Merhaba sevgili okurlar. Uzunca bir aradan sonra bir tatil günü gene karşınızda olmanın zevkini yaşıyorum. Bayram, bayram ertesi yapılan halkoylaması nedeniyle sizlere yazmaya epey bir ara verdim. Bugün ne yazık her Pazar olduğu gibi artık bilinen, ezberlediğiniz tarzda yazamayacağım. Bu gün misafirim var. Almanya’dan teyzem ve eşi geldi. Teyzem Arnavut; hiç Türkçe bilmiyor. Onunla bakışmayı yeğliyoruz. Aramızdaki sevgi bağı gözlerimizle anlaşmamızı sağlıyor. Öyle şefkatli bakıyor ki, benim engelli oluşumdan eridiğini görüyorum. Eniştemde Arnavut, biraz Türkçe biliyor. Bildiği Türkçe, sohbet etmemize yetmiyor. Benim konuştuklarımı anlaması için kılıktan kılığa giriyorum. Sanki tiyatroda bir oyun oynuyorum. Kullandığım kelimeleri zaman çekimlerinden ve eklerden arındırıyorum. Ortaya garip bir dil çıkıyor. Yabancı ancak bu kadar Türkçe konuşur. Az Türkçe bilenlere böyle konuşmanın yararlı olduğunu görüyorum. Kelimelerin yetmediği yerde jest ve mimiklere baş vuruyorum. Hiç değilse sohbet etme imkânı buluyorum.
Eniştemin ismi ilginç; Acem. Acem biliyorsunuz İranlı demek. Arnavut’un acemi bilmesi bana ilginç geliyor. İran nere, Makedonya nere.. bu ismi Osmanlının o coğrafyaya götürdüklerinin bir işareti olarak görüyorum.
Eniştem daha önce dayımla Türkiye’ye 1977 yılında gelmişti. Dayımla birlikte az meşk etmemiştik. O da sesiyle bize katılıyordu. Dayım Arnavut halk şarkıları tutkunu. Ben her parçayı bilmiyor, sadece gitarla akor atıyordum. Bu özelliğim aklında kalmış. Org çaldığımı söyleyince ona da çalmamı istedi. Kız kardeşim, benim her şeyim Nurşen’im bir gece orgu kurdu. Başladık meşk etmeye.. enişteme bildiğim az sayıdaki Arnavut halk şarkısı “shkovani tiran”ı çaldım, o da söyledi. Ama o ne söylemek. Sesi ve söyleyişi çok harikaydı. Bugün gidecekler. Anılarım arasına o gecede girdi. Uzun bir süre unutabileceğimi sanmıyorum.
Misafirimiz olduğu için bugün şiir yazamadım. Bu pazarda öyle olsun dedim sevgili okurlar. Kusurumu bağışlayın.
Hepinize mutlu pazarlar..
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 26.09.10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder