10 Aralık 2009 Perşembe

3 ARALIK VE SONRASI

        Sakarya Büyük Şehir Belediyesinin, Dünya Özürlüler Günü nedeniyle 3 Aralık Perşembe günü, AKM Salonunda verdiği sabah kahvaltısına, Sakarya Ortopedik Özürlüler Derneği BaşkanYardımcısı sıfatıyla, derneğimizi temsilen katıldım. Protokolde ev sahibi olarak bizleri ağırlayan Büyük Şehir Belediyemizin Başkan Yardımcısı Osman Aydın, Genel Sekreter İbrahim Pehlivan, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Davut Yüce, Prof. Dr Ali Seyyar, Özel Kalem müdürü Orhan Bayraktar ve Sanatçı-Yönetmen Ayhan Yazıcı vardı. İlimizin özürlü dernek temsilcileri başkanlar düzeyinde temsil edilirken, bir gurup özürlüde kahvaltıya katılmıştı.

         Kahvaltının sonunda Osman Aydın Büyük Şehir Belediye Başkanı  Zeki Toçoğlu adına biz özürlülerin bu özel gününü kutladı. Yerel yönetimler olarak şimdiye kadar olduğu gibi, özürlü yaşamını kolaylaştıracak her türlü hizmeti vermeye devam edeceklerini belirterek katılan konuklara birer karanfil verdi.

         Saat 10:30’ da sunulan programı izlemek için AKM tiyatro salonuna geçtik. Program önceki yıllara göre çok düzenliydi. Slayt gösterisinin ardından katılanları sıkmayacak konuşmalar yapıldı. İlk konuşmayı duygu ve düşüncülerini salondakilerle paylaşan özürlü vatandaş Aslı Ediş yaptı.

         Emekli öğretmen olduğunu öğrendiğim Büyük Şehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Osman Aydın kürsüden “Hiç kimse engelli doğmak istemez. Engelli olmak insanın elinde olan bir şey değildir. Unutmamalıyız ki her insan birer engelli adayıdır. Asıl engellilik kişinin sevgiden yoksun olmasıdır. Bize düşen görev engelli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek ve bu kardeşlerimizin topluma kazandırılmasında gereken desteği vermektir” diye özetlenebilecek bir konuşma yaptı.

         Şunu hemen itiraf etmeliyim ki; beni en çok çarpan konuşma Prof. Dr Ali Seyyar’ın yaptığı konuşmaydı. Batı toplumlarının ölme hakkı denebilecek “ötenaziyi” yasalaştırma çabalarını örnek göstererek yaptığı konuşmasında, bizim inanç ve geleneklerimize ters bir uygulamanın karşısına “bakıcı edinme ve edindirme” yasalarıyla çıkılması gerektiğini, özürlü olsun olmasın her yaşlı insana bu imkanın sunulacağı yasaların mutlaka çıkacağını, çünkü yaşlılığında bir özürlülük olduğunu söyledi. Prof. Dr Ali Seyyar “Toplum olarak engelli vatandaşlarımıza daha fazla yardımcı olmalıyız. Ülkemizde engellilere diğer ülkelerden daha fazla değer verildiğini araştırmalarda görmekteyiz. Yeni çıkan yasa ile engellilerin haklarının eskisine göre daha genişletilmiş olması oldukça sevindirici” dedi. 

         Program sonunda Ayhan Yazıcı’yı büyük bir keyifle izledik. Bir özürlünün neler yapabileceğinin güzel örneklerini sundu bizlere. Hak ettiği alkışı da “spastik show” adını verdiği  gösterinin her anında almasını bildi. Vagon fabrikasından iki hafta önce emeklide olmuş. Yani çiçeği burnunda bir emekli aynı zamanda.

         Bu günü düzenlemekte emeği geçen, başta Sakarya Büyük Şehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Osman Aydın’a, bütün konuşmacılara, katılan her kese ve günün sonunda oynadığı oyunla Ayhan Yazıcı’ya şahsım ve derneğim adına teşekkür ederim

***   ***   ***
         Buraya kadar yazdıklarım işin güzel tarafıydı. İki gün sonra Beyaz Ay Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Selim Özen ve derneğimizin başkanı Sadettin Yılmaz’la yaptığım görüşmede anlattıkları şeylerde oldukça ilginçti. Sakarya Üniversitesindeki bilimsel toplantının (sempozyumun) yapılacağı gün davetiyelerin kapının altından atıldığını, geç haber verilmesi nedeniyle katılamadıklarını söylediler. Sevgi Çiçeği Derneğinin Başkanı Ferruh bey meğer on gün önce bu toplantıyı biliyormuş. Fakat gelin görün ki diğer dernek başkanlarına haberleri vardır diyerek mi, yoksa gaflete düştüğü için mi kim bilir, kimseye haber vermemiş. Yani dostlar özürlünün özürlüden haberi yok! Bu bilimsel toplantıyı düzenleyen SAÜ Makina Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Proje Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Yavuz Soydan gibi özürlü olmayan özürlü dostlarınınsa özürlülerden hiç haberi yok! Kısacası kendileri çaldılar kendileri oynadılar.     

         Buna rağmen merak ettim bu toplantının amacını araştırdım. Gel de interneti sevme! Benim gibi bir özürlü bu kaynaklara gidip gelmekle öyle kolay ulaşamazdı. İnternet bir tıkla her şeyi önüme serdi. Arkadaşlarımın dediklerinin ışığında konuya daldım. Bakın bakalım konu neymiş?

         “Engellilerin, günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmak ve çalışma hayatına daha fazla katılmalarını sağlamak amacıyla Sakarya Üniversitesi, Avrupa Birliği Leonardo Da Vinci Programı yenilik transferi projelerinden olan 'Fiziksel engelliler için medikal ekipmanların tasarım, imalat, test, seçim, bakım, süreçlerinde karma eğitim platformu projesi' ymiş.”

         Aşağıya alıntıladığım satırlardan ne yapılmak istendiğini çok açık olarak anlayacaksınız. Amaç gerçekten harika. 

         “Bu proje, Avrupa Birliğinin Finasal Desteği ve T.C.Başbakanlık Ulusal Ajans Aracılığı ile Tagem Kopisan Ltd.Şti. Yürütücülüğünde ve Sakarya Üniversitesi  Koordinatörlüğünde  Yürütülmektedir.
Fiziksel Engelliler İçin Fiziksel Engellilerin İhtiyaç Duyduğu Yardımcı Araç Tasarımı-Geliştirilmesi-İmalatı-Seçimi-Kullanımı-Testleri Konusunda Karma (Uzaktan + Örgün) Eğitim Platformu Oluşturulması”

         Bu başlık ile başlayan projenin tanıtımı şöyle devam ediyor:

“Fiziksel engelliler toplumun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Engelliler, sağlanan sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak günlük yaşam aktivitelerine ve çalışma hayatına daha fazla katılmak istemektedirler. Bu katılım isteği yardımcı araç (tekerlekli sandalye, protez vb.)  kullanımını zorunlu kılmaktadır. 
Engellilerin kullanacağı yardımcı araçlar, engelin durumuna ve diğer şartlara bağlı olarak  genellikle kişiye özel ve ayrıcalıklı tasarım-imalat-test kriterleri gerektirmektedir. Bu gereklilik, Avrupa’daki işgücü maliyetlerinden dolayı araç fiyatlarının çok yüksek olmasına veya ucuz fakat güvenliksiz uzakdoğu araçlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Her iki durumda da engelliler olumsuz olarak etkilenmektedir.

Proje, fiziksel engelliler için yardımcı araç tasarımı-geliştirilmesi-imalatı-seçimi-kullanımı-testleri konularında uygulamalı eğitim platformunun oluşturulmasını hedeflemektedir. Proje ile;
      Yardımcı araçlarla ilgili tüm aşamalarda engellilerin daha fazla katılımının sağlanması,
      Doğrudan kullanıcıların katılımı ile tüm aşamalarda optimizasyonunun sağlanması,
Proje, engelli araçları konusunda deneyimi olan Tagem Kopisan Ltd.Şti.’nin koordinatörlüğünde, yurt içinden; Proje konusunda uzman eğitici kadrosuna sahip Sakarya Üniversitesi, her türlü bilgi, döküman ve yetkiye sahip başbakanlık özürlüler idaresi, engellilerle ulaşımı ve iletişimi sağlayacak Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, engellilerin rehabilitasyonu, meslek edinmesi ve istihdamına yönelik çalışan Kocaeli Büyükşehir Belediyesine Bağlı Gülen Yüzler,  engellilere yönelik destek faaliyetleri ile yerel yönetimler (belediyeler) arasında ön plana çıkan Adapazarı Merkez Belediyesi, engelli araçlarının imalatı konusunda Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından birisi olan Faz Elektrik (Belmo) A.Ş., yurt dışından Almanya, Bulgaristan ve Romanya’dan konusunda uzman  ortakların katılımları ile gerçekleştirilecektir. Konuyla ilgili tüm kesimlerin aynı çatı altında, ortak ve ulaşılabilir bir hedef için bir araya gelmeleri, çıktıların yüksek verimli ve yaygın etkiye sahip olmasını  ve paylaşılmasını sağlayacaktır. 
Proje süresince ve sonuçlandığında, engelliler için yüksek  verimli bir istihdam ortamı oluşturulacaktır.
         Katma değerin yüksek olduğu medical sektöre, istihdam oranı oldukça düşük olan engellilerin doğrudan yönlendirilmiş olacak ve daha yüksek yaşam standartlarına kavuşması sağlanacaktır.
         Proje ile ülkemizde pek gelişmemiş olan bir sektöre hareket getirilmiş olacaktır. 
         Engellilerin kullandığı yardımcı araçlara ait ulusal ve uluslar arası standartlara uygunluğun araştırılacağı test alt yapısının oluşturulması, dolayısıyla güvenliğin artırılması.
         Üretim hızının yavaş ve üretimin genellikle tekil (kişiye özel) olması engellilerin yapısına uygun olduğundan başarı dolayısıyla özgüven artacaktır. Bu sonuç platformun yaygınlaşmasına neden olacaktır.
                Engelli araçlarının seçimi-kullanımı konusunda kolay anlaşılır, uygulanabilir ve sistematik dijital ve basılı  döküman ve eğitim seti hazırlanacaktır.
      Sağlanacak WEB tabanlı iletişim ve etkileşim projenin diğer Avrupa ülkelerindeki engellilerle paylaşımını sağlayacaktır.
      Proje, sektörde Avrupa’nın dünyanın diğer bölümüyle rekabet kabiliyetini artıracaktır.
      Tüketici-yardım alan, kapalı ortamlarda fizyolojik problemlerin yanında psikolojik sıkıntılara da düşen engelliler, üretici-yardım eden,  çalışan ve istihdam oluşturan biri konumuna geçecektir.
      Proje diğer engelli grupları ve dezavantajlı gruplar için de model olabilecek bir karakterdedir.
      Proje ile engellilerin mesleki eğitimine yönelik yeni eğitici kadrosuda yetişmiş olacaktır. 
Engelliler, kullandıkları araçların hangi özelliklere sahip olması gerektiğini yaşayarak bildiklerinden, tasarım, üretim ve test kriterlerinin belirlenmesinde daha verimli olacaktır. Proje sonucunda, daha kullanışlı ve güvenli araçlar çıkacaktır.”

         İşte bu proje için AB’den 240.000 avro alınmış.

         Yazımın başına “3 ARALIK VE SONRASI” başlığını neden koyduğumu anladınız mı sevgili okurlar? Yukarda da dediğim gibi “Özürlünün özürlüden haberi yok! Yrd. Doç. Dr. Yavuz Soydan gibi özürlü olmayan özürlü dostlarınınsa özürlülerden hiç haberi yok! Kısacası kendileri çaldılar kendileri oynadılar.” 

         Yazık oldu dostlar çok yazık. Bu bilimsel toplantı özellikle duyurulmamak istendi sanki. NEDEN ACABA?


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Yayın Tarihi: 09.12.09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder