30 Ekim 2010 Cumartesi

SİZİN NE KADAR UMURUNUZDA


ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE


Bugün biraz haberler ve köşe yazıları arasında gezelim

“İZMİR’de, Kızılay’ın doğduğu gün bir bebeğe AİDS’li kan verdiği için Türkiye’yi 787 bin lira tazminat ödemeye mahkum etmesi üzerine devlet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına uyarak, aileye yasal faiziyle birlikte toplam 948 bin TL tazminat ödedi.

İzmir’de, 1996 yılında yaşanan olayda, doktorlar erken doğan Y.O.’nun kanının değişmesine karar verdi. Aile ise kanı Kızılay’dan temin etti. Ancak Kızılay’dan alınan ve bebek Y.O.’ya nakledilen kanda AİDS hastalığına neden olan HİV virüsünün bulunduğu ortaya çıktı.”

“Bilim adamları Dünya’dan 20 ışık yılı yani yaklaşık 120 trilyon mil uzaklıktaki bir gezegenin, bağlı olduğu yıldıza uzaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmayacak bir mesafede bulunduğunu tespit etti. “Gliese 581-g” gezegeninin su ve hayatın varlığı için tam doğru konumda olduğundan artık emin olduklarını açıklayan bilim adamları, gezegende su olup olmadığıyla ilgili henüz bir bulguya sahip değiller.”

Sizin ne kadar umurunuzda bilmiyorum ama Ertuğrul Özkök köşesinde yazmıştı;

“Bravo Deniz Ülke Arıboğan.

Kendine aydın diyen bazıları ‘Hayır’ oyu veren herkese ‘Ruh hastası’, ‘Ahlaksız’ ‘Darbeci’ diye yüklenirken, o bir bilim insanı hassasiyeti ile yüzde 42’nin ruh halini anlamaya, anlatmaya çalışıyor.

Şunları söylüyor:

‘Bu kitle aslında ülkesini çok seviyor ve geçmişini sahiplenmeyi bir vazife olarak görüyor. Bütün değerlerinin bu kadar lanetlenmesine, bu kadar tartışılıp speküle edilmesine hazır değildi ve şimdi ona tepki duyuyor.’

Yani diyor ki: Daha doğrusu o demek istiyor, ben de soruyorum ki:

Bu yüzde 42’nin, Tophane’de sopasının ucundan duman tüten ‘delikanlı’ kadar, hiç olmazsa o kadar, şefkate hakkı yok mu?”

“Bilim adamları Dünya’dan 20 ışık yılı, yani yaklaşık 120 trilyon mil uzaklıktaki bir gezegenin, bağlı olduğu yıldıza uzaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmayacak bir mesafede bulunduğunu tespit etti. Bilim adamları bağlı oldukları yıldıza yaşama uygun mesafede bulunan gezegenleri "Goldilocks" (Düğün Çiçeği) şeklinde anıyor. Bu ismin kaynağı ise orijinal adı "Goldilocks and Three Bears" olan "Üç Ayı" masalı.”

Sizin ne kadar umurunuzda ama Ertuğrul Özkök’ün aynı yazsına gene dönelim.

“Bravo Kadri Gürsel.

Ne diyor, hem de açık açık, hiç kıvırtmadan, adını koyarak:
“AKP iktidarının Kürtler kadar Türklerle de müzakere etmesi gerekir.”
Geçen pazartesi günü Milliyet’teki köşesinde aynı samimiyetle devam ediyor:
“Bütün Türklere demokrasi güvencesi vermeden, Kürtlerle demokrasiyi konuşmak mümkün olmadı, olmayacak.
Kürt sorununu çözüm yoluna sokmak, Türkleri bölen nedenlerin üzerine gitmekten geçiyor.”
Haksız mı?
Bu memleketin artık Kürt sorunundan büyük bir Türk sorunu var diyenlerin hiç mi hakkı yok...
Türk’ü çoktan unutmuş, defterinden silmiş, şimdi de başkalarına unutturmaya çalışan kafa alır mı bilemem.
Ama çok iyi bildiğim bir şey var.
Kürt sorununu çözmek için İmralı’ya, Kandil’e gidenler, bir zahmet sahillere de uğramak zorunda.”

Sizin ne kadar umurunuzda bilmem ama;

“Amerika Ulusal Uzay Vakfında düzenlenen basın toplantısında bulgularını açıklayan Carnegie Institution astronomi uzmanı Paul Butler, ‘Suyun olması için gezegenin ne çok soğuk ne de çok sıcak olmaması gerek. Bunun için de ne çok uzak olacak ne de çok yakın’ dedi.”

Sizin ne kadar umurunuzda bilmiyorum.

“Bir süredir dünyada ve ülkemizde küçük alışveriş duraklarının, bizdeki adıyla bakkaliyenin ölümüne tanıklık ediyoruz.”

“Butler, ‘Gliese 581-g’ gezegeninin tam doğru konumda olduğundan artık emin olduklarını açıkladı. Ancak, gezegende su olup olmadığıyla ilgili henüz bir bulguya sahip değiller. Basın toplantısında, ‘Şimdilik tek bildiğimiz, bu gezegen sıvı halde su için ideal mesafede. Ve yüzeyinde suyu koruyacak atmosfer yoğunluğuna sahip. Bunun dışında bir yaşam olduğu ile ilgili söylenecek her şey spekülatif olur’ diye konuşan Butler yine de spekülasyon yapmaktan kendini alamadı: ‘Dünyada bir söz vardır. Nerde su varsa orada hayat vardır.’

Pennsylvania Eyalet Üniversitesi astronomlarından Jim Kasting ‘İlk defa gerçekten heyecanlıyım. Bu gezegen, hayata tam müsait ilk gezegen’ dedi.”

Sizin ne kadar umurunuzda bilmem. Bu kadar araştırma ve keşifler yapılıyor, aklınıza bir şey geliyor mu? Bence bu dünya yaşanmaz olmak üzere. Ufak ufak kaçmanın yolları aranıyor olmasın bu? Şaka, şaka..

Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 15.10.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder