8 Ocak 1942 Oxford doğumlu ünlü İngiliz fizikçi ve
evrenbilimci Stephan Havking evrenin temel prensipleri üzerine yaptığı
çalışmayla Roger Penrose’le birlikte Einstein’ın Uzay ve Zamanı
kapsayan Genel Görelilik Kuramının, Türkçesiyle “büyük patlama”
dediğimiz ‘big-bang’ teorisinin kuramcısıdır. Büyük patlama ilk andır ve
evren, bir başka deyişle kâinat o patlamayla oluşmuştur. Stephan Havking’in bu
kuramı yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşlarından biriydi.
Bu birleşmenin bir sonucu da karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını,
fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını
ortaya koyuyordu. Diğer bir sonuç da evrenin bir sonu ve sınırı olmadığıydı. Bu
da evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çerçevesinde meydana geldiği
anlamına geliyordu.
Bu kuramı ortaya koyan, her sözüyle kitlelerde merak
uyandıran ve her kitabıyla sadece bilim çevresiyle sınırlı kalmadan kitleleri de
heyecanlandıran engelli bilim adamı Stephan Havking
Normal bir çocukluk, ergenlik ve delikanlılık döneminden
sonra ilk gençlik yıllarında, 1960’ların başında 22 yaşındayken tedavisi
olmayan Amyotrofik lateral skleroz(ALS) hastalığına yakalandı. Motor nöronların
zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin
zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede
yaşamaya mahkûm etti. Ünlü bilim adamı, 1985 yılından bu yana sesini de
yitirmiş olduğu için, koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen
bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabiliyordu. Kuantum fiziği ve kara
deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada
en çok tanınan isimdir. Kitapları, 40 dile çevrildi; evrenle ilgili çılgın
teorik bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı
sağlayacak ve Cambridge Üniversitesi’ndeki uygulamalı matematik ve teorik fizik
laboratuarını geliştirecek kadar da mal varlığının önemli bir bölümünü sattı.
Hawking, hastalığıyla gizemli bir kişilik oluşturmaktadır.
Bu gün 70 yaşını aşmış olan ünlü engelli bilim adamı artık
yazı yazamıyor ve beyninden gelen sinyalleri boyun kaslarından alarak sese
dönüştüren bilgisayarla, boyun kasları da zayıfladığı için düşüncelerini
aktaramıyor. Son dönem teknolojisiyle beyin dalgaları yada göz bebeklerinin
hareketlerini yazı yada sese dönüştürecek bilgisayarlar üretilmeye çalışılıyor.
Engelli bilim adamının saygınlığını görüyor musunuz? Halâ
kuramı ve gelecek üzerine kafa yoran Stephan Hawking Cambridge üniversitesinde
verdiği konferansla söyledikleri insanlığın geleceğini özetler nitelikteydi. Bu
özette birde öneri sunuyordu. Önerileri olan bir bilim adamının göreceği
saygının daha fazlasını görmesi bir engellinin çabasının değeri olarak hakkı
olmalı bence.
‘Evrenin Durumu’ adlı konferansa sağlık durumunun el
vermemesi nedeniyle bir konuşma kaydı göndererek, internet aracılığıyla
toplantıyı canlı olarak izledi. O kayıtta ‘insanlığının geleceğinin gezegenler
arası gezilerin mümkün duruma gelmesine bağlı’ diyen dahi bilim adamı; ‘aşağıya
ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun. Yaşadığımız bu
narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda bir 1000 yıl daha
hayatta kalacağımızı sanmıyorum’ dedi.
Bir engelli bilim adamının ‘ayağınıza değil, gökyüzüne
bakın’ sözünü ilk bakışta engelinden dolayı söylemediğini konuşmasındaki cümle
yapısı ta başından belli ediyor. Artık böyle bir konumda engel önemli değildir.
Önemli olan geniş açıyla baktığı gerçeği engelsiz söyleyebilmesidir. Bunun için
üniversitelerin, özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının bunu sağlamaya var
güçleriyle katıldıklarını görüyoruz. Gelişmişlik işte budur. Birkaç yazıdır
dilime doladığım uygarlıkta budur.
Yayın Tarihi: 22.05.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder