16 Aralık 2012 Pazar

YAKIN TARİHE BİR BAKIŞ: KÜRTLEŞTİRİLEN TÜRKLER KÜRTLEŞEN ERMENİLER VE PKK 5


Önceki bölümü bitirirken Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için dindarlığın önemli olduğunu belirterek, okullaşmanın yaygın olmadığı “Köylüleşememiş bir topluluğun” en büyük etkileşimi dindarlıkla sağlanır demiştim. AKP’nin bu yörelerde sağ partilerin yerini alarak ikinci parti olabildiğini ekleyerek, İnan Kahraman’ın bu konuda söylediklerini bu yazıya bırakmıştım. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

“Doğu ve Güneydoğu’daki bu Kürtleşmenin bir diğer önemli ayağı ise AKP’nin artan etkinliğidir. PKK’dan sonra bölgedeki ikinci parti AKP’dir. Ancak AKP’ye verilen oylar da bölgedeki Kürt-İslamcı güçlenmenin İslamcı kolunu oluşturmaktadır.

Güneydoğu’da gördüğümüz Türklerin Kürtleşmesi olgusu 1960’larda başlayan sanayileşme ve göç olgusu ile birleşince 1990’lardan sonra etkilerini görmeye başladığımız yeni bir Kürtleştirme (...) (hareketineA.G) dönüşmüştür. Böylelikle sadece Doğu ve Güneydoğu’nun Türk nüfusu değil bütün Türkiye bir Kürtleştirme (...) ile karşı karşıya kalmıştır.

Türkiye’deki Türk varlığını hedef alan ve Batının yüzlerce yıllık Türkiye’yi Türksüzleştirme programını (...) (dolaylı olarak üstlenen A.G) üstlenen Kürt ayrılıkçılığının önünü kesmenin yolu da Kürtleşmenin önüne geçecek bir Türk programından geçmektedir.”

Geçenlerde epeydir görmediğim arkadaşım söyleşimiz sırasında ‘eğer sermayenin merkezi İstanbul istememiş olsaydı hiçbir batı ülkesi Kürt hareketini bu derece destekleyemezdi. Onlar halkın dağlardan inip kapitalist sisteme uyum göstermesini, üretilen mal ve hizmetlerin müşterisi olmasını istedikleri için yabancı sermaye ile örtüşen çıkarları sonucunda batı ülkeleriyle paralel tavır sergiliyorlar’ dedi. Sol aydınlarla sermayenin söylemlerinin ilk kez bir noktada birleştiğini belirtti. PKK’nın gizlendiği dağların Türk malı yiyecek ve giyecekle tıka basa dolu olmasını örnek olarak gösterdi. Ayrıca Doğu ve güneydoğu Anadolu’da hayvancılığın bitirilmesini buna bağladı. Ona göre hiçbir batı ülkesi o kadar uzun süre, o kadar çok yardım yapmazdı. Sizcede haklı mıdır bilemem ama bir görüştür, bu görüşün kendine göre dayanakları vardır. Yukarıda da andığım Bu dayanaklarını gerçekçi bulduğumu söyleyebilirim.

Şimdide başka bir kaleme geçelim. Bu konuyla ilgili görüşlerini ünlü tarihçimizin yazdıklarıyla pekiştiren Özgür Erdem’in yazdıklarını okuyalım.

“Bu konu birkaç ay önce Türk Tarih Kurum Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu tarafından da dile getirilmişti:

‘Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise -Ermeni kökenli- olduğunu gördük.’

Halaçoğlu bu açıklamasından sonra bölücü çevrelerin büyük tepkisiyle karşılaşmış, adeta linç edilmişti. Halbuki, bu yalnız Halaçoğlu’nun bir iddiası değil, pek çok tarihçinin kabul ettiği bir olgu.

Mesela Prof. Dr. Hasan Köni şöyle diyor:

‘Tehcir sırasında, yerinden olmamak için ‘convert’ olan yani Müslümanlığa dönen Ermeniler de var. Bunların kim olduğunu bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Ayrıca dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Belki de devletin içinde de yüksek rütbeye gelmiş, Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var.’

Hrant Dink bile kabul ediyor bunu. Tehcire kaç kişinin tabi olduğunun tartışıldığı bir toplantıda şöyle diyor:

‘Aynı dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştur.’

Batılı tarihçi Hans Lukas Kieser ise şöyle diyor:

‘Pek çok ipucu, Kürt Aleviliğinin beşiği olan Dersim’in en azından bir bölümünün Kürtleşmiş Ermeni asıllı halklardan oluştuğunu gösterir.’

(...) Halaçoğlu sözlerinin arkasında durmuş ve şöyle demişti:

‘Elimde bir liste var. Resmi belgelere göre dönmelerin listesi. Kimlerin dönme oldukları, Ermeni ismi, Türk ismi hepsi var. Hangi evde oturduklarına kadar var. Tehdit olarak söylemiyorum. Bunları açıklamıyorum, açıklamayacağım da. Şimdi ben bunları öğrenince ne yapayım? Paylaşmayım mı? Bunları Ermenileri kötülemek için söylemiyorum. Bazı Ermenilerin tehcirden kurtulmak için kendilerini Kürt Alevi gösterdiklerini söylüyorum.’

Yavaş yavaş yazı dizimizin sonuna geliyoruz.  Ulus devletlere son verme çabası içinde olan Amerika ve Avrupa Birliğinin, kendi ulus kimliklerini korumakta olmaları bu yüzyılın yaman çelişkisi olacaktır. Bizim içimizdeki ve orta doğuda cetvelle çizilen sınırlarla parçalanan siyasi coğrafyalarda kalan Kürtler birkaç amaç ve hedefle devletlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu yazının amacı bizi ilgilendiren yanını ortaya koymaktır. Gerisi halkımızın ve yöneticilerimizin bileceği iş...


DEVAM EDECEK


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 12.12.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder