15 Haziran 2010 Salı

ÇİNGENELER VE TARİHLERİ -3

ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE



Yardım amacıyla Filistin’e giden Marmara gemisine İsrail’in uluslar arası sularda saldırması üzerine yazdığım yazıda Yahudilerle Çingenelerin uğradıkları soykırımlar nedeniyle ortak kaderi paylaştıklarından söz edince, Çingeneler hakkında da yazmaya karar verdim. Yahudiler dünyada sahip oldukları ekonomik güç ile, kendilerini allayıp pullama şansını buldular. Böylelikle dünyaya kendilerini çok etkili biçimde kabûl ettirdiler. Çingenelerse bu imkâna hiçbir zaman sahip olamadıkları için çektikleri eziyete dünya her zaman sessiz kalmıştı. Bu 6 bölümlük yazı dizisini o amaçla hazırladım. 3.’sünü verdiğim bugünkü bölümde, Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet Türkiye’sinde Çingenelerin durumu ve illere göre dağılımını sizlere anlatarak dizi yazımıza devam ediyorum.
***   ***
9- Hisarlarda Müsellim Hizmeti görmek üzere ellerinde padişahın berâtı bulunan Çingeneler, avârız-ı divâniyye, ispenç ve sair rüsum-ı örfiyyeden muaf olup yalnızca haraç verirler.
10- Semendire sancağının Biracık Nahiyesindeki Çingenelerin her hanesi, Resm-i Flori olarak, miriye her yıl seksen akçe öder.
11- Niğbolu sancağındaki Çingeneleri raiyyet olarak tasarruf edenler, Niğbolu sancağına eserler.
12- Niğbolu sancağındaki çingenelerin hane ve mücerredleri, her yıl cizyelerini ödedikten sonra, ayrıca, kaftanlık adıyla da yılda altışar akçe öderler.
13- Niş Çingenelerine raiyyet olarak mutasarrıf olan sipahiler, semendire sancağına eserler.
Özetle söylemek gerekirse:
Osmanlı Devleti’nde Çingenelerle ilgili yapılan düzenlemelerin pek çoğu vergilerle alâkalı hükümlerden oluşmaktadır. Bunlar bir devletin ekonomisini koruyabilmesi için baş vurduğu çarelerdir. Ancak bizim açımızdan kanunnâmelerde dikkati çeken en önemli hususlardan biri hiç şüphesiz, Osmanlının göçer hayat yaşayan Çingeneleri kontrolü altına alması, onların gezip dolaşacağı yerleri belirlemesi, bu belirlenen yerlerin dışına çıkmalarına müsaade etmemesi ve hepsinden önemlisi de onları yerleşik düzene ve ziraatle uğraşmaya sevk etmesidir. Bunu yaparaken Müslüman Çingenelerle Müslüman olmayanların birbirine karışmasına da müsaade etmeyerek, onların kendi inançlarını muhafaza etmelerini sağlamasıdır.
Sıra Cumhuriyet Türkiye’sinde Çingenelerin durumunu görmeye geldi:
Günümüzde Çingeneler, Türkiye’nin hemen her yerinde dağınık olarak yaşamaktadır. Onların çoğunlukta bulunduğu yerlerin başında Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri gelmektedir. Bunu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri takip etmektedir. Burada Çingenelerin Türkiye’deki dağılımları ele alınacaktır.
Türkiye’de Çingeneler, genel olarak “Çingene” adıyla bilinmekle beraber, Osmanlı’dan yakın zamana kadar “Kıptî” adıyla da bilinirler.  Ancak onlar, günümüzde yörelere göre farklı şekilde de adlandırılmaktadır: Erzurum, Artvin, Bayburt, Erzincan ve Sivas Çingeneleri  için “Poşa”; Van, Hakkari, Mardin ve Siirt Çingeneleri için “Mutrib”; İç Anadolu Çingeneleri için “Elekçi” tabirleri kullanılmaktadır. “Esmer Vatandaş” tabiri genellikle resmî dilde kullanılmakla beraber, çeşitli yörelerde de halk tarafından kullanılmaktadır. Akdeniz başta olmak üzere diğer yörelerde de “Arabacı” tabiri kullanılmaktadır. Ankara’daki Çingeneler,  yerli halk tarafından “Teber” şekilde anılmaktadır. Adana’da bilhassa yankesicilikle uğraşan Çingeneler “Cono” ismiyle bilinmektedir. Bulgaristan’dan gelerek Kayseri, Adana, Osmaniye, Sakarya ve Çorum illerinde yerleşen çingeneler için “Haymantos” tabiri kullanılmaktadır. Erzurum il sınırları içerisinde yaşayan bir grup “Şıhbızınlı” ismiyle anılırken, Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi Avrupa ülkelerinden gelerek, Trakya yöresinde yoğunlukta bulunan Çingeneler için “Roman” tabiri kullanılmaktadır. Romanlar daha ziyade müzisyenlik yapmakta ve çoğunlukla Marmara ve Ege Bölgelerinde ikamet etmektedirler.
Türkiye’deki “Abdallar” da Çingenelere benzer gruplardan biridir. Halkımız abdalları Çingene olarak kabul etmekte ve onlara Çingene muamelesi yapmaktadır. Oysa görüştüğümüz bütün abdal büyükleri, kendilerinin Çingene olmadıklarını, hiç bir Çingene kelimesi bilmediklerini ve Orta Asya’dan geldiklerini söylemiştir. Yerli halk da Çingene gözüyle bakmakla birlikte, Çingenelere nazaran geçimlerini düğünlerde ve ramazan aylarında davul zurna çalarak ve sünnetçilik yaparak sağlayan abdallara daha sıcak bakmakta ve onlara “Kirve” diye hitab etmektedir. Abdal olarak ifade edilen bu grup, genellikle yerli halkın arasında yaşamakta, Çingenelerin aksine çocuklarını okutarak devletin çeşitli kademelerinde memuriyetlere yerleştirmektedir. Yaptığımız araştırmalar, bizi esasında abdalların Çingene olmadıkları kanaatine ulaştırmıştır. Aslında abdallar konusu başlı başına ayrı bir araştırma konusudur. Bu alanda araştırma yapan bazı araştırmacılar da abdalları, Çingenelerin dışında  incelemektedir
Günümüzde Türkiye’de yaşayan bu Çingeneler, ülkenin çeşitli yerlerinde dağınık olarak bulunmaktadır. Onların en fazla bulunduğu bölgelerin başında Marmara Bölgesi gelirken, bunu ikinci sırada Ege bölgesi takip etmektedir. Daha sonra sırasıyla sırada Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gelmektedir.
Ülkemizde ne kadar Çingene vatandaşımız var? Bu konuda da anlatılanlar şu:
Bugüne kadar genel nüfus sayımlarında Çingeneler için ayrı bir kayıt tutulmadığından, onların Türkiye’deki kesin sayıları bilinmemektedir. Biz tahmine dayalı rakamlar yerine, Çingenelerin kendilerinden, onlara yakın çevrede yaşayan yerli halktan ve mahalli idarecilerden sayılarıyla ilgili bilgiler aldık. Bu bilgileri mahalle muhtarlarından aldığımız mahalle sakinlerinin genel sayılarıyla karşılaştırmak suretiyle netleştirmeye gayret ettik. Bu tespitler ışığında onların sayısal olarak en fazla bulundukları bölgeden başlayarak, sırasıyla bölgelere göre dağılımları şöyledir:                                                                                                                                              
Adana 
Merkez: Sarıçam Mahallesi, Şakirpaşa Mahallesi, Akıncılar ve Polis Okulu Yanı 
Toplam : 8.000
Geçim bohçacılık, hamallık, hurda ve demircilik, çöp ve kağıt toplayıcılığı, seyyar satıcılık, sepetçilik, müzisyenlik ve dilencilikten sağlanmaktadır. Ayrıca yankesicilik ve hırsızlıkla geçinme yolunu seçenler de mevcuttur. Bilhassa Conoların bu işle uğraştıkları, çeşitli Televizyon programlarıyla da kamuoyuna duyurulmuştur.
Adapazarı 
Merkez: Şeker Mahallesi, Garajdibi, Söğütlü, Tepeköy ve Çamlıca Mahalleleri 
Toplam : 6.000
Müzisyenlik, hamallık, boyacılık, işçilik, bohçacılık, hurdacılık, kağıt ve çöp toplayıcılığı, seyyar satıcılık, temizlikçilik ve dilencilik gibi meslekler Adapazarı’lı Çingenelerin ana geçim kaynaklarını oluşturmaktadır.
Ankara 
Merkez: Çinçin Bağları, Hüseyin Gazi, Yıldız : 10.000
Polatlı:Cumhuriyet Mahallesi, Mehmet Akif Mahallesi : 3.400
Bala: : 300
Toplam 13.700
Ankara merkezdeki Çingeneleri geçimlerini hırsızlık, dilencilik, bohçacılık, taş bağlama, falcılık, zercilik (kuyumculardan grup halinde altın çalma işi) ve muskacılıktan sağlamaktadır. Nadir de olsa bunlar arasında kalaycılık, sırımcılık, elekçilik ve sepetçilik yapanları da var. Ayrıca gece kulüplerinde bunlardan çok sayıda müzisyenlik yapanları da mevcuttur. Altındağ ve Hamamönü civarında nalburiyelik yapanların çoğunun Çankırı’dan gelme Çingeneler olduğu söyleniyor.
Antalya 
Merkez: Zeytinköy Mahallesi : 3.000
Kumluca: : 1.000
Elmalı: Akçay Beldesi : 5.000 
Toplam 9.000
Antalya Çingenelerinin ana geçim kaynaklarının başında müzisyenlik, çalgıcılık ve sepetçilik gelmektedir. Bunların yanı sıra onlar hurdacılık, tablacılık, ayakkabı boyacılığı ve badanacılık, çöp ve kağıt toplayıcılığıyla da geçimlerini kazanmaktadır. Kumluca Çingenelerinin büyük çoğunluğu sele ve sepetçilikle geçinmektedir. Akçay Beldesi Çingeneleri ise geçimlerini sepetçilik, çalgıcılık ve bohçacıktan temin etmektedir. Çok eskiden bunlar arasında ağaç oyma sanatçılığı yapanları da olmuştur. Bu sebeple bunlara "tahtacı" da denmektedir. Aslında “Tahtacı” tabiri genellikle Yörükler için kullanılmaktadır. Fakat burada yaşayan esmer vatandaşların da Çingene yerine “tahtacı” ismini benimsedikleri ve kendilerini böyle adlandırdıkları müşahede edilmiştir.
Artvin 
Merkez: Yusufeli, Sebzeciler, Bahçeciler ve Kınalıçam Köyleri : 400
Ardanuç: Adakale : 1.000
Şavşat: : 200
Arhavi: Düz Mahalle ve Boğaziçi Mahallesi : 100
Toplam 1700
Artvin il sınırları içerisinde yaşayan Çingeneler “Poşa” olarak isimlendirilmektedir. Bunların en belirgin meslekleri bohçacılık ve pazarlamacılıktır. Arhavi Poşaları ise geçimlerini genellikle belediyede ve zengin esnafın yanında temizlikçi işçi olarak çalışarak sağlamaktadır.
Aydın 
Merkez: Ilıcabaşı Mahallesi : 2.300
Nazilli: Kuşbaz Mahallesi : 2.100
İncirliova: : 1.000
Toplam 5.400
Aydın Merkez Çingeneleri geçimlerini sepetçilikle başta olmak üzere seyyar satıcılık, hamallık ve temizlikçilikten sağlamaktadır. Nazilli'dekiler ise müzisyenlikle ve dansözlükle hayatlarını kazanmaktadırlar.
Balıkesir 
Bandırma: Çınarlı= Paşa Mescid Mahallesi : 3.000
Edremit: Tuzlu Murat Mahallesi Tuzcu Caddesi : 10.000
Susurluk: : 1.500 
Toplam 14. 500
Balıkesir Çingeneleri geçimlerini müzisyenlik başta olmak üzere, hamallık, boyacılık, badanacılık, seyyar satıcılık, temizlikçilik ve simit satıcılığı gibi mesleklerden temin etmektedirler. Edremit’tekilerin çok az bir kısmı devlet dairelerinde işçi ve memur olarak çalışmaktadır.


DEVAM EDECEK



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Yayın Tarihi: 14.06.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder