27 Haziran 2010 Pazar

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ 48 / BİLGİSAYAR ÇAĞINDA DEĞİŞEN ATASÖZLERİ



            Merhaba sevgili okurlar. Bir haftadır havalar sonbaharı andırıyor, farkında mısınız? Bunaltmıyor, geçen hafta gibi oflamadan puflamadan, gayet rahat günler geçiyoruz. Ama biraz mevsim kendini belli etmeli. Böyle de yaz mevsimini yaşamadan kışa ermeyelim değil mi? Gerçi yapacak bir şey yok, elimizden gelen bir şey değil bu. Henüz yazın başındayız. Yazın yazlığını yapacak çok zaman var önümüzde.

            Bu arada dünya kupası maçları başladı. İzliyor musunuz? Ben izliyorum fakat pek zevkli maçlar olmuyor. Sanki dünyada futbol geriledi. Bütün büyük takımlarda bir tutukluk, bir gerileme var. Bu konuda yazılacak çok şey var. Onu da başka yazıya bırakalım.

            Hayata renk katacak özel zevkler olmalı. Bunun önemi emekli olunca anlaşılır. Boş zamanlar o kadar çoğalır ki, dolduracak konular olmazsa can sıkıntısı ve bunama başlar. İnanç ve ibadetin yanına araştırıcı, el becerilerini geliştirici, zihin açıcı uğraş mutlaka edinilmeli. Edebiyatın her türü, spor, seyahat önerilebilir konulardır. Benim elimden daha çok yazmak ve okumak geliyor. Müzik zaten hayatımın önemli bir parçası. Sadece dinleyici değilim, 24 yıldır müzisyenim de. Her türlü seyirlik sporu severek izlerim. Bir ara kartpostal biriktirme ve derlemeyle (hadi şu bildiğimiz kelimeyi kullanalım; “koleksiyonculuk” la) uğraştım. Şimdi müzik parçaları biriktiriyorum. Şiirle müziğin uyumu bu konudan daha büyük haz almama sebep oluyor.

            Sözü çok uzattım, bu haftaki şiirlere dönelim artık.

***

            Umut hiç bitmez. Her zaman hayatın motorudur. Bu şiir de umudu anlatan bir şiir.    

….    ….

195
Gözlerimde fer
Ardımda gölgem var.
Yürüyor, dans ediyor, şakacı.
Sallanan saatin sarkacı,
Umuda götürüyor,
Mutluluğa götürüyor beni.

Aydın Göle
26 eylül 2002

***   ***

            Sevgiyi tarif et deseler nasıl tarif ederdiniz, hiç düşündünüz mu? Bu şiir böyle bir tarifi amaç edindi.

….    ….

196
Sevgi baldan tatlı
Sevgi ateşten sıcak
Sevgi pamuktan hafif
Sevgi güneşten parlak
Sevgi serçe kadar ürkek
Sevgi kral kadar güçlü
Sevgi çocuk kadar masum
Sevgi buldu beni.
Başka şeye gerek yok.

Aydın Göle
25 eylül 2002

***   ***

            Aşk hayatın anlamımıdır? Bence cilasıdır. Önemli olan sevgidir. Fakat aşk olmasa ruhlar çok kaba kalırdı. Kendinizle barışmanızı aşk sağlar. İsterseniz köşklerde yaşayın, içinizdeki duygular ölmüş olursa keyifle yaşayamazsınız. Aşk işte bu duyguları diriltir. 

….    ….

197
Ben vardı benim içimde günlere küskün
Yalnızdım, sıkılıyordu ruhum,
her odasında köşkün
Aşk benden uzaktı, aşk benden aşkın
Ruhumu bir gün avucuna aldı aşkın

Aydın Göle
30 eylül 2002

***   ***

            Ayrılıklarda sözcüklerden çok hareketler öne çıkar. O sırada sözcükler ne kadarda yetersizdir. Şiirde bunu belirttim.

….    ….

198
Söylemek istediklerim
Ellerime vuruyor
Gözlerime biniyor
Kaçak sözcükler
Boşluğa düşüyor.
Sen duymuyor görmüyorsun
Görmüyorsun pür melâlimi
Hayır, senin günahın yok
Bir günahkâr varsa
takvim yapraklarıdır
Ellerime güvercin doğdun sen,
pembe gagalı
Sonra uçtun maviliklere
Bir nokta olana dek ardından baktım

Aydın Göle
30 eylül 2002

***   ***

            Herkesten sevgi istiyordum bir ara. Çünkü Allahın huzuruna vardığımda sevildiğim kadar günahsız olacağımı düşünüyordum. İyi insan olmanın bir gereğiydi benim için. Amaç olarak gene öyle ama herkese iyi görünmenin ve herkesle iyi olmanın imkânı yok.

….    ….

199
Canınızdan can,
Nefesinizden bir nefes
Verebilir misiniz
Yıldız istemiyorum sizden
Ay yerinde güzel
Beni sevebilir misiniz
Kalbinizde yerim var mı
Ömür yolculuğunda
Beni taşıyabilir misiniz
Geceme ışığınız
Uykularıma yastığınız var mı
Sizin elinize muhtacım, dost elinize
Ben yüreğimi verdim hepinize
Kanınız ılık, ılık akmadı mı,
duymadınız mı
Tatlı bir rehavet yok mu bedeninizde
Hissedin beni; göreceksiniz
Üzgünde olsanız tebessüm edeceksiniz


Aydın Göle
30 eylül 2002

***   ***

            Hiçbir şey istendiği biçimde bitmez. Ne çok şey bitmeden yarım kalır. Hatta insanın geleceği inşa edilirken bile. Oysa son yolculuğun (ölümün) kaçınılmaz olduğunu düşünen hiç yok.

….    ….

200
Dünler sol elimde, sağ elimde yarınlar
Bütün değil hiçbir şey,
neye baksam yarımlar
Bilgeler sus pus şimdi sisli kasımlar
Son yolculuğadır bütün geri sayımlar

Aydın Göle
01 ekim 2002

***   ***

            Sözden çok eylem önemlidir öyle değil mi?  Zaten gerçekten seven söze hiç gerek duymaz, her hareketinde sevgi vardır zaten.

….    ….

201
Leyleğin ömrü lâk lâkla geçer
Hacı olur dünyayı tavaf ederek
Benim ömrüm leylâkla geçmez
Hacı olamam kalbine girmezsem
Yeşil gözlerinde boğulduğum

Aydın Göle
02 ekim 2002

***   ***

            Gönderilmemiş bir şiir daha. Gene ayrılık şiiri.

….    ….

46
Uyumayın bu gece korkuyorum
Korkuyorum yaşamaktan,
yıldızlara kayıtsız bakıyorum
Belki fark etmeden,
yavaş yavaş ölüyorum
Uyumayın bu gece, uyumayın diyorum

Tanrım, o beni sevmese de,
ben onu seviyorum
Sevmek değil, kölesi olmak bile az,
nasıl anlatsam bilmiyorum
Bu gece uyumayın,
uyumayın hatırım için
Başımda bekleyin, çünkü ben ölüyorum

Hatırım için kulak verin
belki bu son sözlerim
Belki biraz sonra
ışığa kapanacak gözlerim
Yok, yok, sizde hiç hatırım yok
Gidin o halde,
yada uyuyun meleklerle beraber
Ama gitmeyin uyumayın bu gece, korkuyorum
Yıldızlar üstüme geliyor hep birden
Onun endamını resmediyorlar,
ben boğuluyorum
Uyumayın bu gece ben korkuyorum

Aydın Göle
05 ekim 2002

***   ***

            Haftaya görüşmek üzere iyi pazarlar sevgili okurlar.





Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

 Yayın Tarihi: 27.06.10



**********************************************************************************


ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE 

Bilgisayar büyük çoğunluğumuzun evine girdi. Benim gibi ileri yaşta bilgisayarla tanışan sadece kullanıcı olabilir, öyle arıza gidermek, donanım eklemek, program kurmak kimsenin harcı değildir. Evinde çocukları yada torunları olanlar şanslı sayılır. Çünkü çocuklar, hem teknolojik bir çağın çocukları, hem de öğrenme çağında oldukları için teknolojiyi öğrenmeye çok yatkınlar. Bu konularda epey bilgiye sahipler. Gene de her şeyi bilmeleri mümkün değil. Bu yüzden elde bilgisayar kasaları bilgisayarcılara, yada onarım bilen eşe dosta gidenleri görüyoruz. Bilgisayar bir devrimdir gerçekten. Tıpkı zamanında radyo ve televizyonun toplumu etkilemesi gibi, hatta nicelik ve nitelik olarak onlardan daha fazla oranda etkilemiştir. Radyo ve televizyonla sadece size verilenleri alırdınız. En fazla seyretmeme ve dinlememe hakkınızı kullanabilirdiniz. Seçme hakkınız yoktu. Şimdiyse bilgisayarla sınırsız seçim yapabilme hakıyla istediğinizi alır, istemediğinizi almazsınız. Üstüne üstlük verirsinizde. Bu verme işi hem yönetimleri, hem pazarı, hem sosyal hayatı etkiler ve toplumla yönetimlerin daha hızlı gelişmesini, değişmesini sağlar. İyi kullanılırsa katılımcı demokrasi denen görüş böyle gerçekleşmiş olacaktır sanıyorum.                                      
Bu kadar girişten sonra bilgisayar dünyasından incilere geçerek biraz eğlenelim. Atasözleri, deyimler ve bilmecelerden oluşan bu inciler dizisini gördüğümde çok beğendim. Sizlerinde beğeneceğinizi umuyorum. Bildiğimiz atasözleri, deyimler ve bilmeceler bilgisayar çağına göre bakın nasıl değişmiş.
İlk sözümüz bir ata sözü:
“Gülü seven dikenine katlanır.” Yani sevdiğinizi seviyorsanız kusurlarını hoş görün diyor  bu atasözü. Bakın bunu bilgisayar ve internet dünyasına nasıl çevirmişler:
Windows’u seven formata katlanır. Windows kullanımı kolay ama internette tehlikelere açık bir işletim programı. Bu sözle ne güzel vurgulamışlar.
            İkinci sözümüz bir deyim:
            “Ev alma komşu al.” Sizde biliyorsunuz güzel ev kadar, güzel çevre, temiz ve ahlâklı insanlar da önemli. Kim öyle bir semtte yaşamak istemez ki? Bilgisayar ve internet dünyasında bu söz; “ağ alma komşu al.” Olmuş.
            İlk iki örnekle, atasözlerinin ve deyimlerin değiştirilmiş haliyle bilgisayar ve internet dünyasının durumunu eğlenceli biçimde görmüş olduk. Bundan sonraki atasözlerinin, deyimlerin, bilmecelerin bilgisayarla internet dünyasına çevrilmiş halini, eğlenceyi kesintiye uğratmamak için alt alta yazacağım                                                                              
*
Orjinal program kullananı dokuz ağdan kovarlar.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
*
Görünen ağ protokol istemez. 
Görünen köy kılavuz istemez
*
Sakla setup’ı gelir zamanı.
Sakla samanı gelir zamanı
*
Avi gelen yerden mp3 esirgenmez.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
*
Bugünün işini görev zamanlayıcısına bırakma. 
Bugünün işini yarına bırakma.
*
Dos kocamış, windowsun maskarası olmuş.
Kurt kocamış, köpeklerin maskarası olmuş.
*
Beleş anti-virüs programı, virüsü türkü çağıra çağıra ararmış.
El elin eşeğini türkü çağıra çağıra ararmış.
*
Kazaa yüklüyorum demez.
Kaza geliyorum demez.
*
Hard diski virüs bassa norton’a vız gelir.
*Sora sora crack bulunur.
Sora sora Bağdat bulunur.
*
Zip’le yatan rar’la kalkar.
Körle yatan şaşı kalkar.
*
İşletim sistemi windows olanin, başı beladan kurtulmaz.
Kılavuzu karga olanın burnu b.ktan kurtulmaz.
*
Paketin gidişi tracert’den bellidir.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
*
Eceli gelen windows mavi ekran verir.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer.
*
Yazılımsız donanım, donanımsız yazılım olmaz.
*
Çarşıdan aldım bin kilobayt eve geldim bir megabayt.
Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane.
*
Ram’sız windows oynamaz.
Aç ayı oynamaz.
*
Sabreden derviş windowsu çalıştırmış.
Sabreden derviş muradına ermiş.
*
Kılavuzu animatör olanın burnu 3d den kurtulmaz.
Kılavuzu karga olanın burnu b.ktan kurtulmaz.
*
Virüsünü temizlemeyen diskini temizler.
Kızını dövmeyen dizini döver.
*
Upgrade ı an, tornavidayı hazırla.
İti an çomağı (değneği) hazırla
*
Pc ye mac vermişler, ille de windowsum demiş.
Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş.
*
Dos işler windows övünür.
Alet işler el övünür.
*
Patch i çıkmamış programdan ümit kesilmez.
Çıkmamış candan ümit kesilmez
*
Kimine adlip söz, kimine sb live az.
Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.
*
Bana bilgisayar verin interneti göçüreyim.
Bana bir kaldıraç verin, dünyayı yerinden kaldırayım.
*
Ak anti-virüs kara gün içindir.
Ak akçe kara gün içindir.
*
Dos kocayınca windows un maskarası olur.
Kurt kocayınca, köpeklerin maskarası olur.                                                                                                  
***

            Bilgisayar incilerini uzatmak mümkün. Biz bu kadarla yetinelim. Nasıl beğendiniz mi? Bu sıkıntılı günlerimizde sizi günlük konularla sıkmak istemedim. Konular çok sıkıcı çünkü. Ama şurası da gerçek; dünya eskisinden çok farklı, gelecekten ümit kesmemize hiç gerek yok! Sadece dikkatli olmak ve aklımızı her zamankinden daha fazla duygularımızın önünde tutmak zorundayız. Bunu başarırsak gelecekte de varlığımızı sürdürürüz.



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com


Yayın Tarihi: 25.06.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder