Bu dünyada kimse kalıcı değil. Bir süre yaşadıktan sonra
süngüyü düşürüp, tası tarağı toplayıp ve sancağı gönderden çekip bu dünyadan
gideceğiz elbette. Bu dünyaya kazık kakmaya gelmedik. Bir aile büyüğümüz “Allah
ölümünde hayırlısını versin” derdi. O iki dünya savaşını da görmüş, çok ölüm,
çok zulüm yaşamış ve çok zorluk çekmişti. Bütün göçmenler gibi..
Bir gün nasılsa öleceğiz diye ölümün kucağına atlamakta
olmaz. O intihara girer ki, dinimiz çok zorda kalsak bile, hayattan vazgeçip
kendimizi öldürmeyi yasaklamış ve en büyük günahlardan saymıştır. Gelgelelim
bilebile veya bilmeyerek canından olanlar az değil. Her gün gazetelerde,
televizyonlarda böyle haberlerle karşılaşıyoruz. Şu mobese kameraları ile ölüm
konusunda da son derece kültürsüz olduğumuz ortaya çıkıyor. O kadar kaba, o
kadar düşüncesiz sonumuzu hazırlıyoruz ki.. hiç şaşırmamak gerekirken bu
haberleri duyduğumuz veya gördüğümüz zaman gene de şaşırıyoruz. Bu gün, bir
çoğunu daha önce çeşitli biçimlerde öğrendiğinizi zannettiğim bu haberlerden,
sadece biz Türklere kısmet olan ölüm haberlerini sunacağım. Ölüm haberleri hoş
bir konu değil. Sıkılırsanız okumayın. Okursanız ölümle gülünmez ama haberin
şekli sizleri gülümsetebilir.
İlk olay İstanbul Sultanbeyli’de yaşanmış. Ağzı açık bir
vatandaşımızın ağzına sinek kaçmış. Oradan nasıl olduysa midesine inen sinekten
çok korkan bu vatandaşımız, ağzına bolca sheltox sıkmış. Sonrasını tahmin
edersiniz.
Gene İstanbul’dan bir haber. Bu defaki olay Molla Gürani
Viyadüğünde olmuş. Bizde istihap haddi diye bir şey yoktur. Her şeyi kuralına
göre değil gönlümüze göre yaptığımız için yurdumuzun her yerinde bu sebeple ne
çok kazalar olur. Bir vatandaşımız otomobiline 11 kişi bindirerek direksiyon
hakimiyetini kaybedince o viyadükten uçmuş. Sonucu merak ediyor musunuz? Hepsi
ölmüş tabii. Başka ne olabilirdi ki?
Düğünlerimizde bir alemdir. Sevincin ölçüsü kaçar bazen. Her
sevincimizde birkaç mermi yakmasak olmaz. Bu yüzden maçlarda düğünlerde az
insan vurulmamıştır. Ya bir balkona doluşmaya ne dersiniz? Alın size bir
istihap haddi daha. Sadece ordamı, tabiî ki hayır. Asansörlerde de istihap
haddi aşılır. Bu yüzden bir felaket olmasa bile en azından asansörler bozulup
çalışmaz. Olan yaşlılara ve engellilere olur tabii. Gel de anlat. Neyse..
Konumuza dönelim. Gene İstanbul Dudullu’nun bir köyünde bir nişan töreninde
balkona 50 kişi çıkınca balkon çökmüş, sonuçta toplu ölüm olayıyla
karşılaşılmış.
Mantar yemeğini ve kızartmasını çok severim. Annem mantar
kültürüne sahip değildir. Fakat bildiği bir şey var kültür mantarı alır. O
korunmamızı sağlıyor. Ben çocukluğumdan beri duymaktan bıktım (ki bu belki
Türklerin mantarı keşfinden beri oluyordur), millet zehirlenmekten bıkmadı.
Datça’dan gelen bir habere göre bir aile ,ormanda zehirli mantarları ailece
yiyerek, “anaa ne guzel!” deyip akşama evde ölü bulunmuşlar.
Bodrum’un Yalıkavak Köyündeki bir vatandaşımız yatağındaki
tahtakurusu veya başka bir çok haşaratı öldürmek için yatağı ilaçladıktan biraz
sonra uykuya dalarak vefat etmiş.
Alın size fıkra gibi bir haber. Okuduğunuzda
inanmayacaksınız, ne yazık ki bu haberde gerçek. Rize’nin Ardeşen Kasabasının
Tunca Köyü’nde Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı ayağını
silkeleyerek çıkarmaya çalışan kişi, elektrik çarptığını sanan yardımsever bir
komşusu tarafından kafasına kürek, kalas vb. vurularak ölmüş.
Hava güzel, kuşlar cıvıldıyor, içinizden şarkı söylemek
gelir. Çocuk değilsinizki yolda şarkı söyleyesiniz. Eh! der ve bir ıslık
tutturursunuz. Böyle mutlu mutlu yürürken bulaşık suyu yada, evin hanımının
temizlediği camın kirli suyu camdan aşağı atılır ve siz baştan aşağı bir güzel
duş almış olurdunuz eskiden. Gerçi şimdide böyle yapanlar var. Şimdi daha
beterleri oluyor. Gene İstanbul Dudullu’da yolda mutlu mutlu yürüyen bir
vatandaşımızın kafasına balkon düşmüş.
Paraya ihtiyacınız var. Hep vardır ya.. aslında kimin yok
ki? Belki de emeklisiniz ve maaş zamanı geldi. Bankamatikten para çekmeyi de
biliyorsunuz. Modern zamanların gözü çıksın. Ne kolaylık. Beklemek yok. Gece
gündüz fark etmez. Ziraat Bankası, Bozcaada Şubesinden Para çekmek
amacıyla giren bir vatandaşımız bankamatik gişesinde elektrik çarpması sonucu
öleceğini hiç tahmin eder miydi. Etmemiş ve ne yazık ki ölmüş.
İddiaya tutuşanlar ve bunu meslek edinenler vardır. Ben
iddiayı seven bol tikli bir kişiyle tanışmıştım. Hatta iddialaşmak bile onun
tiki olmuştu. Bir özelliği daha vardı; siz ne yaparsanız o da onu yapıyordu.
Buz yalayın buzu, tuz yalayın tuzu yalardı. Hatta işi o abartır, durması için
siz yalvarırdınız. İşte böyle bir karateci İstanbul Esenler’de arkadaşlarıyla
iddiaya tutuşup kafasıyla mermer bloğu kırmaya kalkışmış. Ünlü karateci
kafasını kırarak beyin travması sonucu ölmüştü biliyor musunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder