26 Aralık 2011 Pazartesi

AKP: 0 - FENERBAHÇE : 1

Futbol seyirlik oyunlar içinde göze en hoş gelen takım oyunu olduğu için dünyada ve ülkemizde çok seviliyor. Her ülkenin mutlaka bir futbol ligi, bundan ayrı olarak birde ülkelerin çeşitli adlar verdiği kupa maçları var. Ülkelerin kendi içindeki turnuvalar da dahil olmak üzere her ülkede birinci lig takımları bir yılda en az 40-45 maç oynar. Buna bir önceki sezon ilk beşe girmiş (bu ülkemiz için geçerli bir durum, uluslararası arenada daha başarılı ülkeler daha çok takımla katılıyorlar) takımlar Avrupa kupalarına katıldıkları için daha fazla (hele finale kadar giden takımlar 60’a yaklaşan) sayıda maç yaparlar.
İzleyici gözüyle bakarsak, her evresinin ayrı bir heyecan getirdiğini söylememek haksızlık olur. Hele birde uzun yıllara dayanan rekabetin sürdüğü takımlar arasında yapılan maçlar özellikle beklenir. Bunu gören parababaları futbolun içine girerek, öteden beri futbolun amatör ruhunu bitirmiş, başlıbaşına bir endüstri olmasına yol açmıştır. Canlı yayın haklarının açık arttırmayla satılmasıda bu endüstrinin büyümesini sağlamıştır. Bugün dünyada en büyük iki takım olan Real Madrid ve Barcelona bu işe en fazla para yatıran takımlar olarak görülürler. Bu iki takımın yanına başka hiçbir takım öyle kolay kolay yaklaşamaz bile.
Bizde de Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray bu sporun itici gücüdür. En fazla bütçe bu üç takımdadır. En fazla yatırımı bunlar yapar. En fazlada bunlar izlenir. Dolayısıyla en fazla gelir edenler gene bunlar olur. Diğerlerinin içinde birkaç şampiyonluk alarak Trabzonspor öne çıkar. Tek şampiyonlukla da onu Bursaspor izler. Geri kalan takımların başarıları dönemseldir ve devamlılık göstermezler. Bir dönem Sakaryaspor’umuzun başarıları gibi.
Futbolun endüstri durumuna gelmesi nedeniyle ortadaki gelirin aslan payını almak düşüncesinde olanların her yıl yarışma ruhunu bozarak başka yollara saptıklarını sağır sultanlar bile duymuş, herkes dönen dolapları konuşur olmuştu. Bu durum 3 temmuza kadar böyle sürmüştü. 3 temmuzda ne olduysa birden bire şampiyonun şampiyonluğuyla birlikte biten lig onaylanmış olmasına rağmen bir şike iddiası ortaya atılmıştı. Ardı ardına tutuklamalar, sorgular, sorgular.. bundan önce yeni futbol yasası çıkmış, yöneticilere büyük cezalar getirilmesi kabul edilmişti. Tutuklananların yapılacak mahkeme sonucunda hatırı sayılır ceza alacakları kesindi. Ama ne olduğunu herkes biliyor. Geçen günlerde 6 ay önce futbolda devrim adıyla kabul edilen bu yasa meclisteki (BDP’de dahil) dört parti tarafından değiştirilerek cezalarda indirime gidildi. Buradan futbolun gücünü, birde Fenerbahçe’nin futbolun dışında da var olan gücünü anlıyoruz. Yaptıkları kulisle başarılı olmuş, siyasetçilere istediklerini yaptırmışlardır. AKP’nin ilk kez bir davayı kaybetmek üzere olduğunu, bunun üstüne taviz vermek zorunda kaldığını görüyorum.
Gerçi meclisten geçen karar Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün önündedir. O da bu yasanın 6 ayda değiştirilmek istenmesinden rahatsız olduğunu dile getirdi. En fazla bir kere daha mecliste görüşülmesini isteyebileceği, oradan birkaç küçük değişiklikle tekrar önüne gelmesi durumunda yasayı onaylamak zorunda kalacağı söyleniyor.
AKP-FENERBAHÇE çekişmesini Fenerbahçe kazanmak üzeredir diyebiliriz.



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com/

Yayın Tarihi: 02.12.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder