14 Temmuz 2010 Çarşamba

İLGİNÇ OLAYLAR


ÇİZGİ-YORUM C.G (İstedi kaldırdım 08.03.12)



Okuduğumuz her haber bizi karamsarlığa düşürecek değil ya. Kimileri kahkahalarla güldürebilir bile. İnsandan kaynaklanan bazı garip davranışlara gülmemek mümkün mü? Belki de bazı haberleri okumuş olabilirsiniz. Bu gün bu haberlerle sizleri neşelendirmek istiyorum.


İşte ilk haberimiz:

-Belçika’da yaşayan Türk işadamı Uğur C. Ferrari’sine LPG taktırmak isteyince 145 bin Euro'luk otomobili şirket tarafından elinden alındı.

Elinizde 145 bin euro’luk araba alacak servetiniz var ve siz o arabayı nerdeyse su ile çalıştırmak isteyeceksiniz. Gelinde çıkın işin içinden. Bizim milletimizin işine akıl sır ermez gerçekten.

-Hong Kong’da 2 yılda yapımı tamamlanan 2 bin 500 daireli 7 gökdelenin daha kullanılmadan konut fiyatları düşmesin diye yıkılmasına karar verildi. Dünyanın en büyük yıkımı Haziran 2005’de başladı ve yaklaşık 10 ay sürdü.

Meğer akıl sır erdirilme konusunda tek millet değilmişiz. Baksanıza; adamlar önce yapıyorlar sonra yıkıyorlar. Buda bir iş canım. Bizde bu konuda belediyeler birer uzmanlık alanıdır. Bakın İstanbul’a. Ben 50 yılını biliyorum, hep yapıp bozuyorlar, sonra gene yapıyorlar, gene bozuyorlar. Bizde durum farklımı? Tabiî ki hayır. Son on yılda kaç kere yollarımız kazıldı?

-Konya’nın Karapınar İlçesi’ndeki bir bekçi köpeği sahibi Emin Çenesiz’in cep telefonunu yuttu. Olay köpeğin karnından telefon melodisi gelince anlaşıldı. Talihsiz telefon küçük ebatlarda olması nedeniyle dışkı yoluyla dışarı atıldı.

Evimizin sevimli yaratıkları çok meraklı olurlar. Gördükleri her şeyi karıştırmaya, her şeyle oynamaya bayılırlar. Bu bekçi köpeği herhalde aşık olduğu finoyu aramak istedi, havlarken de heyecandan telefonu ağzına kaçırıp yutuverdi. Yoksa o telefon çalar mıydı hiç? Allahtan ki telefon küçükmüş. Ya büyük olsaydı.. Şimdi merak ediyorum, telefonu sahibi bir daha kullanmış mıdır acaba?

-Hindistan’ın Assam eyaletinde pirinç birası içip sarhoş olan 12 fil 3 kişiyi ezerek öldürdü 2 kişiyi de yaraladı. Resmi rakamlara göre Assam eyaletinde son 5 yılda filler en az 150 kişiyi ezerek öldürdü.

Bu haberi okuduğumda aklıma seyrettiğim, adını unuttuğum bir kovboy filmi geldi. Sadece erkek oyunculardan biri aklımda; o da James Coburn. Film hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığım için kaynakta bulamadım.

Filmin öyküsü şöyle: Filmin kahramanı olan hanımın babasını öldürürler. Bu hanım kendisine intikamını alacak bir kovboy arar. James Coburn’u önerirler. Fakat o kovboyluktan uzaklaşmış, alkolik olmuştur. Çaresiz iş başa düşmüştür. Çıkarken, “sen yaşayan ölüsün, senin efsane kovboy olduğunu kimse hatırlamayacak” der. Silah kuşanıp babasının katillerinin peşine düşer. James Coburn’a bu söz acı gelir. O da silahını kuşanır atına biner ve kızın ardından yola koyulur.

Filmin bana göre en can alıcı sahnesi James Coburn’un silah kuşanıp meyhaneden çıkarken kendisinin içtiği içkiyi atına da içirmesidir. At sarhoş bir durumda meyhanenin duvarına dayanmış durmaktadır. Sonrasını anlatmaya gerek yok. Bildiğiniz sonlardan biri gerçekleşir.

- Danimarka’da geçen yıl Tanrı’ya inanmadığını söyleyerek tartışmalara yol açan Thorkild Grosböll adlı papaz piskoposluğun istifa etmesi yolundaki isteğini reddedince görevden alındı.

Ne uyanık papazmış. Ama bu uyanıklık sökmemiş işte. Hangi düşünceyle papaz olarak kalmak istemiş kim bilir? Düşünsenize vereceği vaazlarda inanmadığı konuda cemaatine nasıl daha çok inanmalarını söyleyebilir? Günah çıkarmaya gelenlere nasıl telkin verebilir, değil mi ama? İşte bu yüzden piskoposlarla arası papaz olmuş.

-ABD’nin en çok satan gazetesi USA Today'in 5 defa Pulitzer ödülüne aday gösterilen muhabiri Jack Kelley'in yıllarca izlediğini ileri sürdüğü uluslararası olaylarla ilgili yalan haberler yazdığı ortaya çıktı.

Hiçbir meslek gurubu gazetecilik kadar aynı anda bütün toplumu etkilemez. Bir avukatlık mesleği, bir doktorluk mesleği, bir muhasebecilik mesleği, bir noterlik (ki bunlarda kamunun işleyişine doğrudan etkide bulunan mesleklerdir) suç işlese bile aynı anda bütün toplumu etkileyemez. Üyesi olduğum meslek bu konuda çok dikkatli davranılması gereken meslektir. Amerikalı gazeteci belki de dünyanın gidişine küçükte olsa etkide bulunmuştur. Nede olsa istediği politikaları devletlere uygulatan bir devletin gazetecisi.

-Endonezya Devlet Başkanı Megawati Sukarnaputri, destekçilerine “Partiye verilecek oyları artırmak için daha çok sevgili edinin” çağrısında bulundu. Seçim kampanyası nedeniyle Semarang kentinde bulunan Sukarnaputri, “Bir kız arkadaşınız varsa, daha fazlasını bulun. Gelecek seçimler için hepsini partimize üye yapalım” dedi.

Demokrasi budur işte. Diğer partilerde bunu başlatırlarsa ki bence başlatırlar, biz erkeklere gün doğdu demektir. Bu uygulamanın ülkemizde taraftar bulmamış olmasına çok şaşırdım. Bizim partilerimiz cin fikirli adamlardan kuruludur oysa.

- Çinli genç futbolcuların, Real Madridli David Beckham ve Roberto Carlos'a özenerek saçlarını uzatmaları ve ‘tuhaf şekiller’ vermeleri Çin Futbol Federasyonu tarafından yasaklandı.

2002 dünya kupasında bizde vardık hatırlarsınız. Çin orda rakibimizdi. Ama bizim bir Ümit Davala’mız vardı, saç tipiyle o kupanın en ilginç ve tek örneğiydi. Saçlarını iki kulağının yanından, yani şakaklarından başlayıp ensesine inen kısımlarını traş etmiş, başının alnından ensesine inen orta kısmında saç bırakarak Kızılderililere benzemişti.

-Aydın’ın Karpuzlu İlçesi'nde gerçekleştirilen sezonun ilk deve güreşlerinde Türkiye ve AB adını taşıyan iki deve güreştirildi. Mücadele iki devenin birbirini yenememesi sonucu berabere sonuçlandı.

Türkmen geleneklerinde deve güreşi de var. Bu develere böyle isimler takılması halkın gündemi dikkatle izlediğinin işaretidir. Bu yıl deve güreşleri yapıldı mı bilmiyorum. Yapıldıysa develere ne isimler koymuşlardır dersiniz?


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 07.07.10


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder