ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE
Kürt milliyetçiliğinin bugün Türk
milliyetçiliğiyle içselleştirilen ırkçı ve faşist tanımları aynen içerdiğini
bizzat uygulamalarıyla görülmektedir. Bunun bir sebebi olmalı değil mi? Bana
kalırsa bu nedenler şöyle sıralanabilir: 1.’si toprak ağalarının feodal yapıda
yapılmak istenen değişimi engellemeleri, 2.’si tehcir sırasında Müslümanlaşarak
oralarda kalan Ermenilerin Kürt milliyetçiliğinin içine sızmaları, 3.’sü
emperyalist ülkelerin orta doğudaki emelleridir. Geçmişte yapılan hataları da 4.
neden olarak sayabiliriz.
Bugünkü nesiller için uzak bir
dönem, ülkeler tarihi içinse çok yakın bir geçmişten söz edelim. 1974’teki Kıbrıs
çıkarması ve 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanı sırasında aynı
ülkenin kıvançta ve tasada ortak vatandaşları olarak Kürt arkadaşlarım ülkeleri
Türkiye’yle gurur duymuşlardı. Bu arkadaşlarım aradan geçen yıllarla birlikte
bana olan ilgilerini sürdürdüler. Ben bir çoğuyla hala arkadaşım. İçlerinden
bir kaçı 17 ağustosta çalıştıkları inşaat yıkılınca altında kalarak can
verdiler. Onların sağ kalanlarıyla aynı sokakta serilen yataklarda komşuluk
yaptık. Çay, sigara, su, ekmek paylaştık. Bizim güzelliğimizin
birlikteliğimizden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu ülke varlığını gene böyle
sürdürecektir eminim. Yazımızın konusuna bakarak insanları milliyetlerinden
dolayı ayırdığım sanılmasın. Sözünü ettiğim konu bir olguyu ortaya koymak
içindir. Kimseyi dışlamak düşüncesinde değilim. Irkçılık karşı çıktığım şeydir.
Bu ülke de asla ırkçı olamaz.
Bu girişin ardından İnan Kahraman’ın
yazdıklarına kaldığımız yerden devam edelim.
“Elbette böylesi bir düzenin başındaki Kürt beyi
egemenliğini ne Osmanlı idaresine ne de Cumhuriyet’e teslim etmek istemiştir.
Her girişimde de isyan ederek bu egemenliğini korumaya çalışmıştır.
(...) böyle bir rejim içinde maraba toprağa bağlı bir
köledir. Kürt beyini doyurmayan ona haraç vermeyen, (...) maraba, haklı davasında
bile haksız duruma düşmek zorundadır.
Bu (...) derebeylik rejimi tarihin her döneminde Türklerin
toplumsal ve iktisadi hayatlarının tam zıddıdır ve (henüz köylüleşememiş bile olmaktan A.G) kaynaklanan avantaj nedeniyle sorun
Türklerin aleyhine olarak çözülecektir (gelişme ve özgürleşmeye giden
insanlığın, belli kilometre taşlarından biri olan köylüleşme olgusu, köylüleşememekten
dolayı eksiklik yaratması gerekirken,
-elbette bütün Kürtleri aynı kalıba sokmak haksızlık olur- eskiden derebeyinin,
şimdi terör ağalarının sözünü dinlemek zorunda olmaları nedeniyle üstünlüğe
dönüşebiliyor A.G).
“1990’lara gelindiğinde Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt
derebeylerinin yerini Kürt terör ağaları almıştır. PKK terörünün giderek artan
etkisi ile bölgedeki devlet otoritesi yerini terör örgütünün otoritesine
bırakır.
Bölgedeki Kürt toprak ağaları ise bu kez PKK terörünün
başındaki isimler olarak ortaya çıkarlar.
Bugün PKK’nın önde gelen isimlerinden Sırrı Sakık ve Ahmet
Türk gibi pek çok ismin aynı zamanda bölgenin en büyük aşiretlerinin liderleri
olması tam da bu gerçeğe işaret etmektedir.”
Yukardaki satırlar parantez
içindeki sözlerimizi doğruluyor. Birde seçimlerde gelinen noktaya bakalım.
“1990’lara kadar merkez sağ partiler başta olmak üzere MHP
ve CHP gibi partilerin de önemli ölçüde oy aldıkları Güneydoğu aradan geçen
yirmi yılda egemenliğin adım adım PKK ve destekçisi siyasi partilerin
egemenliğine girmiştir.
Kürtleşmenin boyutu o denli büyüktür ki yıllarca MHP
çizgisindeki adayların seçim kazandığı Iğdır gibi bir milliyetçi Türk ilinde
bile bugün belediye seçimlerini PKK’nın siyasi partisi kazanmaktadır. AKP’li
Cemil Çiçek bile son yerel seçim sonuçlarının ardından yaptığı değerlendirmede
‘PKK Ermenistan sınırına dayandı.’ diyerek bu gerçeği itiraf etmek zorunda kalmıştır.”
Bu bölgelerde dindarlık önemlidir.
Köylüleşememiş bir topluluğun en büyük etkileşimi dindarlıkla sağlanır. AKP buralarda sağ
partilerin yerini alarak ikinci parti olabilmiştir. İnan Kahraman’ın bu konuda
söylediklerine gelecek yazımızda bakacağız.
DEVAM EDECEK
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 10.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder