31 Aralık 2014 Çarşamba

BACA GÖRÜNÜMLÜ VERİCİLERE DİKKAT!



Her dönem kendine özgü gelir kapılarını açar. Savaş gibi olağandışı durumda bile kimilerine imkânlar doğar. Fırsatçılar teknolojik gelişme, siyasi değişim, toplumsal felaketler gibi akla gelen gelmeyen her durumdan yararlanmaya çalışır. Tek kanallı televizyon döneminde ünlü Alman tiyatro kuramcısı ve oyun yazarı Bertold Brecht’in “Cesaret Ana” adlı tiyatro oyununu seyretmiştim. Bu oyun savaştan fırsatlar yaratıp para için her türlü riske atılan bir kadını ve onun gene aç gözlülüğü sonucu kaybettiği çocuklarını anlatan oyundu. Oyundaki dilsiz kızın insanları uyarmak için kendisini feda etmesi vurucudur. Ama kimse bu uyarmalardan etkilenmez. Cesaret ananın zamanla tek derdi savaşın bitmemesi olur. Yitirilen canlar para kazanamamaktan daha büyük önem taşımaz onun için.

Belki ters bir benzetme olacak ama bugün beslenmeden haberleşmeye kadar bir çok konuda hayati tehlike içermesine rağmen, bunu önemsemeyip kazancına bakanların o tiyatro oyunundaki “Cesaret Ana”dan ne farkı var?

Deprem yaşamış bir kentiz. 1999 depreminde evleri hasar görenlerin çatlak patlakları sıvayarak kapattıklarını ve kendilerinin oturmaya korktukları bu evlerini kiraladıklarını çok gördük. Bunlarında “Cesaret Ana”dan farkları yoktu elbette.

Arsalarına, apartmanlarına GSM şirketlerinin vericilerini (baz istasyonunu) kondurup buradan gelir elde edenlerinde bir farkı olamaz. Fırsatçıdırlar, topluma kanser olma riskini yaşattıkları için de günah işlemektedirler.

Fark ettiyseniz GSM şirketleri arsalara yerleştirdikleri vericilerin yaydığı radyasyonla kanser riski taşıması nedeniyle toplumdan gördüğü tepkiden çekinerek şekil değiştirdiler. Şimdi çevrenin yüksek binalarına baca görünümlü vericiler konduruyorlar. Mahallemizin Akıncı Sokağının Aziziye Camiine gidiş istikametinde bir arsada oldukça heybetli bir verici var. Ortasından ikiye bölünerek Akıncılar Mahallesiyle Çukurahmediye Mahallesin paylaştığı Ekici sokağında bir bina üstünede baca görünümlü verici kondu. İki vericinin arasındaki mesafe, kuş uçuşu 100 metre. Öteden beri ilkini yerinden oynatamayan mahalleli, ikinci vericiyle karşılaşınca ne yapacağını şaşırmıştı. Binasına baca görünümlü verici konduran kişi aylık başlangıç yılı olan 2011 fiyatlarına göre 6.000 lira gelirle mahalle sakinlerinin hayatını riske atmaktaydı. Durum olduğu gibi devam ediyor.

 Benzeri durumlara ülkemizin her yerinde karşılaşılıyor. Buna ilişkin bir haber şöyleydi:


Meram Belediyesi yetkilileri, baz istasyonlarının baca, tabela, güneş enerjisi sistemleri, klima ve reklam panosuyla da kamufle edilebildiğini belirterek, 5 bin 237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184/1 maddesi gereğince de, ‘Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan 5 yıla kadar cezalandırılır’ hükmünün yer aldığını hatırlattı.”

İlimiz, ilçelerimiz ve beldelerimizin yetkilileri bana kalırsa bu konuya acil çözüm getirmelidirler. Çünkü bunun sonu toplum sağlığına dayanıyor. Halkımız sağlığından olurken bunundan nemalananlar devleti soyarcasına kazanç elde ediyorlar. Ülkemizde ticaretin deli cesareti vardır. Tıpkı cesaret ana gibi. Bu nedenle baz istasyonlarında şimdiye kadar süren  Çözümsüzlük durumunda hem GSM vericileri, hem de bina veya arsa sahipleri; halktan çok can almış olacaklardır. İlerde olabilecek can kayıplarının önüne geçmenizi önemle vurgulayarak beklediğimizi belirtmek istiyorum.

Biliyorum, şikâyetlerim bitmiyor. Ama BACA GÖRÜNÜMLÜ vericilere lütfen dikkat


Yayın Tarihi: 03.12.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder