30 Ağustos 2011 Salı

DEVLET ADAMLIĞI


Devlet idaresinde siyasi liderler ülke kaderine ne kadar egemendirler? Bugün olanlar geçmişteki liderlerin yaptıkları veya yapamadıklarının sonuçları değil midir? Yarın olacaklarda da bugünün liderlerinin etkisi olmaz mı?

Bütün bunlara evet cevabı verilirken dış etkenlerde bence unutulmamalı. Güçlü ülke liderlerinin kendi ülke çıkarları doğrultusunda, dünyaya vermek istedikleri düzene diğer ülke liderlerinin katkısı veya direncinin oranı, bu ülkelerin iç etmenleriyle birlikte, belki de daha fazla, geleceklerinin belirlenmesinde etkili olmaktadır.

Siyasi liderler böylelikle devlet adamı olurlar. Tersine bir tutum bir lideri devlet adamlığına yükseltmez, siyasi parti liderliğinde bırakır.

Cumhuriyet döneminde Atatürk’ten sonraki Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık veya Başbakan Yardımcılığı yapmış liderleri şöyle bir hatırlayalım:

İsmet İnönü, Adanan Menderes-Celal Bayar, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş, Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Devlet Bahçeli, Recep Tayip Erdoğan.      

İçlerinde kaçı devlet adamlığı kimliğine ulaştı?

Başbakan Recep Tayip Erdoğan hakkında şimdilik kesin yargıya varmamayı uygun görürüm. Çünkü halen göreve devam ediyor. Diğerleri görev sürelerini doldurdukları için kendileri hakkında bir yargıya varma şansına sahibiz.

Hangi değerlere göre yargıya varabiliriz; mesele burada.

Ülkeyi Kalkındırmak,
Eşitlik ve hak sağlayıcılıkla tanımlanabilecek Demokratlık,
Reformculuk,
Devletin devamlılığını sağlamayı her konumda görev bilen Devlet Adamlığı.

Bu başlıklar altında toplarsak bu tanımlara uygun kaç lider kalır?

Kalkınmada: Adnan menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Recep Tayip Erdoğan
Demokratlık: Bülent Ecevit
Reformculuk: Turgut Özal, Recep Tayip Erdoğan.
Devlet adamlığı: İsmet İnönü, Celal Bayar, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel.

Yukarda 12 liderden söz etmiştim. Atatürk sonrasının 12 lideri.. 80’lerin sonunda yaptığı ekonomik reformlarla rahmetli Turgut Özal’ı 2. Atatürk olarak adlandırmak istediler. Aradan geçen yirmi yıl, hem Turgut Özal’ı hem kendisine yakıştırılan 2. Atatürk adını unutturdu. Şimdi dış basında Recep Tayip Erdoğan 2. Atatürk olarak adlandırılıyor.

“Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır” demişler. Dolayısıyla her liderin değişik ilgi alanlarına sahip olup, değişik tepkiler vermesi çok doğal. Konu ülkenin bağımsızlığı ve devamlılığı olunca hepsinin aynı tepkiyi vereceğinden kimsenin kuşkusu yok! Tepki vermek başka şey, işi başarmak başka.. devlet adamlığı sırrı burada yatar kanımca.

Ülkemizin şu sıralar yaşadığı bölünme tehlikesi son dönemde devlet adamı çıkarıp çıkaramadığımızı gösterecektir. Göstere göstere gelen bu tehlike hepimizin küçük çıkarlarımızı bırakmamızı gerektirmektedir. Devlet Adamı işte bunu sağlamayı bilen ve başaran, ülkenin kaderine egemen olan adamdır.



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Yayın Tarihi: 27.07.2011 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder