31 Mayıs 2015 Pazar

UYGARLIĞIN NERESİNDEYİZ?

Geçtiğimiz hafta engelliler haftasıydı. Biliyorsunuz 10-16 mayıs arası engelliler haftasıdır. Bu sebeple geçtiğimiz hafta içinde engellilere yönelik pek çok etkinlik yapıldı. Bizde adet böyledir, her şeyin bolca anmasını veya kutlamasını yaparız. İş icraata dökülünce savsaklarız. Nitekim ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik konusunda 2005 yılında çıkan yasa kamu kurum ve kuruluşlarıyla gene kamu araçlarına gerekli şartlara sahip olmaları için tanınan süre 2012 yılında bittiğinde bu şartların sağlanamadığı gerekçesiyle 3 yıl uzatılmıştı. O sürede temmuz 2015’te, yani bu yıl bitiyor. İlerleme sağlandı mı? Yalap şap bir şeyler yapıldı belki ama hiçbir kurum ceza almaktan kurtulamaz. Sanırım süre tekrar uzatılacaktır. Canımız çıkar daha sonra şartlar sağlanır. Bizde adet böyledir “çirkini söyletirler.” Ben çirkin olmaya razıyım, yeterki söylediklerime kulak kabartılsın, ama nerde.. buraya koyduğum şu fotoğrafta daha çok yol kat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bir ara facebook fenomeni olmuş yurdum insanının marifetlerini gösteren bu fotoğraf nasıl bir işgüzar olduğumuzun kanıtıdır. Görünüşte kurallara uygun yapılmış banket rampasını bir engelli akülü aracıyla çıkıyor ama önüne gene bir engel çıkıyor.
 

Ne demek istediğimi daha net anlatabildiğime şimdi eminim. Birde buna, bir süre önce Sakarya 3. noterine işi düşen Selim arkadaşımız yukarı kata çıkamadığı için, görevli bir kişi aşağı gelip hizmeti ayağına götürdükleri gerekçesiyle faturada yol parası adıyla belirtilen merdiven inme parası 14 lira aldığını ekleyin. Uygarlığın neresindeyiz acaba?

Anayasada yapılan değişiklikle engellilere “pozitif ayrımcılık” uygulanacaktı. Pozitif ayrımcılık bu olsa gerek. Selim arkadaşımla başımdan bir gün önce geçen bir olayı da paylaşarak kısa bir söyleşi yapmıştık. Bu yazıda onu sizlere sunmak istiyorum.    

***

- Ömer Süel: Bu sokağın köşesinde de bir noter vardır..

- Selim Özen: ‎Abi peşini bırakmadım adalet bakanlığı ve Türkiye noterler birliğinden gelecek cevaba göre hareket edeceğim gerekirse dava bile açacağım.
- Ömer Süel: Selim Kardeşim ne gerekiyorsa sonuna kadar yapacağın ve iyi bir ders vererek örnek olacağın inancındayım..

- Selim Özen: İnşallah abi ders vermek değil ama sosyal yoksunluk ve ağır düzeydeki hastaların tüm yasal işlemleri noter aracılığı ile yapılmakta, buna uygun ülkede bir düzenlemeyi bakanlık ve Türkiye noterler birliği yapmalı. Hedefim bu abi inşallah çözüme kavuşacaktır..

- Aydın Göle: Selim dün akşam dönüşte Yunus Markete gittim. Çıkışta iki rampanın önünün otomobillerle geçişe imkân vermez biçimde kapatıldığını gördüm. Bir arkadaşımın yardımıyla indim, ama bana sor nasıl indim. İndikten sonra yağmura rağmen gitmedim, otomobillerin sahiplerini yarım saatten fazla bekledim. O arada Vatan Bilgisayar Mağaza Müdürü olduğunu öğrendiğim bir beyefendi yardım için yanıma geldi. Kendilerinin rampalarını kullanmamı önerdi. Fakat oraya bakmaya gittiğimde o rampanında bir pikap tarafından kapatılmış olduğunu gördüm. Yunus Market kapılarına geri döndüm tabii. İlk olarak market giriş kapısının önündeki rampayı kapatan aracın sahibi geldi, bir bayanmış. Arabasının camını işaretle açmasını söyledim, açtı. “Kural ihlali yapan bu arabanın sürücüsünün zarafet ve hassasiyet timsali bildiğim bayanlardan biri tarafından yapılmış olmasına çok şaşırdım ve çok üzüldüm” dedim. Özür diledi ve çok utandı. “Bundan sonra beni hatırlayıp bir başka engelliyi zorda bırakmayın” diye de ekledim. Çıkış kapısının rampasını kapatan otomobilin sahibi epey sonra geldi. Yanımda Vatan Bilgisayar Mağaza Müdürü ikinci aracın sahibi beye; yolu kapatmaya hakkınız var mı beyefendi diyerek, kendilerinin yüzünden tehlikeyle karşılaşarak rampayı indiğimi belirttim. İki dakikalık markete girdim hemen çıktım dedi ve özür dilemedi. “Beyefendi ne 2 dakikası, sizi nerdeyse 40 dakikadır bekliyorum” deyince “siz benim bekçim misiniz” demez mi? “Öyleyse bu gece beni heyula olarak rüyanızda görün” dedim. Arabasına bindi, giderken yan taraftaki giden bayanın boşalttığı rampayı görünce camı açtı ve “bak o rampa boş” deyince “Bir yerin kullanılır durumda olması size hata yapma hakkı vermez beyefendi” dedim. KUM GİBİ İHLAL VAR ÜLKEMİZDE SELİM KUM GİBİ. Çünkü insanlar KURALLARA GÖRE DEĞİL GÖNÜLLERİNE GÖRE DAVRANIYORLAR.

- Selim Özen: Abi ne diyeyim bu insanların akılları çalışmıyorsa kalplerinin çalışmasını beklemekte pek doğru olmuyor.

- Selim Özen: Hakkın huzuruna varınca hakkımızı alacağız kanımca.

- Aydın Göle: Evet karınca kararınca tombaladan bize bu düşüyor. Ama şaka bir yana Allah'ın kendilerinden razı olmasını isteyen insanlar önce bir insanı hoş tutmaya bakacak kanımca..

- Selim Özen: Şems Mevlana’ya İnsanlar üşürken sana rahat yok demiş, Mevlâna da olsan..

- Aydın Göle: Peki, bundan sonra zavallı araçları ve araç sahiplerini koruyup kollayacağıma söz veriyorum. Çünkü onlar kısa ömürlüdürler. Haksız mıyım?

***

Bu okuduklarınızdan sonra uygarlığın neresindeyiz diye sormaz mısınız? 


Not:
Sevgili okurlar buradan duyurmuş olayım, bundan sonra karşılaşacağım engellilere güçlük çıkaran her park ihlalinde araçların plaka numaralarını yazılarımda bir dip not olarak yazacağım. İnsanlarla tek tek uğraşmakla yoruldum çünkü.    



Yayın Tarihi: 18.05.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder