30 Ekim 2010 Cumartesi

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ 60


Merhaba sevgili okuyucum. “En solgun mevsimi seven ruhların” mevsimindeyiz. Son bahar olanca yürek buruculuğuyla hükmünü sürüyor. Sisli kasımlara da bir şey kalmadı. Sonrası ak çarşaflar üstünde ak yorganlarla uykuya yatacak doğa. Şimdi gördüklerimiz bunun hazırlığıdır. Çocukluğumda iki mevsim vardı benim için. Biri bahar, biride yazdı. Sonbaharda yüreğimi kasvet sarardı. O gölgeler, o kapalı hava içimdeki coşkuyu neşeyi silip süpürürdü. Kışı da o kadar sevmezdim. Kar yağdığı zamanlar hariç.. bu gün kendimi böyle bir iklimde yaşadığım için çok şanslı sayıyorum. Dört mevsimi gören kaç yer var değil mi? Görmesini bilene her mevsimin ayrı güzelliği var.

Gönderilmemiş şiirlerle başlayalım. Diğer konulara sırası geldikçe değineceğim.

109

Bahar geliyor artık

Kokusunu duyuyorum iyiden iyiye

Korkusu bitti uzun gecelerin

Beni yalnızlığın kelepçelerinde bulamayacak ay

Kar üzgün yağmayacak bundan sonra

Aydın Göle

20 şubat 2003

***

110

Nar ağlayadursun

Mevsimi geçti diye

Akasya

Hüzünlere makas ya

Karpuz kabuğunu bekler denizler

Martı çığlıkları gibi çocuk çığlıklarını

Köpüklü bira ve uysal dalgalar gibi yüreğim

Birde sen olsan bu yaz

Aydın Göle

20 şubat 2003

***

111

Beyaz gecelerinde kışın

Yıldızlar yere inmişlerdir

Gördüğüm kar değildir

Bu kadar beyaz

Bu kadar ışıklı

Yıldızdır sana gülen

Aydın Göle

26 şubat 2003

***

Gönderilmiş şiirlere sıra geldi. Daha önce gene bu köşede kan kardeşimden söz etmiştim. En kötü anında bile gülebilen hayat dolu bir hanımefendi. Şimdi sırayla okuyacağınız üç şiiri ona yazdım ve kısa mesajla gönderdim. Gönderilmiş şiirler bölümünde bölü işaretinden sonra gelen sayı ona yazılan şiir sayısını gösterir.

233/1

Şayet sabah olmayacaksa

Senin neşen kalsın yanımda

Ekmek su istemem

Oksijeni azalsın varsın

Ciğerime alıp verdiğim havanın

Bana bir nefeslik sen yeter.

Aydın Göle

26 şubat 2003

***

234/2

Gece sakindi, gece sessizdi

Gece yekindi, gece esindi

Gece hüzünler peşin peşindi

Geceleri ben aldım

Sana sevgiler ve sevinçler kalsın diye

Aydın Göle

05 mart 2003

***

235/3

Sana güneş

Gülen yüzünü göstersin daima

Gün güneşliyse

Sevincin yarısı önceden verilmiştir

Aydın Göle

06 mart 2003

***

Bu şiiri kime yazdığımı hatırlamıyorum. Ama gönderilmiş şiirler arasında olduğu için birine gönderdiğim kesin. Kan kardeşime gönderdiğimi tahmin ediyorum. Çünkü o dönemin şiiri.

236

Rüyada olsam uyanırdım

Ayakta olsam uzanırdım

Kaybetmiş olsam kazanırdım

Sen benim için mucizesin bir tanem

Baklava istemem, istemem börek

Benim istediğim sevgi dolu yürek

Bana verdin lütfederek

Benim için mucizesin bir tanem

Her şeye doyarım sana doyamam

Öyle taze nefessin sen

Senli zamanları bil ki sayamam

Öyle enfessin sen

Benim için mucizesin bir tanem

Aydın Göle

06 mart 2003

***

Bu şiir kalıpları kırmak ve değişik düşünceler üretmek istediğim bir şiir. Şiiri yazdığım hanım Che Guevara beresi takan, ülkücü bir hanımdı. Aklın sınırlarında gezmeyi çok seviyordu. Öyle şiirler yazıyordu ki anlamak ve çözmek için dünyanın hatırı sayılır edebiyat fakültelerinden birini bitirmek gerekiyordu. Bense ona gene anlaşılır bir şiirle cevap veriyordum. Anlaşılmazı yazacak kadar akıllı olmadığımı unutmuş değilim. Onun için boyumdan büyük işlere kalkışmadım. Benim kendime ait kalıplarımı kırıp kırmadığıma bu köşeyi okuyan devamlı okuyucum karar versin.

237

Vestiyerde bıraktığın şapka mı

Ben zaten şapka takmam ki

Maksat elim boş kalmasın

Almayı unuttum çıkışta

Askıda bensiz üşümüş

Gecenin sessizliği dolmuş içine

Elime aldım döküldüler

Yüreğim üşüdü

Elim buz kesti

Artık yazlar uzak bir düş

Mutluluk küçük bir gülüş

Eskide kalan

Kar yağmaya korkuyor bu yerde

Aydın Göle

10 mart 2003

***

Gene muhtemelen kan kardeşime yolladığım bir şiir. Kime yolladığımı yazmamışım. “Aşk insanı kendinden uzaklaştırır, oysaki insanın kendine kendisi çok lazımdır” dediğim bir şiir.

238

Bir yol var yarına uzanan, umut yüklü

Kederleri irin gibi akıttım yalnız saatlerime

Gürbüz çocuk doğdu içimde

Belki aşk hayata lazım fakat

Aşklarla çok yittim hayattan ben

Bana ben gerek bu yüzden daha çok

Daha çok ben

Aydın Göle

13 mart 2003

***

Kan kardeşime gönderilmiş bir şiir daha. Bu bölü işaretinin ardındaki verdiğim sayıdan da belli. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasıyla Orta Doğu Bölgesi ve Arap halkının batının her türlü baskısıyla zarar gördüğünü, halâ görmeye devam ettiğini anlattığım bir şiir.

239/4

Lâleler açmış mı lâle diyarında

Açsınlar çünkü yok başka çiçek, lâle ayarında

Debdebeli saltanat çiçeğidir dostun, ağyarında

Görürsen açtığını bir dere kenarında

Mazinin yadigârını al koynuna, sakla

Rüzgârlara bırakma, koparmasınlar yapraklarını

Zaten acımasız esiyor, ters yönden bize doğru

Lâleler açmış mı lâle diyarında

Bebeler babasını bekler mi meme emerken

Ağaçlar yanmış yaprakların acısını duyar mı

Köklerinde bu seher vakti Bağdat’ta

Bir kımıltı var mı toprakta en derinde

Sıcak mı eser rüzgarları, yüzleri yakmaz mı

İlaç bulamamış hastadır Bağdat, her gözden şifa ummaz mı

Savaş mı sarar dünyayı, kuşatır mı barış evreni

Bir dilim ekmeğe vakit yok mu

Yok mu kurumuş dudaklara bir yudum su

Allah’ım ne ettikte biz lâleler soldu

Lâlelerin hesabı kimlerden soruldu

Artık yeter Allah’ım lâleler açsın diyarında

Bebekler babalarını beklemesin artık

Sevdalar uçsun kuşların kanadında

Açsınlar çünkü yok başka çiçek lâle ayarında

Aydın Göle

13 mart 2003

***

Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 24.10.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder