Merhaba sevgili okurlar. Bir Pazar gününe daha erdik. Gene sizlere şiirlerimle sesleneceğim. Bu Pazar dünya kupası maçları da bitiyor. Bu akşam hiç şampiyon olmamış iki takım karşı karşıya gelecek. Kim şampiyon olursa olsun ilk kez şampiyon olmuş olacak. Tıpkı şiirin yolunu bulması gibi şampiyon olacak takımlarda öyle yollarını buldular. Küçük ama çalışkan ülke Hollanda her zaman sevdiğim ülkedir. Bir amcam orda yaşadı. Yeğenlerim halâ ordalar. Hollanda’ya bu yüzden de bir yakınlık duyuyorum. Büyük ülkelere öyle büyük bir sevgi beslemem, öyle hayranlıkta duymam. Çünkü büyüklüklerinin bedelini hep bizlere ödeterek büyük olmuşlardır.
Bu onları öğrenme ve bilmeme engel değil tabii. Ayrıca onlara düşmanlık beslememe de gerek görmüyorum. Düşmanlık kör olmakla eş. Onları yeneceksek üretimimizle, yeni hayat tarzları sunarak yeneceğiz.
Konuyu dağıtmayalım. Bu akşam rakiplerden biri olan İspanya coşkulu bir Akdeniz ülkesi. Coşkularımızla birbirimize benzeriz. Nede olsa bizde Akdeniz ülkesiyiz. Sakin ve çalışkan güçle Hollanda, coşkulu ve artistik özelliklerle İspanya bakalım bize nasıl bir futbol ziyafeti sunacaklar. Bana göre İspanya ağır basıyor. Onlar rakibe top göstermeden maç kazanıyorlar. Gene öyle bir sonuç olacak sanırım.
Şiire gelince:
Bu hafta az, iki uzun iki kısa, dört şiiri beğeninize sunacağım. Konuklarım var ve bu yüzden yazmaya pek fazla vaktim olmuyor.
*** ***
Bu şiirde sevgide dahil, hiçbir şey kaf dağının ardında değil göremeyeceğimiz kadar yanımızdadır diyorum. Öyle değil midir gerçekten? Her şeyi biz idealistleştirerek zorlaştırmıyor muyuz?
…. ….
52
Senin için yazdıklarıma kalemlerde isyan ediyor, ak kağıtlarda.
En içli ahlarını duyuyorum ahlarımın arasında.
Duysan dayanamazdın, belki yüreğin “dön” derdi “seni çok sevenine dön.”
“Dön ve bir daha ayrılma yanından hiç.”
“Öyle kolay mı seven birini bulmak?”
“Sever, hem de çok sever de sevilemezsin, sevdiğin kadar.”
“Ne şarkılar geçer dilinden sevilmek özlemiyle.”
“İçli, sevda yanığı kara şarkılar.”
“Sevmek yetmez, birde sevilmek istersin.”
“Hemde ölesiye çok sevilmek..”
“İşte bak, seni sevenin orda, senin için isli kara.”
“Sevdandan yanmış tutuşmuş, görmez misin?”
Derdi mutlaka yüreğin. “Dön!”
“Seni çok sevenine dön!”
Benim, kalemlerin ve güvercin kanadı ak kâğıtların
Gözyaşları dinerdi belki
Bilmiyorsun bir tanem, hayat kısacıktır.
Seveni aramaya fazla vaktimiz yok!
Bulamadan biter bir gün.
Hem bütün iyi şeyler kaf dağının ardında mıdır?
Bundan mı, bu kadar mutsuzluğumuz?
Yoksa kaf dağı körlüğümüze masal mı?
Göremediğimiz kadar yanımızda her şey oysa.
Bir gül bahçesinde ömrümüz tükeniyor
Katmer katmer açmış bir gülü görmeden
Gördüğümüzde bahçe biter, gül biter.
Bülbüllerde susar o gün.
Gel ömrüm gel!
Sevdalar yankılansın yüreğimizde..
Aydın Göle
13 ekim 2002
*** ***
Aslında imkânsız olan ne çok şeyin sadece zor olduğunu görmeyiz. Zor olduğunu görsek her şey öyle kolaylaşacak ki.. şiirde göreceğiniz gibi, sevdayla harmanlayıp bunu anlattım.
…. ….
53
İmkânsız olan nedir
Hiç sordun mu kendine
Beni sevmek mi?
Benden ayrılmak mı?
Bütün olumsuz soruların olumluya çıkar cevabı
“İmkânsız” yoktur bir tanem.
Olsa olsa “Zor” vardır.
Hiçbir “zor” ise imkânsız değil.
Baksana, Milyonlarca hücreden
Bir hücreyi seçerde anneler
Işığa biz “merhaba” deriz
Sonra milyonlardan geçip
Birbirimizi bulmaz mıyız?
Bulmakla kalmayız hem
Birbirimizin oluruz Sonsuza dek..
Ne “zor” şey değil mi?
Kader dediğimiz işte bu
İşte bu zora ermek kader.
Bir zamanlar aksakallı bir dede
Bütün kaderleri
Çifter çifter bağlayıp taşlara
Denize atmış, acısız bir dünya için
Atmışta sevenler kurtulamamış önce
Çünkü canım çünkü
Sevgidir insanı büyüten
Sevgidir bir tanem yüreklere ışık yakan
Hiçbir ışık bizi aydınlatmaz sevginin aydınlattığı kadar
Sevgiden uzaklaşma,
Yüzün kararmasın
Sevgiden uzaklaşma beni hep sev
Yüreğimiz karanlık denizlerde kaybolmasın
Kederli gemiler gibi.
Aydın Göle
13 ekim 2002
*** ***
Aşk öyledir işte. Kendinden aşkınlaşmadan, yani kendinden ayrılmadan aşk olmaz. Aşk ile hiçbir olaydan etkilenmeyiz, her olay bizden çok uzaklardadır. Seven insanlar bana hak vereceklerdir eminim.
…. ….
54
Rüya mıydı gözlerin
Dudakların rüyamı
Kimindi öptüğüm dudaklar
Aşkı meleklerden çalmıştık hani biz
Buna mı kızdı felek
Bunu mu kıskandı
O mu bitirdi
Dağların eğildiği bu aşkı
Aşk; aşkınlaşmaktır candan
Hem candan, hem tenden
Bir haber dolaşır Geçen her demden
Ne damardakini duyar
Ne zamandakini
Aydın Göle
14 ekim 2002
*** ***
Bu haftaki son şiir kısa mesajla gönderilmiş bir şiir. Beklediğim yar gelse ölümü bile yenerim diyorum. Tırtıldan kelebeğe dönerek sembolünü onun için kullandım.
…. ….
205
Ben öksüz ben yetim
Sevmekti salt niyetim
Yalnız kalmakmış diyetim
Ödeyemiyorum
Beri gelsin ödeyen varsa
Yar dediğin eğer yarsa
Akşam üstleri yağmurlarıyla gelse
Doğum günleri mumları yanar karanlığıma
Sanki bir bebek
Baharda uçuşan mavi kelebek
Olurum tırtıldan dönerek
13 ekim 2002
İyi pazarlar sevgili okurlar. Haftaya görüşmek dileğiyle hoşça kalın.
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder