31 Temmuz 2015 Cuma

SON ARAŞTIRMA VE BULUŞLAR ÜSTÜNE 4

Önceki yazımızı şöyle bitirmiştim:

“Ben dinime saygılı, belki her ibadete değil ama yetişebildiğim ibadetleri yerine getirmeye çalışan biriyim. Lakin din kisvesi altında yenilen herzeleri de görürüm. Son örnek ebediyete göç eden rahmetli bir siyasetçimizin çocuklarının verdikleri miras kavgasıdır. Ortaya konamayan yolsuzluklar bir ölümün ardından kendiliğinden kamuoyunun bilgisine dahil oldu.”

Yazımızın bu bölümüne başlarken hemen belirtmeliyim bilimsel sığlık toplumun her katmanına kazanç hırsı yükler. Bu yüzden vereceğim örnek çok kişinin hoşuna gitmeyecektir. Ama durum bu; ne yapabilirim?  Şu kıyaslamayı yapmaya kimse yer verecek şekilde yaşamasaydı, herkes ‘olduğu gibi görünseydi’ samimi davranmış olmaz mıydı?

Örneğe bakın bakalım. Bakın ve üzülmeyin de göreyim; 

“ATEİSTİN BİRİ-DİNCİNİN BİRİ”

Ateistin biri, kitaplarıyla edindiği servetini yoksul çocuklara adadı.
Ölümünden sonra kendisi için şatafatlı mezarlar yapılmadı; yeri bilinmiyor. Ama yüzlerce yoksul çocuğa, onun bıraktığı eserlerin geliriyle halâ eğitim olanağı sağlanıyor.

Dincinin biri, akıl almaz ve şaibeli bir servetin sahibi oldu.
Şatafatlı düğünler, ailesinin lüks hırsı ve kendisine emanet edilen trilyonlar, kendi partisi tarafından bile sorgulandı. Mahkeme kendisini suçlu buldu; talebeleri O’nu kurtarmak için özel yasa çıkardı. Bugün evlâtları o şaibeli mal varlığı için birbirine düştü..!”
(Özellikle isim vermedim; önemli olan konumuza örnek olan olaylardır. Olaylarda gerçektir. Olaylardaki isimlerini anmadığım kişilerde toplumun o kadar bildiği kişilerdir ki, en küçük bir ima bile isimlerini anmak gibi olurdu.)

Ya, işte böyle. Paranın dini imanı yoktur boşuna dememişler. Herkesi yoldan çıkarmaya gücü yeter.

Şimdide ülkemizde sevindirici bir gelişmeden söz edeceğim. Boğaziçi Üniversitesi görme engellileri düşünmüş. Nasıl mı? Buyurun epey bir süre önce Radikal gazetesinde çıkan haberi okuyalım, nasıl olduğunu öğrenelim.


“GÖRMEZLERE SESLİ KİTAP”

Boğaziçi Üniversitesi’nin Türk Telekom’un desteğiyle kurduğu sesli kütüphane, görme engellilerin yüzlerce kitap arasından istediklerini dinlemelerini sağlıyor.
Radikal gazetesi projeyi, merkezin direktörü Engin Yılmaz’dan dinledi ve haberleştirdi.
Yönetmenliğini Gürkan Kurtkaya’nın yaptığı reklam filmi Kiev de çekilmiş. 20 gün süren çekimlerde 18. yüzyılın Rusya’sı canlandırılmış, hatta Suç ve Ceza’daki saman pazarı yeniden inşa edilmiş.

Boğaziçi GETEM’in (Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı) telefonları susmuyordu. Türk Telekom’un desteğiyle kurdukları ‘Telefon Kütüphanesi’ açılmıştı. Merkezin görme engelli direktörü Engin Yılmaz, telefonu açıyor, ekranı kapalı bir bilgisayar karşısında üye olmak isteyen bir kullanıcıdan aldığı bilgileri giriyor: ‘Adınız? Soyadınız?’ Bilgisayarının ekran okuyucusu, hızlı hızlı ekrandaki bilgileri okuyor. Yılmaz, soruyor: ‘Görme engelli misiniz? Hayır mı? Telif haklarından dolayı yalnızca görme engelliler kullanabiliyor. Evet... Özür dilerim.’
Röportaj sırasında görme engelli olmayan ama kütüphaneden yararlanmak isteyen birkaç kişi daha arıyor. Projenin popülaritesinin artmasında, Türk Telekom’un Kiev’de çektiği çarpıcı reklamın da etkisi olduğu şüphesiz. Reklamda, telefondan Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını dinlerken Raskolnikov’u hayal eden bir görme engelli canlandırılıyordu, ben bugünde hatırlıyorum.

YEMEK KİTABINDAN FOUCAULT’YA

Aslında GETEM, 2006’dan beri internetten sesli kütüphane hizmetini sunuyor. 11 bin eser var e-kütüphanelerinde, hepsini gönüllü okuyucular seslendirmiş. 2500 görme engelli üye, bu dosyaları internetten indirip bilgisayardan dinleyebiliyor. Yemek kitabından çocuk kitaplarına, Foucault’dan radyo tiyatrolarına her şey var...

Uzak illerden insanlar arıyor,
-Sayenizde hayata bağlandım diyor.
-Belki de onları dışarı açan tek şey bu diyor Yılmaz. Herkesin kendisine kitap okuyacak biri olmuyor hayatında. Kişi, aslında bir şeyleri bağımsız olarak, tek başına yapabildiğinde müthiş bir güven kazanıyor. Körlüğün doğru imkânlarla kötü bir şey olmadığını o zaman anlıyor, erişebilirliğin ne olduğuyla bu şekilde tanışıyor”

Bir ara bu reklam ekranlarda çok yer tutmuştu. Devam etseler keşke. Bu reklamla istedikleri yardımı daha kolay alabileceklerini düşünüyorum. Yardımda ne biliyor musunuz? Düzgün okuyabilenlerin okudukları kitapları sesli okuyarak kayıt yapmaları.. birde ders kitapları özellikle sesli okunmalı. Çünkü görme engelli öğrencilerin bu konuda şikâyetleri çok. İşte bunları olsun çözümlemek ve görme engellilerin taleplerine cevap verebilmek için gönüllülerden yardım istiyorlar.

NASIL GÖNÜLLÜ OKUYUCU OLUNUR?”

“Gönüllü okuyucu olmak için, GETEM’in internet sitesindeki formu doldurduktan sonra beş dakikalık bir deneme kaydı yolluyorsunuz. Sonra, listeden okumak istediğiniz kitabı
seçerek sesinizi kaydediyor, CD ile üç ay içinde GETEM’e ulaştırıyorsunuz. Okuduğunuz kitap, GETEM’in dışında birçok sesli kütüphanenin arşivine de giriyor.”


BİTTİ



Yayın Tarihi: 22.07.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder