Bugüne dek yaptığımız anayasalarımızı incelediğimiz yazı
dizimize kaldığımız yerden devam edelim.
***
Demokratik Devlet: “Farklı ve tarihsel demokrasi anlayışları
içinden 1982 Anayasasının kastettiği demokrasi türü, Batıda biçimlenmiş olan
liberal demokrasi anlayışıdır. Anayasanın 6. maddesine göre, egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. Ulusal egemenlik ülkedeki yönetim biçiminin halkın kendi
kendisini yönetmesi esasına dayanan demokratik sistem olmasını gerektirir.
Egemenliğin ulusa ait olduğunu söylemek, en üstün iktidarın bir tek kişi ya da
gruba değil, bütün ulusa ait olduğu anlamına gelir. Anayasa, egemenliğin
kullanılmasının hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamayacağını belirterek de bu noktanın altını çizmektedir. Millet
egemenliğinin anayasanın koyduğu esaslara göre kullanılacağının Anayasada
düzenlenmiş olması, egemenliğin sınırsız kullanımına izin vermez. Seçimlerin
halk egemeliğini hayata geçirebilmesi için genel, eşit, serbest, gizli oy, açık
sayım ve döküm gibi ilkeler esas alınarak yapılması gerekir. Anayasa,
seçimlerin dürüstlüğünün sağlanması görevini Yüksek Seçim Kuruluna vermiştir.
Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez öğelerinden biri de Siyasal partilerdir.. Bu
nedenle, Anayasa siyasal partilerin kuruluş ve çalışmalarını garanti altına
alan düzenlemelere yer vermiştir. Anayasa’da 1995 ve 2001 yıllarında yapılan
değişikliklerle siyasal faaliyet ve siyasal partiler alanındaki yasaklar büyük
ölçüde kaldırılmış ve özgürlükler genişletilmiştir. Serbest seçimlerle siyasal
partilerin anayasada güvence altına alınması, demokrasinin en önemli
unsurlarından biri olan siyasal çoğulculuğun gerçekleştirilmesi açısından da
önemlidir.”
Demokrasilerde kendi içinde farklılıklar gösterir. 1982
anayasası devletin liberal demokrasiyi öne çıkararak ülke ekonomisinde ana
belirleyici olmaktan çıktığını, karma ekonomilerle beş yıllık kalkınma
planlarından vazgeçildiğini görürüz. Devlet sadece hizmet sektöründe olmakla
yetinecektir. İç ve dış güvenliği sağlayacak sağlık, eğitim yasama konularının
dışında kalan her konuda hakemlik yapmaktan başka bir şey düşünmeyecektir. Bunun eseri olarak liberallerin savunduğu gibi
emeğin değeri katma değerin içinde sayılmadan hep maliyet arttırıcı unsur
olarak görülerek her geçen yıl biraz daha düşürülmüştür. Devlet sınıfsal temele
dayalı sendikaları komünizmi savundukları gerekçesiyle durdurmak için
liberallerin safında yer alarak baskı unsuru olmayı yeğlemiştir.
Sosyal Devlet:
“Bu ilke, sosyal adalet içinde refahı
yaygınlaştırmayı amaçlamak olarak tanımlanabilir. 1982 Anayasası, sosyal
devletin gerçekleştirilmesi amacıyla bireylere tek başlarına veya toplu olarak
kullanabilecekleri çeşitli haklar tanımıştır. Bunların bir bölümü çalışma ve
emeğin korunmasına ilişkin düzenlemelerden (çalışma hakkı ve ödevi; zorla
çalıştırma ve angarya yasağı; ücrette adaletin sağlanması vb.); bir bölümü
gelir ve servet farklılıklarının azaltılmasına yönelik hükümlerden (vergi
adaleti; özel mülkiyetin kamu yararı amacıyla sınırlanması; sosyal güvenlik;
eğitim ve öğretim; sağlık; çevre ve konut hakkı vb) oluşmaktadır. Ayrıca
sendika, toplu sözleşme ve grev gibi toplu olarak kullanılabilen haklar da
Anayasamızda düzenlenmiştir. Anayasa, değişik 65. maddesinde, "Devlet,
sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin
amaçlarına uygun öncelikler gözeterek mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde
yerine getirir." diyerek, devletin bu alandaki sorumluluğunun sınırını
çizmektedir.”
1982 Anayasası da sosyal devlet yapısına vurgu yapmıştır.
Çalışanların hakkını, gelecekteki
durumunu belirleme, sağlık hizmetlerinden sınırsız
yararlandırma, eğitim ve öğretim, konut gibi daha bir çok konuda düzenlemeler
getirmiştir. Sosyal devletçilik vasfı çağdaş devlet olmanın bir ölçütüdür. Bir
devletin sosyalleşmesi zenginliğinin ve bireye verdiği değerin göstergesidir.
Yaşlısını, güçsüzünü, sakatını sokakta bırakmayan devlet, devlet olmayı hak
etmiş devlettir.
Hukuk Devleti: “Anayasanın 2. maddesinde cumhuriyetin
nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, bireylere hukuk güvenliği sağlayan,
yöneticilerin de hukuka bağlı olduğu devlet olarak tanımlanabilir. 1982
Anayasasına göre, yürütme yetkisi ve görevi anayasa ve yasalara uygun olarak
yerine getirilir. Anayasa, ayrıca, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine
karşı yargı yolunun açık olduğunu belirterek devlet organlarının hukuka
bağlılığını güvence altına almaktadır. İdarenin işlemlerinin yanı sıra,
yasaların anayasaya uygunluğunun da yargı organı denetimine tabi tutulmasının
hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi açısından büyük önemi vardır. 1961
yılında hukuk sistemimize giren Anayasa Mahkemesi, 1982 Anayasasında da aynen
korunmuştur. Anayasa Mahkemesi, Anayasada belirtilen diğer yetki ve
görevlerinin yanı sıra yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve meclis
içtüzüğünün anayasaya uygunluğunun denetimini yapma yetkisiyle donatılmıştır.
Anayasanın 10. maddesinde yer alan kanun önünde eşitlik; 38. maddesinde sayılan
suç ve cezalara ilişkin evrensel ilkeler; yargı organının bağımsızlığını ve
tarafsızlığını sağlamaya yönelik düzenlemeler hukuk devleti ilkesinin
gerçekleştirilmesini sağlayan güvencelerdir.”
Hep duyarız; “bugün hiç
ihtiyacı olmayana bile bir gün hukuk gerekebilir” denir. İnsan ve insan
ilişkileri, insan ve eşya ilişkileri, insan ve mülkiyet hakları devam ettiği
sürece hukuk her zaman varlığını sürdürecek ve her insanın hukuk’a ihtiyacı hep
olacaktır. Hukuk devleti (ihtiyarlar heyetinin bilgileri ve gönlünün dilediği
gibi hareket etmeyen) yazılı kuralları olan devlettir. Devlet yönetiminden
paylaşıma, ödüllendirmeden cezalandırmaya kadar her şeyi kapsayan hukuk kurum
ve kuruluşlarla birlikte bireylerin uyum içinde davranmasını gücü yetenin,
gücünü zayıfa karşı kullanma hakimiyetini engellemeyi sağlar.
1982 Anayasası da bugüne kadar 15 kez değişikliğe
uğramıştır. Bir çok yönden artık o ilk kabul edilişindeki Anayasa değildir.
DEVAM EDECEK
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 04.04.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder