Hava durumunun, neşemizin dorukta olması gereken özel günlerde iyi gittiği çok ender zamanlarda görülür. Bu günlerde hava genellikle yağmurlu olur, puslu olur, soğuk olur. Bu özel günler milli bayramlarımızdır. Dini bayramlarımız ömrümüz süresince, (hicri takvimin bir yılının miladi takvimin bir yılından 10-11 gün eksik olması nedeniyle) her mevsime uğradığı için güneşli günlere de denk gelebiliyor, karlı buzlu günlere de. Milli bayramlarımızın böyle bir şansı yok! Onlar çakılı yıldızlar gibi aynı mevsimlerde dururlar. Cumhuriyet Bayramımız nerdeyse her yıl böyle yağmurlu oluyorsa bundan oluyor. Cuma günü gene yağışlı bir Cumhuriyet Bayramı geçirdik. 87 yaşına eren cumhuriyetimiz, büyük önderimiz gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, yani Türk’ün, kendisini Türk sayan herkesin atasının fikirlerinin ışığında eskilerin diliyle ilelebed payidar olacaktır, yani sonsuza dek yaşayacaktır. Cumhuriyetimizi yaşatacak “ bu kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”
Muasır medeniyeti yakalamış millet olarak, yarınından umutlu, güneşli günlerde nice Cumhuriyet Bayramları kutlamak dileğiyle..
…
Bugün tamamı kan kardeşime yollanan şiirlerden oluşuyor. Bölü işareti olmayan küçük sayılı şiirler gönderilmemiş şiirlerdir. Defterime karışık yazmışım. Burada yazılış tarihine göre düzene koyup sizlere sunuyorum. Sizleri, araya hiç girmeden şiirlerle baş başa bırakacağım.
239/5
Burada hava gene yağmurlu
Soğukta var üstelik
Şemsiyem kaçırıyor
Üstünde iki delik
Güneşi unuttum
Hatırlayan var mı
Isıtır mı yüreğimi
Yoksa beni yakar mı
Bir gün gösterse kendini
Bulutları aralasa
Bende gördüm derdim
Eğer sorarlarsa
Öpücük gibi yanağıma
Işığı konsa
Güneşim sensin
Gün ışığımda sen
Çıkıp uzaklardan bir gelsen
Yağmurlar durur
Bulutlar giderdi
Gökyüzüm mavi mavi
Mavileşirdi her gün
Burada hava gene yağmurlu
Soğukta var üstelik
Şemsiyem kaçırıyor
Üstünde iki delik
Aydın Göle
14 mart 2003
***
240/6
Kasvetlerin dağıldığı
Koyunların sağıldığı
Suların durulduğu
Hesapların sorulduğu
Mutluluğun doğurdu
Sakilerin mey sunduğu
Kadehlerin parladığı
Gün olsun bu günün
Aydın Göle
14 mart 2003
***
241/7
Bir gece olsun bir gece
Bir gece olsun sadece
Bütün istediğim bu ömrümce
Koyup gittin ya zalimce
Dermansız kaldım iyice
Gel artık vefasızım gel
Aydın Göle
16 mart 2003
***
242/8
Bir hikâyem var benim
Miras kalmadı biz kazandık
Hem yaşayandık, hem yazandık
Mevsimleri biz tayin ediyorduk
Canımız isteyince bahar
Erikler zehir yeşili
Canımız isteyince güler yüzlü
Domatesler utangaç kıpkırmızı
Kadife donlu şeftali ve yaz
Canımız isteyince yağmur yağmur
Sarı sarı yaprak
Salkımlarca güz
Ustura kadar soğuk gelinlikle
Bembeyaz kış çekerdi canımız kimi zaman
Kuşlar yaban ördekleri aç kalırdı
Vazgeçerdik
Hikâyemizi biz kazandık
Hem yaşayandık, hem yazandık
Aydın Göle
16 mart 2003
***
243/9
Geceler örtünce siyah yorgan uykuyu
Uyku andırır dipsiz, derin kuyuyu
Kaydırırız içine gözlerimizi
Bir tutam rüya ekeriz üstüne
Aydın Göle
17 mart 2003
***
244/10
Sen sevdaların yolcusu ol
Ben sonbahar çöpçüsü
Sen baharlara doğ
Ben sisli kasımlara
Umutların bitmesin senin
Benim mutluluğuna gözyaşım
Aydın Göle
20 mart 2003
***
245/11
Ben mevsimleri süpürdüm hazanımda
Kimse kalmamıştı, sen vardın yanımda
Mevsimleri neyleyim
Ben sensiz zır deliyim
Senle kırk dokuz elliyim
Her elimde bir yürek
Her yürek sana atıyor canım
Gülün adını söyler gibi
Lâlenin rengini
Yanık kokusunu karanfilin
Senin adını, seni söyleyerek
Her yürek sana atıyor
Ben mevsimleri süpürdüm
Dargın akan dereciktim
Deniz oldum köpürdüm
Aydın Göle
21 mart 2003
***
12
Kapalı kapıları açtım ardına kadar
Gelen bahardır sandım, aldandım
Ben aldandım ağaçlar aldanmadı
Onlar hala çiçeksiz
Nen çiçek açtım balözüm
Kar delenler gibi ayaza
Ayaza kök söktürdüm
Bütün hünerlerine rağmen.
Jilet oldu ustura oldu
Kırbaç gibi şakladı suratımda
Rüzgâr olup deli deli eserek
Param parça etti yüzümü
Kardelenliğimi hatırlattın ya
Soğuk taşların arasından güneşe
Pür neşe
Boynumu uzattım
Sen varsın ya
Kılıç sallansa başımın üstünde
Vız gelir
Namerdim dönersem yaşamaktan
Aydın Göle
22 mart 2003
***
Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 31.10.10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder