başkanı.
*
Sıkı durun...
İzmir’de “emniyet müdürü” statüsündeki polis şefini aradılar, hesabınızdan örgüte para aktarılmış görünüyor, takip etmemiz için şu şu hesaba para havale edin dediler, 1.250 lira havale etti emniyet müdürü!
*
Sıkı durun...
İzmir’de “emniyet müdürü” statüsündeki polis şefini aradılar, hesabınızdan örgüte para aktarılmış görünüyor, takip etmemiz için şu şu hesaba para havale edin dediler, 1.250 lira havale etti emniyet müdürü!
*
Hepsini yazmaya kalksak, ansiklopedi olur. Sinema
sanatçısı’ndan örgüt bağlantısı diye 500 bin lira tokatlamışlardı. En son
şarkıcı’dan örgüt takibi diye 30 bin lira kaptılar.
*
Yılmaz Özdil’in yazdıkları böyleydi. Bu satırların ardından nasıl
olur dediğinizi duyar gibiyim. Şaşırmakta haklısınız. Hiçte yabana atılmayacak
onca insan nasıl bu şekilde dolandırılabilir değil mi? Öyle ya, bu kişiler
makam, mevki (kariyer) sahibi kişiler. Cahil kişiler hiç değiller.
Herkes telefonunun dinlendiğini, kamera yada dinleme
böcekleriyle izlendiklerini, birileri tarafından kimlik bilgilerinin, hatta T.C
kimlik numarasının ele geçirildiğini düşünürse olacağı budur. Benzer şikâyette
başbakanımız da bulunmadı mı? Bir şikâyeti de savcılara değil miydi?
Ne demişti hatırlayalım.
“Kesinse ver hükmünü, işi bitir. Elinde kesin hüküm
yok da yüzlerce subayı astsubayı örgüt üyesi olarak hele hele genelkurmay
başkanını bu şekilde değerlendirirsen bütün Silahlı Kuvvetler moralini altüst
eder. Bunu çözmeden 35’i nasıl çözeceksiniz? Neredeyse komuta kademesinde
oralara göndereceğimiz subayımız kalmıyor.”
Ülkemizin hali pür melali budur ne yazık ki! Bir başbakan
nedeni olduğu ortamdan kendisi şikâyetçiyse herkesin dolandırılması kadar doğal
bir şey olamaz.
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.sakaryaanadolu.net
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 01.02.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder