26 Şubat 2013 Salı

DOLANDIRILIYORSAM DOLANDIRILIYORSAN


Farkında mısınız; polisin adı kullanılarak yapılan dolandırıcılık sayısında ciddi bir artış var. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Buna tek neden gösterilemez, nedenler çok! Saflığımızdan tutunda avanta işleri sevmemize kadar, kolay para kazanmaktan tutunda, zaaflarımıza kadar birçok şey neden olarak sıralanabilir. Bunların içinde bir neden varki duyanı dolandırıcının kucağına itmeye yetiyor. Oda düşürüldüğümüz toplumsal paranoyadır. Son 11 yılda AKP iktidarıyla artan geçim sıkıntısı ve terör belasıyla, (halkın zihninin yorulmasına eklenen ülkenin bölünmesi endişesinin yanı sıra, kalbur üstü kişilerle sınırlı kalmayan) telefon dinlemesinden başlayarak her tür izlenebilme korkusu bu paranoyayı doğuran nedenlerdir. Artık ne söylense, ne tür tehdit gelse korkudan inanır olduk. Koca koca profesörler, koca koca iş adamları, sanatçılar, üst düzey askerler gelen bir telefonla birilerine binlerce lira para kaptırıyorsa orda başka söz söylenemez.

Cep telefonlarınıza Emniyetten; “Polis adı kullanılarak gelen hiçbir öneriye kulak asmayınız” mesajı birkaç kez gelmiştir. Bu durum Emniyete bile illallah dedirtiyordur sanırım.

Bir süre önce bir sabah kahvaltı masasında ev telefonumuz çaldı. Taşlıktaki askeri komutanlıktan arıyorlarmış. Komutanlarının eşlerinin bu telefonca arandığını, telefon sahibinin kimlik numarasıyla araştırma yapacaklarını söylediler. Bunun için kimlik numarasını istediler. Şüphelendim, görevli er olduklarını belirten bu kişilerden kimlik sordum. Yalap çap bir şeyler söylediler. Telefonumuz annemin üzerine kayıtlı. 76 yaşındaki bir kadının kimlik numarasıyla ne yapacaksınız dedim. Sorularımla konuşma uzamıştı. Bu soruda onları sıktı. Konuşmanın yarısında telefonu kapattılar. Belli ki dolandırıcılardı. Annemin kimlik numarasıyla kim bilir neler yapacaklardı?    

Bu konuya Hürriyet Gazetesinin ünlü köşe yazarı Yılmaz Özdil’de değinmişti. Bakın hangi düzeydeki kişileri dolandırmışlar. 
*
İTÜ’den doçenti aradılar, sizin adınızla örgüte lojistik malzeme alınmış, kariyeriniz lekelenmesin, paranın nereye gittiğini öğrenmemiz gerekiyor dediler, 120 bin lira gönderdi doçent... Bolu’da muhtarı aradılar, terör örgütü sim kartınızı kopyalamış dediler, yengenin altınlarını bozdurup, 2 bin lira ödedi muhtar... Bandırma Sosyal Güvenlik Müdürü’nü aradılar, ben savcıyım, terör örgütü kimlik bilgilerinizi ele geçirmiş, suçüstü yaptıracağım dediler, 45 bin lira havale etti sosyal güvenlik müdürü... Konya Emirgazi Ziraat Odası Başkanı’nı aradılar, terör örgütü kimlik numaranızla dolandırıcılık yapıyor, para trafiğini takip edeceğiz dediler, ziraat odasının 49 bin lirasını verdi ziraat odası başkanı.
*
CHP Zonguldak İl Başkanı’nı aradılar, Profesör Haberal’la görüşüp görüşmediğini sordular, bizim neler bildiğimizi Cumhurbaşkanı bile bilmez dediler, Ergenekon kapsamında bazı kişilerin takip edilmesi için şu şu hesaba para havale edin dediler, 6 bin lira havale etti il başkanı... Bankadan çıkarken, trafik polislerini gördü, otomobilini park edilmemesi gereken yere park etmişti, telefon hâlâ açıktı, telefonun ucundaki kişi, boşver ceza yazarsa yazsın, savcılık tarafından geri ödenecek dedi iyi mi!
*
Adana’da diş hekimini aradılar, banka hesabınızdan örgüte para aktarılıyor, mevduatınızı geçici olarak devletin şu hesabına aktarın dediler, 243 bin lirasını aktardı diş hekimi... Samsun’da doktoru aradılar, banka hesaplarınızın dökümünü hücre evinde ele geçirdik, paranızı şu şu hesaba yatırın, kimin çekmeye çalışacağını bulalım dediler, 55 bin lira yatırdı doktor... Eczacı var, öğretmen var, mimar var, mühendis var, imam var.
*
Ordu’da devlet dairesinde çalışan bir memurun, polis ayağıyla dolandırılacağı ihbarını alan harbi polis, uyarmak için derhal memuru aradı, ancak, dolandırıcılar telefonu sakın kapatma dedikleri için, telefon sürekli meşguldü, bari arkadaşları uyarsın diye devlet dairesini aradılar, memur mesaide değildi, son çare belediye hoparlöründen adıyla sanıyla bangır bangır anons ettiler, hemen kapat telefonu dolandırılıyorsun dediler, bütün Ordu duydu kardeşim, memur duymadı, 8 bin lirayı kaptırdı.
*
Ben savcıyım diye, Hatay Reyhanlı Mal Müdürü’nü aradılar, sizin adınıza örgüte para yatırıyorlar, şüphelilerin izini süreceğiz dediler, iz sürülmesi için 49 bin lira gönderdi mal müdürü... Tunceli Ovacık Özel İdare Müdürü’nü aradılar, sizin kimlik bilgilerinizle örgüte para aktarılıyor, toplantı halindeyiz, şahıslar takip ediliyor, şu şu hesaba para yatırın dediler, 100 bin lira yatırdı özel idare müdürü... Amasya’da Ballıdere Belediye Başkanı’nı aradılar, örgüte gizli gizli para aktarmış görünüyorsunuz, teröre yataklıktan içeri girmeniz an meselesi, para gönderin enseleyelim dediler, 20 bin lira gönderdi belediye başkanı.
*
Sıkı durun...
İzmir’de “emniyet müdürü” statüsündeki polis şefini aradılar, hesabınızdan örgüte para aktarılmış görünüyor, takip etmemiz için şu şu hesaba para havale edin dediler, 1.250 lira havale etti emniyet müdürü!
*
Hepsini yazmaya kalksak, ansiklopedi olur. Sinema sanatçısı’ndan örgüt bağlantısı diye 500 bin lira tokatlamışlardı. En son şarkıcı’dan örgüt takibi diye 30 bin lira kaptılar.
*
Yılmaz Özdil’in yazdıkları böyleydi. Bu satırların ardından nasıl olur dediğinizi duyar gibiyim. Şaşırmakta haklısınız. Hiçte yabana atılmayacak onca insan nasıl bu şekilde dolandırılabilir değil mi? Öyle ya, bu kişiler makam, mevki (kariyer) sahibi kişiler. Cahil kişiler hiç değiller.

Herkes telefonunun dinlendiğini, kamera yada dinleme böcekleriyle izlendiklerini, birileri tarafından kimlik bilgilerinin, hatta T.C kimlik numarasının ele geçirildiğini düşünürse olacağı budur. Benzer şikâyette başbakanımız da bulunmadı mı? Bir şikâyeti de savcılara değil miydi?

Ne demişti hatırlayalım.

 “Kesinse ver hükmünü, işi bitir. Elinde kesin hüküm yok da yüzlerce subayı astsubayı örgüt üyesi olarak hele hele genelkurmay başkanını bu şekilde değerlendirirsen bütün Silahlı Kuvvetler moralini altüst eder. Bunu çözmeden 35’i nasıl çözeceksiniz? Neredeyse komuta kademesinde oralara göndereceğimiz subayımız kalmıyor.”

Ülkemizin hali pür melali budur ne yazık ki! Bir başbakan nedeni olduğu ortamdan kendisi şikâyetçiyse herkesin dolandırılması kadar doğal bir şey olamaz.  



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.sakaryaanadolu.net 


Yayın Tarihi: 01.02.2013 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder