Merhaba sevgili okurlar. Bir Pazar günü gene sizlerleyim. Umarım, keyifleriniz yerindedir. Dilerim, bu gün gönlünüzce bir tatil günü yaşarsınız. Deniz mevsimi çoktan açılmış olması lazımdı. Belki bu gün piknik bile yapılamayabilir. Çünkü; epeydir havalar yağışlı gidiyor. Olsun, balkon sefası ne güne duruyor, öyle değil mi? Bu satırları okuduğunuza göre gazetemizde elinizde demektir. O halde buyurun şiirlere..
Bu şiirde kısa mesajla yollanmamış şiirlerden. Bu günkü şiirler, ikisi dışında hepsi kısa mesajla yollanmamış şiirler zaten. İlki arayıpta bulamadığım sevgili, yar ve dostu anlatıyor.
…. ….
47
Yüreğine inandığım
Sevgisiyle mutlandığım
Dostluğuna güvendiğim
Yitirmekten korktuğum
İnsanı arıyorum
Yani seni..
Sinesine sığındığım
Ellerine sarıldığım
Beni sevdiğini sandığım
Kıyasıya yanıldığım
İnsanı arıyorum
Yani seni..
Aydın Göle
08 ekim 2002
*** ***
Gönderilmiş şiirlerden ilkine sıra geldi. Bu şiiri neye yorarsanız yorun. Her yoruma uyacaktır. Oysa kör edici hayranlıkla boş vermişçiliğin eleştirisi var. Böylelikle seyirci olunur, oyuncu olunmaz. Hatta kendi hayatımızın bile.
…. ….
203
Güneşe bakıp kör olmak mıdır hayranlık
İçinde kalmak mı zordur, dışında kalmak mı
Seyranlık değil işimiz, bitsin seyranlık
Yoksa “eşeği çayıra salmak” mı
Aydın Göle
10 ekim 2002
*** ***
İçinde bulunduğumuz zaman dilimi görece bir kavramdan başka bir şer değil. Çok daha uzun veya çok daha kısa aralıklarla aynı ömrü yaşayan iç içe geçmiş dikey ve yatay geçişler var. Bir su sineğinden bir kaplumbağaya, oradan gezegenlere, galaksilere kadar her şeyde gelişim süreçleri aynıdır. Böyle bakıldığında bozuk saatlerimizi hangi doktor tedavi edebilir, bir sorun kendinize. En kötünün bile yaşamsal karakterini kendi anlayışımıza göre değiştirmeden tedavi edilebilir mi? Ama yıldızlar kimseyi değiştirmeden ışıklarını veriyorlar. Güneşte.. Gönderilmiş şiirlerin ikincisini buyurun.
…. ….
204
Tedavi edebilir misin doktor
saatimin ayarını
Gönyeye getirmeden
insanlığın ağyarını
Yıldızların yerimi var semada da
bize her gece borçlu
Hepsi inci tanesidir daima oruçlu
Bir bakış almazlar baksak bile
Bir karış, bir fersah mesafedeler
Devşirin devşirebilirseniz
Bir çiçek gibi
Aydın Göle
08 ekim 2002
*** ***
Gönderilmemiş şiirlere gene dönelim. Seni bir gün bile sevmezsem lime lime yanıp da ölemeyerek, ölümü bile özleyeyim diyen bir vaat şiiridir bu şiir.
48
Denizler mavi değil senin kadar.
Yapraklar gözlerin kadar yeşil değil.
Bu yüzden sevgilim bu yüzden,
Denizler kurudu hasedinden.
Her güz dökülüyor yapraklar.
Minicik esintiden.
Başaklar, saçlarını görse,
Annesini yitiren çocuk kesilir.
Durmadan ağlar, durmadan.
Kadife neymiş, ipek neymiş,
Kabarmış kirpidirler korkudan,
Teninin yanında senin.
Gül kokusundan utanırdı,
Duysa o mis kokunu.
Ben güneşi istemem senin şavkın yeter
Bülbülün sesi de yok şarkısı da
Bana senin şarkın yeter.
Ben senin sesine meftunum bülbül sussun
Hiçbir rüzgâr terimi kurutmuyor.
Hiçbir şey beni avutmuyor.
Gel freahfezalar söylensin dillerde
Ruhum şöyle keyfince dinlensin
Gel, gel de bu hasta kentim şenlensin
Gel yarim yarim,
Severek bitirelim bu ömrü.
Seni bir gün bile sevmezsem,
Dağlar yürüsün üstüme.
Denizler boğsun
Ateş külümü bile yaksın
Gene de göremeyeyim ölümü.
Denizler mavi değil senin kadar.
Yapraklar gözlerin kadar yeşil değil.
Gel yarim yarim.
Aydın Göle
11 ekim 2002
*** ***
Bu ayrılık şiiriyle de “sensizlik” tanımını yapmayı sürdürüyorum.
…. ….
49
Sen bilmiyorsun senden sonrasını
Halâ tutuyorum senin yasını
Sen yaşıyorsun şükür ama
Sensizlik doldu kollarıma
Her gece onu öpüp okşuyorum
Sen bilmiyorsun senden sonrasını
Ne geceler yaşadım katran karası
Görsen sabaha çıkmaz derdin
Aç timsahlar gibi saldırdı sensizlik
Bir lokmada yuttular beni
Sonra yalancı gözyaşlarını döktüler
Sen bilmiyorsun senden sonrasını
Aydın Göle
12 ekim 2002
En çok sevdiğimize emin olabiliriz. Sevildiğimize emin olmamız mümkün mü? Olsa olsa annemizin sevgisinden emin oluruz. Bu yüzden kazanılmamız için bir tebessüm yeter.
…. ….
50
İçimde sana ermenin telaşı
Seni sevmenin heyecanı var
Bir rüzgâr bu kadar
gezmemiştir sokakları
Yağmurlar yağmamıştır hasretle
bulutlardan kopup
Saçlarında gezmek istiyorum
Sıcak gecelerine imbat olup
Sana yağmak istiyorum çisil çisil
Öyle birden bire değil, usul usul
Sırılsıklam ıslatmak istiyorum sevgimle
Belki o zaman benden vazgeçmezsin
Ben her şeyden vazgeçtim senin için
Sen en vazgeçemediğimdin
Sense bir sonbahar benden vazgeçtin
Ben her şeyi bir daha kazanamam
Yolun sonu bu çünkü
Lâkin sen beni
Bir gülümsemenle kazanabilirsin
Dene istersen.
Aydın Göle
13 ekim 2002
*** ***
51
Kalbim mi dilime, dilim mi kalbime hükmediyor, bilmiyorum
Andıklarında, ikisi birlikte anıyorlar senin adını
Ben ekmek gibi dilim dilim kesiliyorum
Her diliminde gözlerin var, yeşilinde boğulduğum.
Aydın Göle
13 ekim 2002
İyi pazarlar sevgili okurlar. Haftaya buluşmak dileğiyle..
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder