26 Mayıs 2012 Cumartesi

İLİMİZİN ÜNLÜLERİNİ YAZMAYA BAŞLARKEN


İlimizin il olduğu tarih öyle çok eskilere dayanmıyor. Adapazarı 1956’da il olan ve içinde geçen nehrin adıyla anılan Sakarya ilinin merkezi konumundadır. Çok bereketli topraklara sahip tarımcılığına ilave olarak bir sanayi kentidirde. Bulunduğu bölgenin hızlı gelişmesine bakarsanız ülkemizin kalkınma hamleleri içinde yer alma konusunda biraz geride kalmaktadır. Öyle veya böyle bir gelişmenin içinde olduğu görünür bir gerçek olduğu için hatırı sayılır göçler almaktadır. Bu yüzden dönem dönem demografik yapı değişmektedir. Bu değişen demografik yapının gelecek nesillere güzel hikâyeler bırakacağını umuyorum. Tıpkı bundan önce bıraktığı gibi.

Geçen gün gazetemiz yazarlarından Sayın Sedat Balta’nın kentimizde doğup büyümüş ünlü hikâyecimiz Sait Faik’i konu edindiği “Sait Faik’in Değeri Adapazarı’nda Bilinmiyor” başlıklı yayınlanan yazısını okuyunca ilimizde yetişen ve unutulan değerler başka kimlerdir diye düşündüm. Bilmemek benim ayıbımdı. Sait Faik’e hakkı olan değeri göstermeyen il yöneticilerinin de ayıbı çok büyük.

Kim sorarsa il kültür müdürlüğümüz ve belediyelerimizin kültür daireleri var. Onlar kendilerine dinlenme tesisleri oluşturmaktan başka ne yapıyorlar? “Afa” Sakarya Üniversitesinden alınıp il kültür müdürlüğüne verildiğinden beri köhne bir görünüm aldı. İçinde bulunan 6 Nokta Körler Derneği’ne körleri kovamadıkları için (ellerinden gelse kovacaklar ama valiliğin engel olduğunu duyuyorum, Allahtan ki duyarlı valilerimiz var) çin işkencesi yaparcasına erişimi güçleştirmekten başka ne yaptılar? Sorumlu bir müdür aradığımda herkes kendinden başkasını gösteriyor. Dönüp dolaşıp aynı yere geldiğimde müdürlerin yok olduklarını görüyorum. İşte ilimizin kültür işlerini yöneten kişiler bunlar! Bu yüzden Sait Faik gibi ilimizin övüncü bir hikâye yazarımıza hak ettiği değerin verilmesini beklemiyorum. Çünkü bunlar görevlerini yerine getirmekte olmaları gereken binaları “dinlenme tesisi” yapmakla meşguller. Gidin bakın; herkesimden insanın gelebilmesi için fiyatları ucuz tuttuklarını söyledikleri tiyatro oyunları sırasında salonlarda kaç tane engelli var? O kadar merdivenlerin olduğu yerde engelliler için bir tek rampa yoksa oyun seyreden engelli nasıl olsun?

Sayın Sedat Balta yazısında; “Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı başta olmak üzere belediyelerimizin ilgili birimleri dünya çapında önemli ve değerli bu hikâyecimize niye sahip çıkmıyorlar anlaşılır gibi değil” diye soruyor, gene Büyükşehir Belediyesi’nin 28 Mayıs tarihinde AKM’de yapılacak “Hemşerimiz Sait Faik” başlıklı paneli haber veriyordu. İşte bunlar güzel haberler. Bundan daha fazlasını beklemek böyle bir yazara sahip bir il olarak hakkımız. Mesela sokak adlarımız kaldırılıp numaralandırılacağına (bence numaralandırma şahsiyetsizleştirme anlamını taşır) ilimizin değerli insanlarının adı konsa daha güzel olmaz mı?

Sayın Balta Panele konuşmacı olarak AKP Milletvekili Ayşenur İslam, Necati Mert, Prof. Dr. Yakup Çelik, Prof. Dr. Engin Yılmaz’ın katılacaklarını duyuruyor. Haklı olarakta “Yeri gelince hemşerimiz dediğimiz Sait Faik’e sahip çıkılmaması ‘ideolojik’ olabilir. Öyküleri dünya görüşlerine uymayabilir. Ancak bu Sait Faik’in Adapazarlı bir hikâyeci olduğu gerçeğini unutturamaz.” diyor. İşte dayanak noktamız aynı kentlilik olmalı. Aynı kentliliği güdersek ayrımcılık kalkar. Buradan hareket edildiğinde aynı ülkenin yurttaşı olmak fikrine ulaşılır ki buda birleştirici unsur olmaya yeter. Fransızlar her görüşten yazar, sanatçı, bilim adamı ve politikacı için “onlar Fransadır” der ve eklerler, “birini bile içinden çıkarsanız Fransa, Fransa olmaktan çıkar!”

Öyleyse birini bile çıkarmadan her değerimize sahip çıkalım. Bizi biz yapan bu değerlerdir. Bunu hatırlamama yardımcı olduğu için Yazarımız Sayın Sedat Balta’ya teşekkür ediyorum.
Köşe yazısını okuduktan sonra ilimizdeki ünlülerin pek bilinmediklerini düşünerek bir dizi yazıyla bu ayıbımızı bitirmeye karar verdim. Gelecek yazımızdan itibaren ilimizin yetiştirdiği değerleri anlatmaya başlayacağım. Bu konuda araştırmalar yapan Fahri Tuna beyin doyurucu yazılarına rastladım. Ayrıca internet yoluyla aradığım isimlerde oldu. Birkaç kaynağa bilgileri doğrulatmaya çalıştım.

İlimizin yetiştirdiği 49 ünlü isim buldum. İlk listede anlatacağım 16 kişinin hikâyesi oldukça eğlenceli. 2. listedeki 33 kişi genelde bu günde yaşayan ünlülerden oluşuyor. Listelerde kimler var derseniz biraz sır verelim.

Cambaz Abdullah Yıldız, Reis-ü’l Kura Hafız Abdurrahman Gürses, Aşık Güvahi, Esin Engin, Faik Baysal, Falih Rıfkı Atay, Halit Çelikoğlu, Hamdi Özarutan, Hürrem Erman, Kerim Korcan, Saim Özel, Sait Faik Abasıyanık, Sezgin Burak, Yesari Asım Arsoy, Yıldırım Gencer, Ziya Taşkent.

Bu ilk listeydi. İsimler önem sırasına göre değil alfabetik dizilmiştir. İkinci listede şu isimler var:

Ahmet Toçoğlu, Aşkın Nur Yengi, Aykut Kocaman, Ayşegül Aldinç, Banu Güven, Bülent Uygun, Didem Uzel, Ebru Cündübeyoğlu, Eren Ermiş, Engin İpek, Engin Yüksel, Gaffar Okkan, Gürkan Uygun, Hakan Keleş, Hakan Şükür, Halil Mutlu, Kenan Sofuoğlu, Mahmut Hanefi, Oğuz Çetin, Orhan Ak, Sabri Ugan, Sadettin Tatan, Sedat Peker, Semih Saygıner, Süleyman Seba, Süleyman Vural, Şansal Büyüka, Tayfur Havutçu, Tuncay Şanlı, Timur Acar, Uğur Dündar, Umut Akyürek, Yılmaz Vural.

Daha benim bilmediğim ve ulaşamadığım kim bilir kimler vardır? Bu kişilerle ilimizi, dolayısıyla şehrimizi daha iyi tanıyacak ve değer vereceğimizi umuyorum. Bir şehir ünlü kişilerle ünlenir. Bu kişiler ne kadar çoksa, şehrimiz o kadar büyük olur. Bazende bu sayıya bakmaz, nitelikçe bazen 1 bile 2’den değerli olabilir. Onun için nitelik nicelikten daha önemlidir. Şehrimizin niteliği yaşayanlarının niteliğiyle orantılıdır. 

  
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com

Yayın Tarihi: 21.05.2012 
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder