Her şeye şöyle dışardan bakarsanız hayatın bir devinim,
sürekli tekrarlardan oluşan bir döngü olduğunu görürsünüz. En küçük ölçekli
parçacıktan, koskoca evrene kadar bu böyle. Her şey kendi içindeki evrende
devinirken dışındaki evrenin bir parçası olarak ayrıca devinir. Sözün kısası
devinim iki yollu bir harekettir. En sonunda büyük devinimi oluşturur. Devinim
durduğunda yada tersine döndüğünde ortaya çıkan duruma kıyamet denir herhalde.
Bu günlerde ortaya atılan bir sürü kıyamet söylencesine bakarak en gerçek
söylence bu olur mutlaka. Söylence oluşturmak istemiyorum. Bilimin başı
söylenceyle hoş değildir zaten. O gerçek olgulara bakar.
Devinim yenilenmedir. Yenilenme aynı zamanda bir değişim.
Değişim ve yenilenme varsa orda devinim, orda hayat vardır. Durağan bir şey
hayat olmaktan çıkar. Devinemeyen, değişemeyen şey ölür. Bu kural eskilerin “küreden
zerreye” dedikleri, şimdilerde galaksilerden atom parçacığı dediğimiz en büyük
parçadan en küçük parçaya kadar değişmez bir kuraldır.
İnsan meraklı bir varlık olduğu için eline geçen bilinmez ne
varsa, inceler, sorular sorar, cevaplar arar, bunun için deneyler yapar.
Sonunda olgu ve olaylar hakkında edindiği bulgu ve kanaatleri yazarak gelecek
kuşaklara aktarır. İnsanlık insanın bu bireysel uğraşısı sonunda üstüne koya
koya geldiği her çağda yeni uygarlıklara sahip olmakta.
Tıpta insanlık tarihinin üstüne koya koya geldiği en uzun
uğraşlarından biridir. Gün geçmiyor ki tıpta bir yenilik duymayalım. İşte
onlardan biri daha. Vücudumuzdaki organların yaşlanma sürecine bakarsanız,
vücudumuz ömrümüzün sonuna kadar10 yaşındanda küçük kalıyor. Bunu baştan beri
açıkladığım devinim ve dolayısıyla değişim yoluyla sağlıyor. Aslında insan
bedenen öyle kolay kolay yaşlanmaz. Peki işleyen süreç neden tersini
gösteriyor? Madem öyle neden yaşlanıyoruz? Evet vücut 10 yaşında kalabiliyor,
ama sadece iç organları. İkisi iç biride dış organımız yenilenemediği için
yaşlanıyorlar. Bunlar beyin, göz ve sinir sistemidir. Beyin dışardan bir
müdahale durumunda kendini onarmakta bile zorlanır.
İngiliz Daily Mail gazetesi yayınladığı bir haberle
hücrelerin yenilenmesi ve böylece eski hücrelerin yerini yeni hücrelerin
almasıyla organların genç kalmasını konu edinmişti. O habere gör beyinde; koku
alma ve öğrenme merkezlerinin dışındaki hiçbir beyin hücresi yenilenemediği
için, oluşumunu tamamlayıp kendini bir daha yenilenemeyen sinir sistemi ve
kornea tabakasının dışında yenilenemeyen göz hücreleriyle birlikte yaşlanmaya
karşı duramıyor.
Yaşlanmaya karşı duran organlarsa şunlar.
* Yıllarca kalbi oluşturan hücrelerin doğduktan sonra
değişmediği sanıldı. Ama onunda değişimden faydalandığı ve uzun yıllar genç
kalabildiği anlaşıldı.
* Yaklaşık 100 bin adet saç telinden olan saçların her bir
teli ayda 1.25
santimetre uzuyor.
Dolayısıyla saçların kaç yaşında olduğu da saçın uzunluğuna
göre değişiyor.
* Kendini hızlı yenileyen organlardan biri midedir. Midedeki
asit karşısında hücrelerin dirençli olmadığını belirten İsveç-Karolinska
Enstitüsü’nden Jonas Frisen, hücrelerin 3 ila 5 gün arasında yenilendiğini
vurguladı. Ancak sigaranın bu hücrelerin yenilenmesini ağırlaştırdığını
belirtti.
* Bağırsaklar tam bir yenilenme tutkunu. Bağırsaklarda da midedeki
gibi hücrelerin zor şartlar altında olduğunu söyleyen İsveçli Dr. Frisen bu
hücrelerin daha kısa sürde yenilendiklerini ve bu sürenin 2 ila 5 gün arasında
değiştiğini belirtti.
* Vücudun sürekli kendini yenileyen bölümlerinden biri
iskelet sistemini oluşturan kemiklerdir. Kemiklerin 10 yılda bir tam anlamıyla
kendini yenilenmeyi tamamladığı tahmin ediliyor.
* Tat moleküllerini sinirler yoluyla beyne ileten dilde
bulunan 10 bin tomurcuğun her birinde 50 hücre bulunduğu söyleniyor. Bu
hücrelerin her 10 günde bir kendini yenilendiği belirtiliyor.
* Vücudumuzun en güçlü organı sorulsa hiç kuşkusuz
karaciğerimiz olduğunu söyleyebilirsiniz. Kan yapımı için gerekli olan yağ,
protein, şeker gibi ağır maddeleri depolar.
İngiltere Karaciğer Vakfı tarafından yapılan açıklamaya göre
karaciğerin kendini yenileme süresi 6 ay.
* Akciğerde hücreler farklı sürelerde yenileniyor. Buna
etken hava temizliği ve sigaradır. Yenilenme
süresi ise altı ayla bir yıl arasında…
* Gözlerin, kornea tabakasının dışında kendini
yenileyemediğini belirtmiştim. Zaman geçip yaş ilerledikçe gözleriniz de
sizinle birlikte yaşlanıyor.
Hangi Saatlerde Hangi Organlarımızın Yenilendiğini de
araştırmışlar. Yaşam biçimimizi organlarımızın yenilenmesine katkıda bulunabilmek
için bu saatlere göre düzenlememiz gerekiyor. Akşam saat 11 de uyumazsak, saat
11 de kendini yenilemeye başlayan safra kesesi bu görevini yapamaz ve ertesi
günü yeterli verimlilikte çalışamaz. Bununla birlikte göz altındaki torbalar ve
şişkinlikler safra kesesinde çamur veya taş olduğunun bir belirtisi olabilir.
Bunun için en az haftada 3 gece saat 11 de uyumamız gereklidir.
İşte organlar ve saatleri:
23 – 01 arası : Safra Kesesi
01 – 03 arası : Karaciğer
03 – 05 arası: Akciğer
05 – 07 arası : Kalın bağırsak
07 – 09 arası : Mide
09 – 11 arası : Dalak, Pankreas
11 -13 arası : Kalp
13 -15 arası : İnce bağırsak
15 -17 arası : Mesane
17 -19 arası : Böbrek
19 -21 arası : Kalp Kası
21 -23 arası : Bedenin Isıtılması
01 – 03 arası : Karaciğer
03 – 05 arası: Akciğer
05 – 07 arası : Kalın bağırsak
07 – 09 arası : Mide
09 – 11 arası : Dalak, Pankreas
11 -13 arası : Kalp
13 -15 arası : İnce bağırsak
15 -17 arası : Mesane
17 -19 arası : Böbrek
19 -21 arası : Kalp Kası
21 -23 arası : Bedenin Isıtılması
Genç kalmak için organlarınıza fırsat verin. Zamanında ve
yeterince uyuyun. Sigaradan uzak durun. Deviniminize katkınız bilinçli olsun.
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 28.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder