12 Aralık 2010 Pazar

İNGİLİZ BELGESİNDEKİ ŞOK İDDİA! 1

Günlerdir Wikileaks sitesinin açıkladığı dosyalar gündemimizde. Herkes bu yüzden birbirine düştü. Kimilerine göre zaten istenen buydu. Kimilerine göre ise artık hiçbir şeyin kapalı kapılar ardında kalamıyacağının, dolayısıyla internetle gelen yeni özgürlük dalgasının bir işaretiydi. İki tarafında göz ardı edilmemesi, ama konununda fazla abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Nedenini aşağıda okuyacağınız satırlarda bulacaksınız. Wikileaks öncesi bu tür belgeler açıklanırdı. Bir fakla; tarihte rolü biten aktörler ya hayat, yada politika sahnesinden çekildikten sonra bu olurdu. Çılgın bir bigi erişim hızına erişilen dünyada bununda olmaması mümkün değildi. Politika bildiği yollardan artık ayrılmak zorunda.

Şimdi dizi yazımızın ilk bölümüne geçebiliriz.

***

Bazı şeyler hiç umulmadık zamanda veya umulmadık birinden olursa şaşırmamak mümkün değildir. Olan şeyin olumlu yada olumsuz olması, şaşkınlığın artması veya eksilmesinde etkili değildir. Beklenmedik zamanda ve/veya beklenmedik kişiden olması yeterli sebeptir. Geçenlerde Sabah Gazetesinde böyle bir haber okuyunca çok şaşırdım. Eski sahiplerinin elinde böyle bir haberin yayınlanması çok doğaldı. Yeni sahibinin başbakanın yakını olması ve siyasi duruşu nedeniyle Sabah Gazetesinde böyle haber yayınlanmasını beklemezdim.

Haberin başlığı şöyleydi:

“İngiliz Belgesindeki Şok İddia!”

“Vahdettin eğittiği Kürt militanlarla Atatürk’ü devirip bağımsız Kürdistan’ı tanıyacaktı.”

Daha sonra haber kanallarında da duyduğumuz bu iddia o gazetede yer bulur dermiydiniz? Ünlü tiyatrocu rahmetli Haldun Taner’den okuduğum ve çok hoşuma giden bir söz aklıma geldi: “Bozuk saatler bile günde iki kere doğruyu söyler” Gerçi sayısal ve elektronik saatler çıktı çıkalı bu söz geçerliliğini yitirdi ama olsun. Klasik saatler hala bozuk bile olsa günde iki kere doğruyu söylüyor ya, o yeter. Benim düşünceme göre Sabah gazetesi böyle durumdaydı.

Haberi okuyalım, artık şart oldu.

“İngiliz arşivlerinde yaptığı çalışmalarla tanınan Türk Tarih Kurumu şeref üyesi olan Prof. Dr. Salahi R. Sonyel, Remzi Kitabevi'nden çıkan son kitabı ‘Kıskaç Altında’ İngiliz arşivlerinden çıkan çok tartışma yaratacak bir belgeye de yer verdi.

Irak’taki bir İngiliz polis müfettişinin, İngiliz Yüksek Komiseri ve istihbarat örgütlerine gönderdiği raporuna göre, 1926’da 40 bin Kürt militanın Musul’da Türkiye’ye karşı emekli subaylarca eğitilmişti. Bu militanların önderleri, devrik Osmanlı Padişahı Vahdettin’le ve o sırada Türkiye’nin muhalefet partisiyle Mustafa Kemal’i yönetimden düşürmek için anlaşmışlardı. Vahdettin iktidarı ele geçirince, ‘Kürt bağımsızlığını’ tanıyacaktı.

Irak’taki Polis Cürüm Araştırma Bölümü’ne mensup genel müfettiş yardımcısı J.F Wilkins 21 Ağustos 1926’da Irak İçişleri Bakanı, İngiliz Yüksek Komiseri ve öteki istihbarat örgütlerine gizli bir yazı göndermişti. Bu yazıya bir de rapor iliştirilmişti. Raporda, şu bilgiler vardı: ‘Doktor Ahmet Sabri ve Kracya Muratyan Musul’a gitmek üzere 16 Ağustos’ta Bağdat’a uğramış; 18 Ağustos’ta Hacı Raşit el Hava’yı ziyaret ederek, ona, amacı Kürdistan’da Türklere karşı harekete geçmek olan kendi partilerine katılmasını önermişlerdi. (...)”

Siz ne durumdasınız, şaşırdınız mı? Şaşırılmayacak gibi değilki, elbette şaşırmışsınızdır. Durun bu daha başlangıç. Sözü edilen Prof. Dr. Salahi R. Sonyel’in yazdığı “Kıskaç Altında” adlı kitabı dayanaklarını belirterek iddialarını sürdürüyor. İlginç ve şaşırtıcı olan Sabah Gazetesinde genişçe yer bulması. Şaşırtıcı olanda bu.

Yazıyı okumaya devam ediyoruz.

“19 Ağustos akşamı her ikisi de doktor Şükrü Muhammed’in evine gitmiş ve orada Doktor Ahmet Sabri onlara Türkiye’de geniş kapsamlı bir isyandan söz etmişti. Bununla ilgili planın amacınada değinen Sabri, Büyük Britanya’dan kapsamlı bir yardım gelmesinin beklendiğini de söylemişti. Kürt asiler epey hazırlık yapmışlardı. 40 bin kadar Kürt militan emekli subaylarca eğitiliyordu.

Bu militanların önderleri düşük Padişah Vahdettin’le ve o sırada Türkiye’nin muhalefet partisiyle şu koşullara göre anlaşmaya varmışlardı: Mustafa Kemal’i erkten düşürmek için bu kişiler yardımda bulunacak; iktidarı ele geçirince ‘Kürt bağımsızlığını’ tanıyacaklardı. Onların iddialarına göre, aralarında Rusya, Fransa ve İtalya olmak üzere, çeşitli yabancı yönetimlerle görüşmelerde bulunmuşlardı.”

Yeri geldikçe burada her seferinde belirttim. 199 depreminde yardım amacıyla geldiği söylenen Fransız, İtalyan ve Hollanda ortaklı Caritas firması daha sonra burada misyonerlik faaliyetlerine soyunmuş, bunun farkına varan o zamanki il müftümüz onların sınır dışı edilmesini sağlamıştı. “Caritas” firmasının ardında “Ciloe” vakfı vardı. Bu vakfın amacı dünyaya Hıristiyanlığı yaymaktı. İzmit’ten Bolu’ya kadar olan deprem bölgesinde bu konuda faaliyetlerini birkaç yıl yürüttüler. Bu kadarla kalmadılar, bizim Kürt sorunumuzla bile ilgilendiler. Deprem yardımı için Caritas firmasıyla gelen bayanlardan Martina, sınır dışına çıkarıldıktan dört sene sonra Sivas’ta öldürülen bir rahip ve iki Hıristiyan Türk için gazeteci kimliğiyle geldi. Bunlar her fırsatı değerlendirmeyi çok iyi biliyorlar. Hiçbir şey yapmasalar bile en azından hükümetlerinin politika belirlemelerine katkıda bulunuyorlardır. Atatürk zamanındada çıkan kürt isyanlarına bu gözle bakılmalı. Sabah gazetesi kitaba bu yüzden değer vermiş olabilir. İlginç olan hanedan sultanlarının olduğu gibi verilmesi.

Beni şaşırtan habere devam ediyorum

“Yazar Sonyel’in kitabın dipnotlarında bu raporun, İngiliz Dışişleri Bakanlığı Foreign Office-FO Arşivi’nde 371/11480/E5456 numarayla bulunduğunu yazdı. Ayrıca Sömürgeler Bakanlığı’ndan Dışişişleri Bakanlığı’na 22.09.1926 tarihli yazıda bulunduğunu; ilişiğinde H.Doobbs’un Sömürgeler Bakanlığı’na gönderdiği 2.09.1926 tarihli gizli yazının da ilişikte olduğu bilgisini de verdi.

Ancak Sultan Vahdettin’in 1926’nın mayıs ayında, yani bu istihbaratın ağustosta alınmasından 3 ay önce ölmüş olması da dikkat çekti.


DEVAM EDECEK

Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 06.12.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder