1 Şubat 2012 Çarşamba

AYAKLARINIZA DEĞİL GÖKYÜZÜNE BAKIN

8 Ocak 1942 Oxford doğumlu ünlü İngiliz fizikçi ve evrenbilimci Stephan Havking evrenin temel prensipleri üzerine yaptığı çalışmayla Roger Penrose’le birlikte Einstein’ın Uzay ve Zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramının, Türkçesiyle “büyük patlama” dediğimiz ‘big-bang’ teorisinin kuramcısıdır.  Büyük patlama ilk andır ve evren, bir başka deyişle kâinat o patlamayla oluşmuştur. Stephan Havking’in bu kuramı yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşlarından biriydi. Bu birleşmenin bir sonucu da karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını, fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını ortaya koyuyordu. Diğer bir sonuç da evrenin bir sonu ve sınırı olmadığıydı. Bu da evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çerçevesinde meydana geldiği anlamına geliyordu.

Bu kuramı ortaya koyan, her sözüyle kitlelerde merak uyandıran ve her kitabıyla sadece bilim çevresiyle sınırlı kalmadan kitleleri de heyecanlandıran engelli bilim adamı Stephan Havking
Normal bir çocukluk, ergenlik ve delikanlılık döneminden sonra ilk gençlik yıllarında, 1960’ların başında 22 yaşındayken tedavisi olmayan Amyotrofik lateral skleroz(ALS) hastalığına yakalandı. Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm etti. Ünlü bilim adamı, 1985 yılından bu yana sesini de yitirmiş olduğu için, koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabiliyordu. Kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada en çok tanınan isimdir. Kitapları, 40 dile çevrildi; evrenle ilgili çılgın teorik bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı sağlayacak ve Cambridge Üniversitesi’ndeki uygulamalı matematik ve teorik fizik laboratuarını geliştirecek kadar da mal varlığının önemli bir bölümünü sattı. Hawking, hastalığıyla gizemli bir kişilik oluşturmaktadır.

Bu gün 70 yaşına gelmiş olan ünlü engelli bilim adamı artık yazı yazamıyor ve beyninden gelen sinyalleri boyun kaslarından alarak sese dönüştüren bilgisayarla, boyun kasları da zayıfladığı için düşüncelerini aktaramıyor. Son dönem teknolojisiyle beyin dalgaları yada göz bebeklerinin hareketlerini yazı yada sese dönüştürecek bilgisayarlar üretilmeye çalışılıyor.

Engelli bilim adamının saygınlığını görüyor musunuz? Halâ kuramı ve gelecek üzerine kafa yoran Stephan Hawking Cambridge üniversitesinde verdiği konferansla söyledikleri insanlığın geleceğini özetler nitelikteydi. Bu özette birde öneri sunuyordu. Önerileri olan bir bilim adamının göreceği saygının daha fazlasını görmesi bir engellinin çabasının değeri olarak hakkı olmalı bence.

‘Evrenin Durumu’ adlı konferansa sağlık durumunun el vermemesi nedeniyle bir konuşma kaydı göndererek, internet aracılığıyla toplantıyı canlı olarak izledi. O kayıtta ‘insanlığının geleceğinin gezegenler arası gezilerin mümkün duruma gelmesine bağlı’ diyen dahi bilim adamı; ‘aşağıya ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun. Yaşadığımız bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda bir 1000 yıl daha hayatta kalacağımızı sanmıyorum’ dedi. 

Bir engelli bilim adamının ‘ayağınıza değil, gökyüzüne bakın’ sözünü ilk bakışta engelinden dolayı söylemediğini konuşmasındaki cümle yapısı ta başından belli ediyor. Artık böyle bir konumda engel önemli değildir. Önemli olan geniş açıyla baktığı gerçeği engelsiz söyleyebilmesidir. Bunun için üniversitelerin, özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının bunu sağlamaya var güçleriyle katıldıklarını görüyoruz. Gelişmişlik işte budur. Birkaç yazıdır dilime doladığım uygarlıkta budur.


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com


Yayın Tarihi: 01.02.2012 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder