Merhaba sevgili okurlar, bir hafta daha geçti ve gene bir
Pazar günü birlikteyiz. Bu sene kurak ve ılık bir kış geçirmekten olsa gerek
grip hastalığı ortalığı kasıp kavuruyor. Üstünüze afiyet bende bir haftadır
griple boğuştum. Yalnız bu defaki çok farklıydı. Bilinen şekliyle üst solunum
yollarımda enfeksiyon olmadı. Ne boğazlarım yandı ne burnum aktı. Başımda her
zamanki berraktı. Sadece öksürüğüm arttı. Ama eklem ağrılarım öldürdü. Bu
yüzden yürümekte epey zorlandım. Hatta iki gün nerdeyse yürüyemedim. Benim bir
ayağımda felç var. Diğeriyle basabiliyorum. Basabildiğim ayağım böyle olunca
zorunlu ihtiyaçların dışında hareket edemedim. Meğer bu defaki gribin özelliği
eklemlerle kendini belli etmesiymiş. Daha önceleri göz, kulak gripleri olduğunu
öğrenmiştik. Buna birde eklem gribini de mi katmak gerek?
Neyse!.. şükürler olsun bugüne sağlıklı olarak erdim.
Gelelim şiirlere…
Bugünkü şiirlerimi, bir tanesi hariç, hepsini kimseye gönderilmemiş
ayrılık şiirlerimden seçtim. Gene araya girmeden olduğu gibi aktarıyorum. Fazla
söze gerek yok, çünkü duygularımı şiirleri okuyunca anlayacaksınız.
…. …. ….
YOLLANMAMIŞ ŞİİRLER
7
Kırışmış kumaş
gibiyim
Dudaklarım uçukladı,
patladı
Yüzümde bedenimde
sivilceler
Yüreğimde ateşler
yanıyor
Ağır ağır kanıyor
yüreğim
Buda olacakmış demek,
buda olacakmış
Olmasa şaşardım,
olmasa
Kırışmış kumaş
gibiyim
Aydın Göle
29 temmuz 2002
*** ***
8
Beni bıraktın aşkınla
baş başa
Baş edemiyorum
onunla,
en çokta akşam
üstleri..
Renkler dönünce
kızıla
Bir sinsi hüzün
çöküyor yüreğime
Kara bir bulut gibi
Çisil çisil yağmur
yağıyor
Usul usul ağlıyorum
Herkeste sana
benzeyen bir şey var
Kiminin kaşı gözü,
kiminin ağzı burnu
Hepsini toplasan bir
sen etmez
Kime baksam seni
buluyorum
Nereye baksam ordasın
Beni bıraktın aşkınla
baş başa
Onunla baş edemiyorum
Ah!.. bir görsem seni
Aydın Göle
29 temmuz 2002
*** ***
9
Hasretinden
fırınlarda kavruldum
Ayrılık rüzgârı esti
dört yana savruldum
Ya gel bir kere gel
göreyim
Ya ecel gelsin ben
can vereyim
Bu can oldukça bende
kurtulamam sevdandan
Aydın Göle
29 temmuz 2002
*** ***
10
Aynı göğe bakıyoruz
Aynı yıldızı
görüyoruz
Soluduğumuz hava aynı
En uzak yıldız bana
senden yakın
Seni göremiyorum onu
gördüğüm gibi
Ne olur bana dön, ne
olur sev beni
Uzaklarda durma öyle
ne olur
Geceler yorganımız
Ay fenerimiz olsun
gel
Aydın Göle
29 temmuz 2002
*** ***
12
Çok korkuyorum
Beni unutacaksın
biliyorum
Bu yüzden göz
yaşlarım dinmiyor
Bu yüzden ağlıyorum
Bu sabah
gözyaşlarımla
çiçekleri suladım
Her damlada
biraz daha
boyunlarını büktüler
Bir daha
çiçeklenmezler eminim
Eminim yandıklarına
gözyaşlarımdan
Aydın Göle
30 temmuz 2002
*** ***
13
Sana hiç veda
etmeyeceğim
Seni sonsuza dek bekleyeceğim
Her sabah
yanımdaymışsın gibi
Gülücüklerini düşünüp
düşünüp
Sana günaydın
diyeceğim
Her gece, yeşilinde
boğulduğum
Gözlerini öpeceğim
Seni
meleklerin kanadına
bırakmadan önce
Aydın Göle
30 temmuz 2002
*** *** ***
Aşağıdaki şiir sevgiliye gönderilmiş şiirlerden biri.
Ayrılık anında sevgiliye sitemin bini bir paradır ya, bu şiirle sevgiliye ah
etmeyi değil, sitem etmeyi seçmiştim. Eee boşuna söylenmemiş, “ayrılık sevgiye
dahil.” Rahmetli Atilla İlhan böyle demişti.
GÖNDERİLMİŞ ŞİİRLER
172
Yalnızlık hazin
hikaye
Oynanan bir kişilik
oyun
Kostümler dekorlar
pespaye
Denizi durgun, sessiz
koyun
Ne limana uğrar,
ne uzaktan geçer bir
gemi
Geçse de günler
unutturamaz seni
Doğarken yalnız
doğdum
Ölürken yalnız
öleceğim
Bir kadın doğurdu
beni
Bir kadın da
öldürecek
Yani sen.. Yani sen..
Aydın Göle
30 temmuz 2002
*** ***
Gene yollanmamış şiirlere dönelim.
…. …. ….
YOLLANMAMIŞ ŞİİRLER
14
Gene yıldızlar üşüştü
başıma
Seni sordum,
görmemişler hiç
Parlak ışığın güneşi
kör eder
Seni nasıl görsünler
ki..
Bana uzak yıldızımsın
Benden uzak
yıldızımsın
Ulaşamıyor,
dokunamıyorum sana
Sen yaşamam için
lazımsın
Yüreğim sabah
meltemleriyle
Serinlesin gel!
Günü yüklenip
umutlarla gel bir tanem!
Aydın Göle
31 temmuz 2002
*** ***
15
Aşk!
Ey aşk!
Heyecan
fırtınalarıyla sürprizler taşırsın içinde
Beni hiç terk etme
Sevdiğim bıraksa da
sen bırakma beni
Ne kadar çilen varsa
razıyım
Yak, ateş olup en
harlı
Boğ, hırçın bir deniz
olup,
Boynuzu kurtlu
boğalar gibi
Üstüme üstüme gel
durmadan
Havada oksijen
azalsın varsın
Varsın nefes
alamayayım..
Ne kadar çilen varsa
razıyım,
Ayrılık verme
Ayrılığa dayanamamış
dağlar,
Ben nasıl dayanayım
Hem ben dağ mıyım
Beni dağ mı sandın
Aşk!
Ey aşk!
Beni terk etme!
Kim olsa severim o
zaman,
Kim olsa severim
Kimseyi onun kadar
sevemem fakat
Sevdiğimi ver bana ey
aşk!
Sevdiğimi ver bana
Aydın Göle
31 temmuz 2002
…. …. ….
İyi pazarlar sevgili okurlar. Her Pazar sizleri mutlu ve
umutlu bulmak dileğiyle hoşça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder