Avrupa birliği (dilimize zorla sokulan şu meşhur “kriter” denen meymenetsiz kelime yerine dilimizde var olan kelimeyle söylersek) ölçü(t)leri diye getirilen “baltazar cetveli” engelli tanımını değiştirdi. Artık tek bir konudan geçerli engellilik oranı alamıyorsunuz. Sara, kalp, ciğer, böbrek rahatsızlıklarıda engellilik oranlarını belirlemede kullanılıyor. Diyelim ki bir görme engelli göz hariç diğer organları sağlamsa raporu hiçbir zaman yüzde yüz olmuyor. Aynı şey yürüme engelli içinde geçerli. Kalbi, böbreği ve ciğerleri sağlam olanın veya sarası olmayanın gözleri mi açılıyor, ayaklarımı düzeliyor? Bir komedidir gidiyor ne yazık ki. Şafak hanımı okumaya devam edelim.
“Doğa felaketlerinin, savaşın, şiddetin, akraba evliliklerinin, yoksulluğun ve dünya ikincisi olarak trafik kazalarının ülkesi Türkiye’de engellilerin ve ailelerinin durumu trajik boyutlardadır. Ülkemizin en sessiz çoğunluğundan, aileleri ile birlikte 30 milyon civarında insandan söz ediyorum. Hepimizi onlara karşı işlediğimiz hilelerden ve insanlık suçundan vazgeçmeye davet ediyorum.”
Bir engelliyi bir engelli anlar. Gerisi yalan ağlar dostlar. Şafak hanımın cesaretli sözleri gelecek için umutlu olmamızı sağlıyor. En azından orda 2 dönem bizi temsil eden Lokman Ayva’dan sonra bir temsilcimiz daha var. İlimizden adaylığını koyan engelli Gürkan Canol’uda keşke meclise yollayabilseydik. O mecliste Lokman Ayva’da olsaydı keşke.
“Gelin 24. dönemden engellilerin eşit vatandaşlık ve onur hakkını güvenceye alacak olan insan hakları yasasını, kevgire çevirmeden çıkaralım. İnsanın bütçeden daha değerli olduğunu önce maliyeye hatırlatalım. Ve insan odaklı ilk yasayı hep beraber çıkaralım.
En büyük görev şüphesiz önümüzdeki plan ve bütçe görüşmelerinde maliyeci arkadaşlara düşecek.
Önerilerim;
Modern dünyanın engelli tanımında buluşalım. Çağı geçmiş Baltazarı çöpe atalım. Yurttaşlarımızın acılarını cetvelle değil, ayrımcılığa karşı akıl ve bilim ve hukukla ölçelim.
Kamudaki engelli kadrolarını engelli işgücüne açalım. Kendi koyduğu kotalara bile uymayan bir devlete vatandaş nasıl güvenebilir?
Biliyorum baraj severiz ama hiç değilse engellilerin hayati medikal ihtiyaçlarındaki her türlü barajı kaldıralım. Bırakın birkaç kötü niyetli bunu suiistimal ederse etsin. Toplum ve Yargı onun cevabini versin.”
Suç işlenmeden kişileri yargılayıp hüküm veren bir mahkeme var mı? Zanla hüküm verilir diye bir hukuk kuralı icat edildi mi? Kötü niyetlileri engellemek amacıyla masumları yakmak olur mu peki? Olmayacağını herkes biliyor. Fakat ne yazık, tersine davranılıyor. Bundan önceki konuların aşılması gibi bunlarda aşılacaktır mutlaka. Ben engelli olarak kişilerin vicdanına değil, kamunun kurallarına bırakılmak istiyorum. Kişinin vicdanı herkese yetmeyebilir. Kamunun kuralları ise herkesedir. Kişinin vicdanıyla yapılan veya alınan yardımdır. Kamunun kurallarıyla yapılan ve alınansa “hak”tır. Şafak hanım bu konuda tek cümlelik söz söylemiş. Her harfine katılmamak mümkün değil. Bakın ne demiş?
“Engelliler siyasetin merhamet soytarıları değillerdir. Onlarla ruhlarımızı arındırmak alışkanlığından vazgeçelim. Kimsenin böyle bir haddi yoktur, olduğunu sananların hukuksal vatandaşlık tanımını öğrenmeleri gerekiyor.”
Biat kültürü bunu böyle algılamaz. Benim yurttaşlık (istersiniz vatandaşlık dersiniz) diyerek kendimi paraladığım konu bu. Yurttaşım madem, öyleyse hakkım var. Hakkım kadar görevlerimde var bunları biliyorum. Önemli olan bunların elverişli kurallar bütününde herkesçe kullanılır olmasıdır. Bütün çabamız zaten bu değil mi?
“Engelli sorunlarını araştırma komisyonu kurulmasını teklif eden önergemi yüce meclise ulaştırdım. Ayrıca İnsan hakları İnceleme Komisyonu içinde bir İnsan Hakları Sözleşmesi olan engelli hakları için alt komisyon kurulmasını teklif ediyorum. Yüce meclise saygıyla duyururum. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Sayın Meclis Başkanı’na da ayrıca dilekçemi değerlendirip bu konuşmayı işaret dili tercümanı ile yapmamı sağladığı için teşekkür ederim. İşitme Engelli vatandaşlarımızın da bu meclisin çalışmalarından faydalanabilmesi için bundan sonra işaret dili tercüme hizmetinin sağlanmasını bekliyoruz.”
BİTTİ
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com/
Yayın Tarihi: 14.12.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder