30 Haziran 2011 Perşembe

BU TOPLUM LİDERLERİNDEN İLK KEZ DAHA ÖNDEDİR

Bir haftayı henüz geride bıraktık. Bir hafta önce yeni vekillerimizi belirlemiş, hükümeti kurma yetkisini AKP’ye ve lideri, aynı zamanda son 8 senedir başbakan olan Recep Tayip Erdoğan’a bir kez daha 4 yıllığına vermiştik. Liderlerin gittikleri il ve ilçelerde yaptıkları seçim konuşmalarını biliyorsunuz, çok acımasız ve çok seviyesiz tartışmalara sahne olmuştu. Bu tür tartışmalar eskiden olsa toplumda gerginliklere yol açar hatta kavga sebebi bile olabilirdi. Sanırım seçmende batılı ülkelerin seçmenleri gibi düşünme tarzı oluştu artık. Liderlerin gittiği illerde gene kalabalıklar meydanları dolduruyor. Gene seçim arabaları ile yapılan seslendirme çalışmaları ortalığı yıkıyor. Fakat bu seçimde ben sade vatandaşta bir sessizlik gördüm. Öyle eskisi gibi ne olacak halimiz diye konuşan yoktu. Televizyonlardaki tartışmaları kahvelere taşıyanı da görmedim. Vatandaş bu tartışmalardan bezmiş gördüğüm kadarıyla.

Bu tip tartışmalar seçmenin fikrini değiştirmez. Seçmenin fikrini verilen vaadlerin tutulabilirliği, yani gerçekçiliği, ülkeyi kalkındıracak projelerin sunumu değiştirir. 1950 model demokrasiyi geçtik artık. İnönü-Menderes-Bölükbaşı ile başlayan tartışma biçimi 1970’lerde Demirel-Ecevit, 1980’lerde Demirel-Özal, 1990’larda Tansu Çiller-Mesut Yılmaz, 2002-2010 arasında da Baykal-Erdoğan ile sürdü. Şimdide aynı üslubun Erdoğan-Kılıçdaroğlu ile devam edeceğe benzediğini görüyoruz. Sorarım size, seçmenin olgunlaştığı dönemde liderlerimizin de olgunlaşması gerekmez mi? Bir takım konular böyle tavırlarla gerçeği göstermek için yapılıyor denemez. Öylede dense, derinde yatan gösterildiğinden çok farklı gerçeklik vardır. Yoksa bu gürültülerle o mu gizlenmek isteniyor? İnternet çağında hiçbir şey gizli kalamaz ki.. gerçi 22 ağustoslada başlayacak olan internet filtreleriyle bununda çaresine bakılmış olunacak. Konuyu saptırmayalım. Bunu başka bir yazıda inceleriz.

Nedir gizlenen (gizlenen değilse de, en azından açıkça dile getirilmeyen), gerçekler nelerdir peki? Neler olacak? Siz hiç seçim meydanlarında yeni sivil anayasa sözü duydunuz mu? Kürtlere anayasal vatandaşlık adı altında verilmek istenen hakları dile getiren oldu mu? Hem hükümet, hem muhalefet bundan hiç söz etti mi? Projeyse konu, işte proje bu! Hem de dış destekli proje. Baksanıza diğer projelerle ilgili yabancı basından övgü veya yergi içeren veya yorumsuz bir tek satır yer almazken yeni anayasa tartışması ile ilgili çarşaf çarşaf inceleme yazısı yayınlanıyor. İnceleme yazılarında bu kadarla da kalınmıyor, önerilerde bile bulunuluyor. 2023 yılında kutlayacağımız cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde bugünkü yapıdan neler kalacak? Anayasal vatandaşlık nedir? Azınlıklara ne gibi ayrıcalıklar getirir? Bunun sonucunda üniter yapı değişir mi? Bütün bunlarla birlikte Türklük unutulacak yada unutturulacak mı?

Bu soruların cevabı da bu yazının konusu değil. Bizim konumuz seçmen olgunlaşırken liderlerinde olgunlaşmasının gerektiğidir. İnanın toplum liderlerin önünde gidiyor. İlk kez bunu görüyorum. Eğer liderlere kalsa ülkeyi toz duman götürürdü. Siyasi konuşmalara bakın, seçim konuşmalarına bakın bunu göreceksiniz.

Yeni dönem millet vekilleri ve kurulacak hükümet vatana ve millete hayırlı olsun. Hiç unutmasınlar ki, tarih boyunca liderini takip eden bu millet ilk kez bu seçimlerde liderlerinden daha öne çıkmıştır. Yeni sivil anayasa tartışmaları sırasındada toplumun liderlere liderlik yapacağına inanıyorum. Sonunda tüm toplum katmanlarının mutlu olacağı ortak aklımızın eseri bir anayasanın yapılacağını umuyorum.




Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com


Yayın Tarihi: 20.06.2011 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder