Hayata başladığımız andan itibaren bizi içimizden dışımızdan bir takım kurallar kuşatır. Birinci kural nefes alıp vermek kuralıdır. Bu kurala uymayacağım diyemezsiniz. İkinci kuralda beslenme kurallarıdır. Bu kuralda nefes alma verme kuralından daha önemsiz değildir. Bu yanıyla bu kurallar her insan, hatta her canlı için geçerli kurallar olduğundan, evrenseldir. Günümüzde evrensel kurallar içinde trafik kurallarıda yer almaktadır. Bu kurallar olmasa insan birlikte yaşama alışkınlıklarını edinemezdi. Toplumsal birlikteliğin olduğu yerde kurallar uygulanmazsa (en azından trafik kuralları uygulanmazsa) herkes herkesle çatışır. Kimi kurallar bir bakıma toplumsal barışı sağlamak içindir.
Bir toplumun uygarlığı, toplumsal barışı ne oranda kurduğu ve bunu sürdürüp sürdüremediğine bağlıdır. Ülkemizde toplumsal kurallar yasa hükmünde olsa bile sıklıkla çiğnenmekte. Trafik kuralları bunların başında gelmektedir. Kimse kimseye yol vermeye yanaşmıyor. Herkes üstünleri oynuyor. Herkes üstünlük sağlayan her şeyi hak ettiği kanısında. Hele makine gücüyle her biri bir terminatör olan araba sahibi ve/veya sürücüler bu konuda birinciliği kimseye kaptırmıyorlar. Işıklarda sabırsızlıkla klakson çalarak gürültü kirliliği yapanlar bile buna dahildir.
Bizim terminatörlerimiz işi o kadar azgınlığa vardırmaktadırlar ki, trafik ışığı olmayan yerler onlar için sürat pisti olmaktadır. Yaya geçidi çizgilerini kimsenin taktığı yok. Adnan Menderes caddesindeki alt geçit yapımı sonrasında otogarın oradaki Güllük Caminden Yeni Cami ışıklarına kadar sürücüler adeta süratli deneme sürüşleri yapıyorlardı. Onların yüzünden bakkallar durağında 12 kişi hayatını yitirdi (bunu ve oranın toplumsal yapısını düşünmeden alt geçit yaparak hayatların solmasından eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran’da sorumludur. Yakınlarını kaybedenlerin haklarını helâl etmedikleri gibi bende Aziz bey’e vatandaşlık hakkımı helâl etmiyorum).
Bu konudan şikâyetle birkaç yazı yazdım. Sonunda bakkallar durağında Yeni Cami gidiş-geliş yönlerinde yola tümsek yapıldıda bir daha can kaybı yaşanmadı. Bu gibi tedbirler alınmaya devam edilmelidir. Çünkü sürücülerimize yollar yetmemektedir. Yaya kaldırımları bile kullanılmaktadır. Geçenlerde yeni cami ışıklarında bir minibüsün araçlara yanan kırmızı ışıkla biriken araçlardan ayrılarak şimdi yerinde Geltat marketin olduğu eski Lemar’ın oraya yaya kaldırımında yol alarak gitti. Peki Yunus Marketin orda gördüğüme ne diyeceksiniz? Markete mal getiren koca bir kamyon, Sakarbaba Caddesi Çarşamba Pazarı kumaşçılar kesimindeki kavşağa kadar gidip ordan dönmek yerine, araçların geldikleri yöne dönmelerini sağlayan cepten dönmüş ve ters yönde gitmemek için de marketin depolarına yaya kaldırımından gitmeyi seçmişti.
Banket ihlâlleri sadece bunlar değil. 3 Aralık Dünya engelliler gününde çeşitli etkinlikler sonrasında merkez belediyesinin düzenlediği kent konseyine, TSD Adapazarı yönetim kurulunda birlikte olduğumuz Başkan Yardımcısı arkadaşım Selim Özen’le gidiyorduk. Yeni Cami Geltat şubesinin yanındaki yer döşeme mazemeleri dükkânının önünde ve yaya kaldırımın üstünde bir kamyon mal indiriyordu. Kapaklarını açarak engelli rampalarını işgâl etmişti. Akşam üstü Güllük Cami ışıklarından çıkıp Yeni Cami ışıklarında soluklanan araçlar yolu tıkadığı için biz engelli aracımızla yaya kaldırımından gidiyorduk. Bu manzarayı görünce o zaman boş olan Geltat marketin içeri giriş rampasına çok yanaştığımı fark edemedim ve devrildim. Bir aydan fazla kaburga ağrıları çektim. Allahtan kırık ve çatlak yoktu. Sadece ezilmişti.
Yaya kaldırımlarındaki bu rampalar çocuklu ailelerin bebek arabalarıyla, bizim gibi engellilerinde tekerlekli sandalye yada akü araçlarıyla rahatça inip binsinler diye yapılmıştır. Bir hafta önce Yeni Cami ışıklarından önceki sokak başında biten yaya geçidinin rampasını bir otomobil bütün haşmetiyle kapatmıştı. Sürücüsü otomobilin camlarını yarı açık bırarak (eğer unutarak açık bırakmadıysa tabi) hemen geleceği izlenimi vermek istemişti. Bir süre bekledim, sürücüsü gelmeyince vatandaşın birinden otomobilin plakasını göremediğim için yardım istedim. 155’i plaka numarasını vererek aradım. Nerdeyse yarım saat sonra bir görevli memur gelmesine rağmen sürücü o zaman içinde görünmedi. Görevli memur otomobilin durumunu gösteren fotoğraflar çekti. Yeni cami ışıklarının izin verdiği ölçüde akan trafiği durdurarak ve gerekli yol genişliğini sağlayarak bana yol açtı, banketten aracımla inmeme yardım etti (Kendisine buradan bir kere daha teşekkür ederim).
Bu sıralar havalar güzel olup yaz kendini göstermeye başlayınca Yunus Markette bu kış açılmış olan döner salonu cam duvarlarını açıp dışarıya birkaç masa koltuk koydu. Gelen müşteriler Sakarbaba caddesi üstündeki yaya kaldırımlarına 10-15 metre kadar içerde otoparkı olmasına rağmen otomobillerini park ediyorlar. Marketin sırasındaki TSD Adapazarı şubesi derneğimize gidişte ve dernekten dönüşte kullandığımız bu yaya kaldırımını kullanamıyoruz. Şef Kemal bey benim mahallelim. Kendisine durumu arz ettim. Anlayış gösterdi sağolsun. Ama müşteriye durumu anlatmak öyle kolay değil. Biliyorsunuz, bizde müşteri her zaman haklıdır, kurallar çiğneniyor olsa bile. Gene aynı yere otomobiller park ediliyor tabii. Akşam üstleri trafiğinde gene tehlikeyle karşı karşıyayız. Sayın trafik zabıta müdürü beyefendi, bunun için oraya park yapılamaz levhası konulsa olmaz mı?
Yunus Marketin önündeki yaya geçişi işaretlerinde engelli levhası olmasına rağmen inanın her iki yönde de karşıya geçmek için en az 10 dakika bekliyoruz. Kimi zaman bu süre yarım saate kadar çıkmakta. Kimsenin yol vermeye niyeti yok. Bizim terminatör sürücülerimizden bunu beklemiyoruz artık. Allah onların vicdanını açsın demekten başka bir şey elimden gelmiyor. Sizden bu yola da bakallar durağındaki gibi tümsek yapmanızı rica ediyorum.
Şu trafikteki araçlardan artık ilallah dedim. Nedir bu araç üstünlüğü anlamış değilim. Araçları bu kadar baş tacı etmek uygarlık değildir. Asıl üstün olan insandır. İnsana değer vermek uygarlık göstergesidir. Trafikte ne yazık ki bunu görmüyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’ndan trafik konularına bakan zabıta birimi aracılığıyla engelliler ve çocuklu anneler için yaya kaldırımlarında olsun, trafik ışığı olmayan yaya karşıya geçiş işaretlerinin olduğu yerlerde olsun, araç üstünlüğüne son verilmesi yönünde adım atılmasını hassaten rica ediyorum.
Özetlersek sizlerden istediğimiz şunlar:
1: Yunus Markette bulunan hamburger/dönerci dükkânının önüne park edilmesini engellemek amacıyla park yasağı levhası konulması,
2: Sakarbaba caddesindeki karşıdan karşıya geçerken kullandığımız yaya geçişlerinin önüne tümsek veya benzeri şeylerle trafiğin süratinin (oralarıda şehir içi trafiğidir, otoban yolu değildir ki. Ama gelin görün sürati. Gece bu daha da artıyor bile) düşürülmesi..
Yaşanır ve uygar bir kent olgusu araçlara değil insana değer verilmesiyle oluşur. Her şey insan içindir. Araçlar ve kurallar bunun için vardır. Hayatı kolaylaştırmak için..
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder