30 Mayıs 2013 Perşembe

DİNLEYENİ ÇOK

İflah olmaz bir AKP’li, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hayran ve ölümüne bağlı bir arkadaşım var. Birde susmak bilmez geveze ki, anladığını sandığı hükümet uygulamalarını hiç soluk almadan, muhalif görüşlere giderek asabileşen tonda egzozu patlamış motorlar gibi büyük gürültüyle anlatarak herkesin başını ağrıtıyor. Kendisi hem bilir kişi, hem savcı, hem yargıç mübarek. Onunla en akıllı bir kişi bile baş edemez. En sonunda siz susarsınız, hatta bulunduğunuz yeri terk edersiniz ama o arkanızdan hala aynı konuyu, aynı biçimde konuşur, bitirmeden de susmaz. Orda olup olmadığınız onun için önemli değildir, başka birine döner ona konuşur bu kez sizi unutur. Oradan beklediği tepkiyi alamazsa tekrar size dönebilir. Bazen kendini açık oturum yöneticisi gibi görüyor. Kimine haddini bildiriyor, kimine hak veriyor. Ama o her zaman en haklı kişi. Bu onaylanırsa sorun yok! Onaylanmazsa yandınız! Çenesinden kurtulmanın tek yolu onunla birlikte olduğunuz yeri terk etmektir.

Her konuda böyle. Bilir bilmez her şeye karışır. Karışmadığı konuları küçümseyerek ilgilenmez, çoğu zaman o konuları gereksiz, hatta yok sayar. Bazen de öyle ipe sapa gelmez konularla ilgilenir ki şaşırmamak elde değil. Son derece kararsız, her zaman her yaptığı işten pişman, bu yüzden saplantıları olan, saplantılarından kurtulamayan biride aynı zamanda..

Nasıl kurtulsun ki? 21. yy algı çarpıtmasıyla ünlü bir yüzyıl olacak herhalde. Teknolojik gelişmelere rağmen kavramların içinin boşaltılmış olması bu çağın kafa karışıklığına en büyük nedendir. Bütün görüşler birbirinin içine geçmiş gibi. İnsanlar bir idealden uzaklaştırılınca sonrası kolaydı. Paramparça edilmek istenen ülkeler gibi idealsiz insanların hayatlarıda paramparça edildi.

Böyle olması güçlü ülkelerin işi. 19. ve 20. yy emperyalizmin yeryüzü yenilgileriyle yüklü. Çünkü o zaman bir ideal düşünce ve idealist bir tutum vardı. Yenilgilerinden ders çıkaran güçlü ülkeler bu idealin yerine, küçük ve amaçsız hayatları, bolca tüketen borçlu bireyi koydular. Ortada dolaşan nakit para yerine havada uçuşan kredilere, kredi kartlarına yer vererek, yerel ekonomiden denetlenebilir küresel ekonomiye geçişi sağladılar. Sağlık giderleri dışında, sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere, her alandan devletin uzaklaşmasını bütün ülkelere önerdiler. Önermeyle kalmadılar; zorla uygulattılar bile.

Artan nüfusu beslemek adıyla önce zirai ilaçlarla, suni gübrelerle yetiştirilen, hormonlarla irileştirilen ürünlerin yanı sıra gelen endüstriyel gıda ürünlerinin ardından daha çok ürün almak için ve daha uzun süre dayanabilen genetiği değiştirilmiş organizmalardan (GDO) oluşan tarım ürünleri ürettiler. Genel halkın ihtiyaçlarına bu ürünlerle cevap verilirken, çok elitlerle birlikte daha üst düzey kişilerin bu ürünlerin hepsinden uzak durduğunu daha doğal yiyecek ve içeceklere yöneldiklerini görüyoruz. Sadece yiyecekler mi? Giyeceklerden tutunda, kullanılan eşyalara kadar kaliteli ve sağlıklı endüstriyel bir çok ürünü kimlerin kullandığını ücretlerinden anlıyoruz.

Tipik bir 21. yy örneği insanı olan arkadaşım bütün bu olanlardan haberdar. Kendine özgü çok özel yorumları ve el değmemiş çözüm önerileriyle ezber bozduğunu sanarak yeni ezberler edindi. Yeni ezberleri ondan dinlerken başbakanı dinler gibi oluyorum. Kendisine bunu anlattığımda “ben başbakanıma güveniyorum, o kötü bir şey yapmaz” diyor. Ülkesini seven kimsenin ülkesine kötülük yapamayacağını herkes bilir, bende bilirim. Ama ya dünya siyasetinin şartları dayatıyorsa... ya elindeki kartlar çok fazla oynamasına izin vermiyorsa... bunun için zehiri şerbet diye sunmak zorunda kalamaz mı?

Ama işin kötüsü idealindeki düzeni oluşturmak için dış şartlarla kendi şartlarının bir sürede olsa örtüşmesidir. O zaman damdaki güvercinleri ürkütmemek gerekmez mi? Allah için böyle bir derdimiz yok! Ağzımıza geleni, düşündüklerimizi olduğu gibi söyleriz.


Arkadaşımda bazen kızarak, bazen sirk palyaçoluğuna soyunup komik bir şekille herkesi güldürerek ağzına geleni söylüyor.

Dinleyeni çok!

  



Yayın Tarihi22.05.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder