İflah olmaz bir AKP’li, Sayın Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a hayran ve ölümüne bağlı bir arkadaşım var. Birde susmak bilmez geveze
ki, anladığını sandığı hükümet uygulamalarını hiç soluk almadan, muhalif
görüşlere giderek asabileşen tonda egzozu patlamış motorlar gibi büyük
gürültüyle anlatarak herkesin başını ağrıtıyor. Kendisi hem bilir kişi, hem
savcı, hem yargıç mübarek. Onunla en akıllı bir kişi bile baş edemez. En
sonunda siz susarsınız, hatta bulunduğunuz yeri terk edersiniz ama o arkanızdan
hala aynı konuyu, aynı biçimde konuşur, bitirmeden de susmaz. Orda olup
olmadığınız onun için önemli değildir, başka birine döner ona konuşur bu kez
sizi unutur. Oradan beklediği tepkiyi alamazsa tekrar size dönebilir. Bazen
kendini açık oturum yöneticisi gibi görüyor. Kimine haddini bildiriyor, kimine
hak veriyor. Ama o her zaman en haklı kişi. Bu onaylanırsa sorun yok!
Onaylanmazsa yandınız! Çenesinden kurtulmanın tek yolu onunla birlikte
olduğunuz yeri terk etmektir.
Her konuda böyle. Bilir bilmez her şeye karışır. Karışmadığı
konuları küçümseyerek ilgilenmez, çoğu zaman o konuları gereksiz, hatta yok
sayar. Bazen de öyle ipe sapa gelmez konularla ilgilenir ki şaşırmamak elde
değil. Son derece kararsız, her zaman her yaptığı işten pişman, bu yüzden
saplantıları olan, saplantılarından kurtulamayan biride aynı zamanda..
Nasıl kurtulsun ki? 21. yy algı çarpıtmasıyla ünlü bir
yüzyıl olacak herhalde. Teknolojik gelişmelere rağmen kavramların içinin
boşaltılmış olması bu çağın kafa karışıklığına en büyük nedendir. Bütün
görüşler birbirinin içine geçmiş gibi. İnsanlar bir idealden uzaklaştırılınca
sonrası kolaydı. Paramparça edilmek istenen ülkeler gibi idealsiz insanların hayatlarıda
paramparça edildi.
Böyle olması güçlü ülkelerin işi. 19. ve 20. yy
emperyalizmin yeryüzü yenilgileriyle yüklü. Çünkü o zaman bir ideal düşünce ve
idealist bir tutum vardı. Yenilgilerinden ders çıkaran güçlü ülkeler bu idealin
yerine, küçük ve amaçsız hayatları, bolca tüketen borçlu bireyi koydular.
Ortada dolaşan nakit para yerine havada uçuşan kredilere, kredi kartlarına yer
vererek, yerel ekonomiden denetlenebilir küresel ekonomiye geçişi sağladılar.
Sağlık giderleri dışında, sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere, her alandan
devletin uzaklaşmasını bütün ülkelere önerdiler. Önermeyle kalmadılar; zorla
uygulattılar bile.
Artan nüfusu beslemek adıyla önce zirai ilaçlarla, suni
gübrelerle yetiştirilen, hormonlarla irileştirilen ürünlerin yanı sıra gelen
endüstriyel gıda ürünlerinin ardından daha çok ürün almak için ve daha uzun
süre dayanabilen genetiği değiştirilmiş organizmalardan (GDO) oluşan tarım
ürünleri ürettiler. Genel halkın ihtiyaçlarına bu ürünlerle cevap verilirken,
çok elitlerle birlikte daha üst düzey kişilerin bu ürünlerin hepsinden uzak
durduğunu daha doğal yiyecek ve içeceklere yöneldiklerini görüyoruz. Sadece
yiyecekler mi? Giyeceklerden tutunda, kullanılan eşyalara kadar kaliteli ve
sağlıklı endüstriyel bir çok ürünü kimlerin kullandığını ücretlerinden
anlıyoruz.
Tipik bir 21. yy örneği insanı olan arkadaşım bütün bu
olanlardan haberdar. Kendine özgü çok özel yorumları ve el değmemiş çözüm
önerileriyle ezber bozduğunu sanarak yeni ezberler edindi. Yeni ezberleri ondan
dinlerken başbakanı dinler gibi oluyorum. Kendisine bunu anlattığımda “ben
başbakanıma güveniyorum, o kötü bir şey yapmaz” diyor. Ülkesini seven kimsenin
ülkesine kötülük yapamayacağını herkes bilir, bende bilirim. Ama ya dünya
siyasetinin şartları dayatıyorsa... ya elindeki kartlar çok fazla oynamasına
izin vermiyorsa... bunun için zehiri şerbet diye sunmak zorunda kalamaz mı?
Ama işin kötüsü idealindeki düzeni oluşturmak için dış
şartlarla kendi şartlarının bir sürede olsa örtüşmesidir. O zaman damdaki
güvercinleri ürkütmemek gerekmez mi? Allah için böyle bir derdimiz yok!
Ağzımıza geleni, düşündüklerimizi olduğu gibi söyleriz.
Arkadaşımda bazen kızarak, bazen sirk palyaçoluğuna soyunup
komik bir şekille herkesi güldürerek ağzına geleni söylüyor.
Dinleyeni çok!
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 22.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder