Elektriğin saklanması
kadar iletilmesi de önemlidir. Bu iletim sırasında oluşan kayıplar
önemsiz olmasa gerek.
Önemli olduğu için bu konuda da Amerika’da yapılan bir araştırma meyvesini
vermiş.
KABLOSUZ VE PRİZSİZ ELEKTRİK
“Elektrik kablosu ve priz tarih mi olacak?
Amerikalı bilim adamları, elektrik kablosu kullanmadan bir cihaza enerji iletmenin yöntemini buldu.
Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) yapılan araştırmada, elektrikli cihazlara kablo kullanmadan elektrik iletebilen bir sistem oluşturan bilim adamları, enerji kaynağından2
metre uzaklıktaki 60 vatlık bir ampulü kablo olmaksızın
aydınlatmayı başardı.
Buluşlarını Science dergisinde yayımlayan araştırmacılar, enerjiyi, biri ampulde, diğeri enerji kaynağında bulunan iki bakır bobin arasında elektromanyetik dalgalarla iletti.
MIT'den Profesör Marin Soljacic başkanlığında yürütülen araştırmada oluşturulan sisteme, kablosuz elektrik sözcüklerinden türetilen ‘WiTricity’ adı verildi.
Prof Soljacic, bu yöntemle iletilen enerjinin bir dizüstü bilgisayarı çalıştırmak için gerekli olandan çok daha fazla olduğunu belirtirken, iletilen enerji miktarının artırılması için sistemin daha da geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Bilim adamları, bu yeni enerji iletim sisteminin özellikle geri dönüşümü sorun olan batarya probleminin çözümü için kullanılabileceğini belirtti. Buna karşın, elektromanyetik dalgalarla enerji iletim yönteminin bazı araştırmalara göre kansere yol açabilecek olması, sistemin yararlılığı konusunda endişeye sebep oldu.”
Amerikalı bilim adamları, elektrik kablosu kullanmadan bir cihaza enerji iletmenin yöntemini buldu.
Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) yapılan araştırmada, elektrikli cihazlara kablo kullanmadan elektrik iletebilen bir sistem oluşturan bilim adamları, enerji kaynağından
Buluşlarını Science dergisinde yayımlayan araştırmacılar, enerjiyi, biri ampulde, diğeri enerji kaynağında bulunan iki bakır bobin arasında elektromanyetik dalgalarla iletti.
MIT'den Profesör Marin Soljacic başkanlığında yürütülen araştırmada oluşturulan sisteme, kablosuz elektrik sözcüklerinden türetilen ‘WiTricity’ adı verildi.
Prof Soljacic, bu yöntemle iletilen enerjinin bir dizüstü bilgisayarı çalıştırmak için gerekli olandan çok daha fazla olduğunu belirtirken, iletilen enerji miktarının artırılması için sistemin daha da geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Bilim adamları, bu yeni enerji iletim sisteminin özellikle geri dönüşümü sorun olan batarya probleminin çözümü için kullanılabileceğini belirtti. Buna karşın, elektromanyetik dalgalarla enerji iletim yönteminin bazı araştırmalara göre kansere yol açabilecek olması, sistemin yararlılığı konusunda endişeye sebep oldu.”
Haberin sonu iç karartıcı. Bunun günlük hayatta kullanımı
çok düşük yoğunluktaki bir kullanım için belki olabilir.
Beyin organlarımız içinde
en az yenilenen, ileri yaşlarda yenilenmeyip hatta kimilerinde gerileyen,
hiçbir şekilde de ameliyat yoluyla müdahale edilemeyen organımızdır. Çünkü
bıçağın değdiği yer vücudumuzun herhangi bir yeri gibi tedavi olamıyor. Fakat
bir haber beni çok umutlandırdı. Beyin hücresi üretmeyi Amerikalı bilim
adamları başarmışlar. İşte haber:
“BEYİN HÜCRESİ ÜRETİLDİ
Amerikalı bilimadamları
ilk kez deriden beyin hücresi yaratmayı başardı
55 yaşındaki bir kadının cildinden alınan hücrelerden üretilen nöronlar birbirlerine sinyal gönderebildi.
California Üniversitesi’nden uzmanlar önce deri hücrelerini kök hücreye dönüştürüp ardından mikro RNA denilen genetik maddeyi hücrelere aktararak bunların beyin hücresine dönüşmesini sağladı.
Daily Telegraph’ta yer alan habere göre bu; Alzheimer ve Parkinson gibi beyni etkileyen hastalıklar için de umut verici bir gelişme olarak tanımlanıyor.
Bu yöntemle ileride nakil için beyin dokusu da üretilebileceği düşünülüyor.”
55 yaşındaki bir kadının cildinden alınan hücrelerden üretilen nöronlar birbirlerine sinyal gönderebildi.
California Üniversitesi’nden uzmanlar önce deri hücrelerini kök hücreye dönüştürüp ardından mikro RNA denilen genetik maddeyi hücrelere aktararak bunların beyin hücresine dönüşmesini sağladı.
Daily Telegraph’ta yer alan habere göre bu; Alzheimer ve Parkinson gibi beyni etkileyen hastalıklar için de umut verici bir gelişme olarak tanımlanıyor.
Bu yöntemle ileride nakil için beyin dokusu da üretilebileceği düşünülüyor.”
Umudum arttı artmasına
da, içimde gizli gizli kuşkular filizleniyor. Günün birinde beynin tamamen
üretilmesi durumunda insanın kişiliğine etkisi ne olacak? Beyindeki eğitim
yoluyla, yada yaşayarak edinilen tecrübeye dayalı bilgiler üretilen beyne nasıl
aktarılır? Bunlarla beraber insanın özünü oluşturan bu bilgilerle içli dışlı
olan ruh nasıl etkilenir? Bunlar silinirse bize yüzü bedeni tanıdık gelen
robotlar üretilmiş olmaz mı?
Ben dinime saygılı, belki
her ibadete değil ama yetişebildiğim ibadetleri yerine getirmeye çalışan
biriyim. Lakin din kisvesi altında yenilen herzeleri de görürüm. Son örnek
ebediyete göç eden rahmetli bir siyasetçimizin çocuklarının verdikleri miras
kavgasıdır. Ortaya konamayan yolsuzluklar bir ölümün ardından kendiliğinden
kamuoyunun bilgisine dahil oldu. Gelecek yazımız bu konuyla başlayacak. Bu
bölüme kadar neleri anlattık, burada bir sapmamı olacak, demeyin. Hayır sapma
yok! Devamda göreceksiniz.
DEVAM EDECEK
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 13.04.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder