Biliyorsunuz internet çağıyla birlikte gelişen “sosyal medya” denen paylaşım siteleri var. Burada insanlar sevdiği her şeyi birbiriyle paylaşıyor. Bu bir söz olabilir, bir müzik, bir film, yada siyasi bir görüş, hiç fark etmez. Hepsinin bir alıcısı var. Alıcının bol olduğu bu “sosyal medya denen” paylaşım sitelerinden ikisi diğerlerinden çok daha ünlü. Çok daha kullanılır durumda. Gene internete girenler bilir bunlar, facebook ve twitter’dir. Bu sosyal paylaşım siteleri hesabıma her gün yüzlerce mesaj gelir. Birde bunun üstüne google gruplardan gelen binlerce iletiyi ekleyin. Hepsiyle ilgilenmem doğaldır ki mümkün değil. İçlerinden seçim yapmakta zor iş.
Sosyal paylaşım sitelerinde hep iyiye güzele özlem anlatılır. Bu konuda söylenmiş idealist sözler paylaşılır. Geçenlerde mahallemde yetişmiş, metalürji mühendisi olduktan sonra girdiği iş dünyasının gereği olarak İstanbul’a yerleşen değerli küçüğüm, facebook’tada arkadaşım Sadi Şahin böyle bir özlemi anlatan bir özdeyiş ve bir kartpostal paylaşmıştı. O kartpostalı yazı işleri müdürümüz yayınlarsa burada göreceksiniz. Siyah beyazda yayınlansa çok güzel görünecektir eminim.
Bu özdeyişe o kadar cevap gelmiş ki, şimdi bunları görelim.
Önce o özdeyiş:
GERÇEK DOST, hatalardan dolayı dostluğu bitiren değil, dostluğun hatırına HATALARI BİTİRENDİR...!!!
Hakikatten çok güzel. Ders alınması gereken bir özdeyiş. Özdeyişe cevap yazanlar arasında İsimi geçenlerin tanınmaması için soyadlarını kaldırdım. Yazdıklarının biçim ve içeriğine (virgülüne bile) dokunmadım.
İşte cevaplar:
Ömer I. kaldı mi öylesi...
Tuncay M. bencede kalmadı
Ahmet K. Çok güzel bir karpostal
Atakan K. evt çok gzel
Semine E. Ş. nerde o dostluklar her şey menfaat olmuş cnmm benim
Gülcan Ç. Neden böyle pesimistsiniz....Var böyle dostlukar,Sevgi ve hoşgörü var oldukça devam edecektir
Ümran G. E. sen ne kadar dostane olsanda
Ümran G. E. karsıkı
Ümran G. Er. dusmansa ne yapabılırsın allah verır gonlune gore bır evlayyyyyyyyyyt
Sabahat K. kusursuz dost arayan dostsuz kalır
Ayşe G. cok anlamlı bir söz umarım herkez kendine bir pay cıkarır
Nebahat Ü. kız sıyah elbıselı olan sana cok benzıyor (galiba bu hanım öze değil, şekle bakanlardan)
Zübeyde G. eger öyle bi dost bulursanız sımsıkı sarılın ona
Ünsal Y. nerde bu dönemde öyle dostluklar bulursam sarılalım koymayalım
Sevinç K. GERÇEKTEN ÇOK DOOĞRU AMA NEERDEEEEEEEE.............
Ismail Ç. belki birgün çıkar karşımıza bu kadar karamsar olmayın lütfen. mutlaka iyiler vardır hayatta.
Erol ve Zulfiye M. ne kadar kotu bir zamanda yasiyoruz .hic kimsenin iyiliye inanci kalmamis .ama inanin gercek dostluklar hala var:)))
Ressam Hidayet. Harika bir söz.
Herkesin, hatta tüm bu yazıyı okuyan ve okumayanların aynı özlem içinde olduklarını söyleyebiliriz. Bu gerçeği oluşturan nedenler bilinse de kimse değiştirmeye niyetli değil.
O özdeyişin altına yazdıklarımla bunun bir yönünü anlatmaya çalıştım.
Cevap yazım şöyleydi:
Aşırı bireyselleşmenin acı faturası olarak bugün kimse kimseyi sevmiyor. Tek sevdiğimiz kendimiziz. Oysa insan herkesi sevmek zorundadır. Dinende bu böyle, gelenek ve ahlâkende. Çünkü insan toplumsal varlıktır. Aslan yelesini düzelttirmeye berber aramaz. Ama insan saçına kendisi biçim veremez. Aslan kasap aramaz, zürefa bahçevan, maymun manav, tavşan fırın.. köylü bu saydıklarımdan bir kaçını yapabilse de insanın ihtiyaçları diğer canlılardan çok çeşitli ve çok farklı olduğu için bunlara ve bunlarla uğraşan insalarla birlikte olmaya mecburdur. Şehirli insansa bunlar olmasa aç kalır. Buna rağmen insan en büyük, en güçlü olduğu masalına inanır. İnsanlar inanmasa bu masalı anlatan reklam şirketleri gelişmez, üretici firmalar ihtiyaç fazlası ürün üretemez, fabrikalar veya ofisler (internet vasıtasıyla şimdi her yer ofis) insan öğütmezdi. Birkaç tür hariç bütün canlılar ortak yaşar, ama insan ortaklıktan kaçar. Neden? Kendimizden gayrısına önem vermeyiz de ondan. Eskiden bu ülke yoklukla boğuşurken komşu komşuya yardıma koşardı. Şimdi yoksulluğu kırdıkya, bir ölçüde standartlar yükselince kimse kimseyi tanımaz oldu. (eski alman sosyal demokrat lideri Oskar Lafonten’in bir sözüdür; “yoksulluk paylaşılır, zenginlik paylaşılmaz.) Sevgiyi yaşatalım derim. Sevgiyi yaşatmanın şartı insanları beğenmez eleştirilerden vaz geçmek, insanın kötü yanları yerine iyi taraflarını konuşmaktır. İyi yanlarını konuşursak her insanı iyi görürüz. Sonra kendimizden kurtulmak çok gerekli. Kendini çok önemseyen kendinden kurtulamayandır. Bakın öyleleri övünmeyi ve dövünmeyi çok sever. Bu insanlardan kurulu bir toplum dostluğu yaşatamaz ve geliştiremez. OYSA DOSTLUK ESKİMEYEN BİR KAFTANDIR. GİYENİ GÜZELLEŞTİRİR.
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 26.09.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder