31 Ocak 2015 Cumartesi

BİLİM UMUTTUR

Yeni takvim yılı 2015’ten her ne beklentiniz varsa gerçekleşmesi dileğiyle bu yılın ilk yazısına giriş yapmış olalım sevgili okurlar. 2015’in içinde neler barındırdığını ancak yüce yaradan bilebilir. Yüce Mevla’m bize 2015’in içeriğindeki iyi şeyleri seçme fırsatı versin, yeter.

Ülkelerin iç ve dünya siyasetleriyle ekonomilerin kötü gidişatı herkesin moralini bozduğu bir gerçektir. Günlük yaşama direk etkide bulunan her durum insanları şaşkına döndürmeye görsün, moral olarak geri dönüşü oldukça zordur. Gelgelelim toplum sağlığı için bireyin moral değerlerinin canlı tutulması veya işlerliği kalmayan değerlerin yerine yenilerinin konması gerekmektedir. Bunu sağlayan da bilimsel gelişmeler, bilimsel yeniliklerdir.

Bugün bu düşüncelerle sizlere iki bilimsel araştırmadan söz edeceğim.

İlki petrol kalmaması durumunda bugün kullandığımız araçlar gibi gelecekte kullanabileceğimiz araçların üretilmesiyle ilgili haberdir.

İkincisiyse laboratuar ortamında beyin hücre üretimiyle ilgili haber...

İlkiyle başlayalım.

***

B Plus ve Orhan Holding’le birlikte yüzde 85’ini aldıkları Fransız Synergethic’in 3 tekerlekli elektrikli Tilter modelinin yeni versiyonunu Cenevre Fuarı’nda sergileyen Brightwell Holding’in patronu Alphan Manas, şimdi de Softcar’ı üretmek üzere harekete geçti. Manas, “4 tekerlekli elektrikli Softcar’ı Türkiye’de üreteceğiz” dedi. Öte yandan Manas, Tilter’ı da Türkiye’de üretip 8 bin euroya satabileceklerini belirtti.
BRIGHTWELL Holding’in patronu Alphan Manas, B Plas ve Orhan Holding’le birlikte 20 milyon Euro’ya yüzde 85’ini aldığı Fransız Synergethic’in 3 tekerlekli elektrikli modeli Tilter’in ünlü İtalyan tasarım stüdyosu Bertone imzalı yepyeni versiyonunu ilk kez Cenevre Fuarı’nda dünyaya tanıttı. Dünyanın en ucuz elektrikli otosu olacak Tilter’i 2012 yılında Gemlik’te üretmeye başlayacaklarını açıklayan Manas, “Biz 3 tekerlekli araçla yetinmeyeceğiz. İsviçreli saat devi Swatch’un tasarımcısı Jean-Luc Thuliez’in geliştirip Cenevre’de sergilediği ‘Softcar’ isimli elektrikli otomobili de satın alıp Türkiye’de üreteceğiz” dedi.

(Sözün burasında araya gireceğim. Satın alınan B Plus’ın yüzde 85’inin yüzde kaçı Orhan Holding’e aittir? Bu yatırımın dolayısıyla ne kadarı bizim olacaktır? Gerçi konumuz değil ama sormadan edemedim. Önemli olan petrole olan bağımlılığımızı büyük oranda azaltacak bir buluşun olması.. üstelik bugün 2015 yılının ilk günü. 2012’de başlanacağı söylenen üretimden benim hiç haberim yok. Bu konuda bilgisi olan var mı acaba?)

ALPHAN Manas, geçtiğimiz yıl Türk tasarımcı Murat Günak ile birlikte satın almak için uğraştığı ve devreye Almanların girmesiyle başarısız olduğu Fransız Heuilez’in Türkiye distribütörü oldu. Fransız markanın elektrikli modeli Mia’yı baştan yaratan Günak, aracın seri üretim versiyonlarını Cenevre fuarında sergiledi. Hem binek hem ticari hem de aile versiyonlarına sahip aracın Avrupa’da 15 bin 900 Euro fiyatla satılacağını kaydeden Günak, “Türkiye’de de elektrikli oto ÖTV’sinin yüzde 3’e inmesi bize büyük avantaj getirecek” dedi. Alphan Manas ise haziranda Mia’yı Türkiye’de satışa sunacaklarını belirtti.

ALPHAN Manas, dünyanın en ucuz elektrikli otosu yapmayı planladığı Bertone imzalı yeni Tilter’i, Türk hükümetinin elektrikli otoda ÖTV’yi yüzde 3’e indirmesiyle Türkiye’de 8 bin Euro’ya satabileceğini söyledi. Manas, “ÖTV’nin yüzde 3’e inmesi Türkiye’nin elektrikli otoda önemli bir üretim merkezi olmasını sağlayacak. Tilter’in üretimini Türkiye’ye getirip, 2012 yılında satışa sunmaya planlıyoruz” diye konuştu. Yeni Tilter, şehir içi kullanım düşünülerek tasarlanmış ve iki kişilik oturma kapasitesine sahip. 110 kilometre hız yapabilen elektrikli aracın menzili ise 120 kilometre. Önümüzdeki yıl satışa sunulması planlanan aracın vergiler dahil Türkiye fiyatının 8 bin Euro civarında olması hedefleniyor. Manas, “Pil bu fiyatın dışında. Biz pili aylık olarak cüzi bir fiyata kiralayacağız” dedi.

***

Burada da sürekli gelir elde edilecek bir konu bulunmuş. Baksanıza aracın pili kiralık..

Elektrikli otomobil dünyasına 2  genç Türk girişimci ve tasarımcıda damgasını vuracak gibi. Murat Günak’ın üretime hazır Mia’sı, genç Emre Hüsmen’in Scorpion’u Türklerin imza attığı modellerin başında geliyor.

İkinci konumuza yani, beyin hücre üretimi konusuna gelelim.

***

Yeni teknolojinin, Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılacak yeni ilaçlar denenmesi için kullanıma hazır hücreler elde edilmesini sağlayacağı ve hatta hafıza kaybı görülen kişilere nakledilerek bu kişilerin yeniden hafızalarına kavuşmalarına yardımcı olabileceği belirtildi.

Çoğunlukla genetik değişime uğratılmış fareler üzerinde yapılan Alzheimer hastalığı araştırmaları, yeni bulunan hücre elde etme tekniği sayesinde artık insan hücreleri üzerinde yapılabilecek ve araştırmacılara hastalığın insan hücresi üzerindeki etkisini araştırma imkânı verecek.

ABD’nin Chicago kentindeki “Northwestern University Feinberg School of Medicine” adlı tıp okulundan Dr. Jack Kessler ile Kessler’in laboratuvarındaki eski bir doktora öğrencisi olan Christopher Bissonnette tarafından yapılan bilimsel araştırma “Stem Cell” adlı dergide yayımlandı.

Kessler, dergide, yeni ürettikleri nöronları farelere naklettiklerinde bu hücrelerin normal şekilde fonksiyon gösterdiklerini gözlemlediklerini belirtti. Kessler, nöronların nakledildiği farelerde, sinir uyarmalarını sinir hücresinden ileriye uzatmaya yarayan, en önemli ve uzun sinir hücresi uzantısı olan akson ile asetilkolin adı verilen, beynin diğer kesimlerindeki hatıraları geri çağırmaya yarayan kimyasal bir ileticiyi ürettiğini belirlediklerini kaydetti.

***

Her yazımda olumsuzluklardan söz edecek değiliz ya.. dünyada güzel şeylerde olmuyor değil. Beyin hücre üretimi de böyle güzel bir haber. Bunun kanserli hücrelerin yenilenmesine kadar uzanmasını diliyorum. Hatta ameliyat edilen beyinlerin hücre yenilemesi olmadığı için bıçak değmiş yerlerdeki görev bozukluklarının önüne geçilir.

İşte böylesi bilimsel buluşlar ve bilimsel gelişmeler ümitsizliğimizi alır götürür. Yarınlara güvenle bakmamızı sağlar. Bazı konularda umulan ve beklenen iyi şeyler olmasa bile içimizi karartmayalım. Aydınlık bir iç yapımızın olması için sebebimiz var çok şükür. Her buluş sonunda insanlık için atılmış bir adımdır. Kısacası “bilim umuttur.”


Yayın Tarihi: 02.01.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder