ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE
Seçimler bitti sonuçlar alındı. Herkesin konumu dört yıllığına belirlendi. Sadece belirlenemeyen CHP’nin ne olacağı.. seçim sonrasında “başarılıyım, başarılı değilsin” tartışmalarına kendini iyice kaptıran CHP kafasını kuma soka dursun bölgemizde ve dünyada ilginç şeyler olmaya devam ediyor. Bunlardan biride bu sıralar yazılarımada konu olan yabancı basında çıkan yazılarda geçen “Osmanlı” konusuydu. ABD’nin haftalık Newswek dergisi bu haftaki sayısında Niall Ferguson imzasıyla yayımlanan “Orta doğunun Bir Sonraki İkilemi” başlıklı yazısında “Osmanlılığın Yeniden Doğuşu” vurgusuyla gene ülkemizi konu edinmiş.
Büyük devletler çok daha ileriyi görüp tasarlamalarıyla büyük olmuşlardır. Toplumdaki her sesin duyulması sağlanarak büyük aklın ortaya çıkmasıyla gerçekleştirme imkânı buldukları tasarıları onların bugünkü büyüklüklerinin sebebidir. Büyük aklı ortaya çıkarırken tasavvurlarını saklama gerekliliğini düşünmezler bile. Hatta sesli düşünmekten büyük keyif alıyorlar. Newswek dergisisinin bu haftaki yazısı da böyle bir sesli düşünme ürünü.
“ABD’nin Büyük Ortadoğu’daki askeri varlığını azaltması konusunda, Cumhuriyetçi başkan adayları ile Başkan arasında mutabakat bulunduğu, hiç kimsenin cevaplamak istemediği sorunun ise ABD’nin buradan çekildikten sonra neler olacağı.” Yazıda, bu duruma ilişkin üç muhtemel senaryodan söz edildi. İlki “Mutlu senaryo”, ülkelerin ardı ardına Batı demokrasisini kucaklaması, ikincisi “kabus senaryosu”, ya iç savaş ya da İslami devrimin ortaya çıkması denilirken, üçüncü muhtemel senaryonun ise “yeniden canlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu” olduğu belirtildi.
Yazı devamında Osmanlı İmparatorluğu’nun 17’inci yüzyıla kadar elde ettiği topraklar ve kapladığı geniş coğrafyadan söz edilerek, sonraki iki yüzyılda ise İmparatorluğun Balkanlar ve Kuzey Afrika’daki topraklarının büyük bölümünü kaybederek, “Avrupa’nın hasta adamı” haline geldiği ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında ise sona ererek, ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu anlatılıyor. Yazıda, yakın zamana kadar Türkiye’nin AB’ye katılıp katılamayacağı, hatta ne zaman katılacağı sorusunun sorulduğu, Türklerin ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği gibi bakışlarını tereddütsüz şekilde Batıya sabitlemiş göründüğü, “ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği 2003 yılından beri bu görüşün değiştiği” savunuluyor.
Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde okuduğu bir şiirden dolayı hapse atıldığı hatırlatılan ve şiirden alıntılar yapılan yazıda, “Açıkça görülüyor ki Erdoğan’ın arzusu, Türkiye’nin sadece agresif bir Müslüman değil, aynı zamanda bölgesel bir süper güç olduğu Atatürk öncesi döneme dönme yönünde” olduğu özellikle vurgulanıyor.
“Başbakan Erdoğan’ın laikliğin kaleleri yargı, basın ve ordu karşısında kendi gücünü muhtemelen artıracak şekilde anayasayı değiştirmeye yönelik çabası, İsrail’in Gazze’de ‘devlet terörizmi’ uyguladığı yönünde giderek dozunu artırdığı eleştirileri, Arap Baharının sunduğu fırsatlardan istifade etmeye dönük, Suriye’yi ağır biçimde eleştirmesi, İran’ı kontrol altına alma çabası ve kendisini rol model olarak tanıtması gibi becerikli manevralarının bunu gösterdiği” şeklinde yorumlanıyor.
ABD Başkanı Barack Obama’nın ilk ziyaretlerinden birini Türkiye’ye yapmasının tesadüf olarak görülemeyeceği kaydedilen yazıda, AK Parti’nin son seçimleri kazanarak üçüncü kez art arda iktidara gelmesinin de sürpriz olmadığı belirtilerek, “Ancak yine de Erdoğan’a daha yakından bakmaya ihtiyacımız var. Çünkü Erdoğan’ın, Türkiye’yi, Kanuni Sultan Süleyman’ın hayran kalacağı şekilde dönüştürmeyi hayal ettiğinden şüphelenmek için iyi nedenler bulunmakta” deniliyor.
Başbakan Erdoğan’ın, seçimden sonra yaptığı “balkon konuşması”nda, “İstanbul kadar Saraybosna kazanmıştır; İzmir kadar Beyrut kazanmıştır; Ankara kadar Şam kazanmıştır; Diyarbakır kadar Ramallah, Nablus, Cenin, Batı Şeria, Kudüs, Gazze kazanmıştır” sözleri örnek olarak gösterilen yazıda, Erdoğan’ın liderliği altında istikamet Ortadoğu’da yeni bir Osmanlı (Müslüman) imparatorluğu şekline bürünürse, bir sürpriz bizi bekliyor olabilir” yorumuyla sona eriyor.
Batılı ülkelerin Libya’daki iç karışıklığı gündeme geldiğinde birleşmiş milletler vasıtasıyla “kendi halkına soykırım uygulayan devletlere müdahale” kararı (beş daimi üye tarafından ittifakla olmasa bile veto edilmeyerek) yürürlüğe girdiğinde varmak istedikleri hedefi görmüştüm. Bu yazı ne kadar haklı olduğumu gösteriyor. CHP bu dönemde değilde ne zaman faydalı olacak? Siz seçim kaybettiniz sadece, oysa bütün bir halk olarak hepimiz vatan derdindeyiz. Gerisi ne gam?
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder