30 Mayıs 2013 Perşembe

SIRA DIŞILIĞIN NERESİNDESİNİZ?


Anadolu gazetesinde yayınlanan son yazım 

Ünlü İtalyan politikacı ve düşünürü Niccolo Machiavelli’nin kurucusu olduğu düşünce akımı Makyavelizm adıyla bilinir. Devlet hakkındaki düşüncelerini anlattığı “Prens” adlı kitabı Makyavelizm’in temel eseridir. Orda bir prense öğütler anlatılır. Machiavelli Prense  duygularına kapılmamayı, devleti yönetirken acıma duygusunu bir kenara bırakmayı öğütler. Ona göre bir insanın devlet tarafından öldürülmesi, daha fazla insanın yaşamasını sağlayabilir. Bu görüşlere paralel olarak bir sonuca ulaşılır; “Devlet her ne olursa olsun sorgulanmaz.” Çünkü devlet bir mekanizmadır, mekanizmalarında bir ruhu yoktur. Önemli olan her ne olursa olsun mekanizmanın işlemesidir. İşlerse toplum esas faydaya ulaşır. 

Daha demokratik bir yönetim tarzını savunanlar tarafından bu görüş uzun yıllar tartışıldı. Kimine göre bu anlayış kapitalizmin zaferini doğuruyordu, kimine göre faşizme yol açıyordu. Elbette muhalif görüşlerin haklı tarafları var. Devletin bir güç olarak bir elde toplanması toplumsal barışı önler. Gücün toplum katmanlarınca bölüşülmesi orda demokrasiyi güçlü kılar. Ama tehlikesi hiç yok değildir. Gücün ortaklar arasında tek bir amaca hizmet etmemesi durumunda ortaya çok başlılık, bölünmüşlük çıkar. Buda yöneticinin işini zorlaştırır. Bir soya bağlı idare demek olan “krallık”ların bitmesi, kentsoylu (burjuva) dediğimiz ekonomiye parasal ve mal varlığıyla yön veren birden fazla ailenin baskısı sonucudur. Daha sonra bu idareye de baskı sonucu gelişen, doğrudan halkın katılımı demek olan demokrasiye geçişte bu süreci izledi. Dolayısıyla devlet kutsal olmaktan çıktı, halka hizmet eden bir hizmetçi konumuna girdi. Makyavelizm de ahlaki bulunmayarak gözden düştü.

Bir düşünce akımının fikir babası olan Machiavelli devleti kutsallaştırıp amaca giden her yolun mubah olduğunu söyledikten sonra aşağıdaki sözleri düşüncelerinin bütünü ele alındığında çelişmediğini söyleyebilir misiniz?

“Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. 
Erdemini yitiren millet bir gün vatanını da yitirir.” 

İktidara giden yolda her şeyi mubah sayan bir düşünce bu erdemi nasıl önerir dediğinizi duyar gibiyim. Önermek zorundadır, çünkü devlet ortaya idealler koymak zorundadır. Dürüstlüğü, eşitliği önermeden bir devlet halkı birlikte tutamaz. Bu bir ideal bile olsa gerçekmiş gibi sunar, sunmakla kalmayıp içselleştirdiğinin yarışına girer. Erdemlilikte bu ideallerden biridir. Bütün tarihi filmleri bu gözle biraz olsun seyreder misiniz? Mesela “Muhteşem Yüzyıl”ı... iki insan arasındaki ilişki, devleti temsil eden kişilerin aralarındaki ilişki gibi olduğunda ne çok konuşulacak sebep doğar değil mi?

İktidarda olmak elbette farklı bir şey. Birden bire her şeye sahip olmakla kalmıyor birde vakıf oluyorsunuz. Yani her şeyin üstünde olarak olanı biteni görür, bilirsiniz. Bu bir şeyin hem içinde hem üstünde olmak demek.

Böyle olan insanlarda vardır. Onlar devlet kademelerinde yönetici olmamalarına rağmen bir sosyolog, bir tarihçi gibi olanın bitenin farkındadırlar. Farkında olmayıp gene de başka önermelerde bulunan insanlar yok mu? Vardır elbette. Bütün bunların hepsine “sıra dışı” insanlar diyoruz. Her sıra dışı insan büyük insan değildir ama her büyük insan sıra dışıdır. Bu insanlar toplumlarının önünde giden insanlardır.

Bakın ünlü bilim insanı Albert Einstein bu insanlar için ne demiş?

“Sıra dışı büyük insanlar daima, sıradan zekâlıların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar.” 

Dünyayı sıradanlık sarmaya başladı. Bütün üretimler büyük kitlelerin müşteri yapılması üzerine olunca, üretilen her şey birbirinin aynısı olacaktır tabii. Görünüşteki farklılıklar sizi yanıltmasın. Onlar işin biberi tuzu. Temel aynıdır. Bu temel üstüne oluşan yeni nesil cahiller ve cahillikler ortalığı sarmaya başladı. Yeni dünya düzeni bu olsa gerek.

Alvin Toffler buna şu sözlerle vurgu yapıyor. 

“21’inci yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır!” 

Şimdi Makyavelizm’i yargılayabilir misiniz? Sıra dışılığın neresindesiniz?



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com  



Yayın Tarihi: 03.05.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder