10 Ocak 2010 Pazar

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ 26



2010 yılının ilk Pazar yazısıyla gene şiirlerimle sizlerle birlikte olmanın sevincini taşıyorum sevgili okurlar. Geçen hafta bu şiirleri gazetemizin iç denetimi gereği size ulaştıramadım. Evet yazdığım iki şiir biraz erotikti. Fakat asla amiyane değildi. Bu gün o şiirler yok!

Altı aydır bu köşede yazıyorum. Sağ olsun Adnan Uyumaz bey gazetesinde bana yer verdi. O günden bu güne bir kere olsun estetik düşünceden uzaklaşmadım. Sanatla hiç ilgisi olmayan bir konuda yazsam bile estetik kaygıyı hep taşırım. Çünkü içeriği ne olursa olsun düz bir yazı da sanattır. Sadece estetikten yoksun ve zarafeti olmayan bir şey sanat değeri taşımaz. Geldiğimiz noktada, “Estetik ve Zarafet Görece Bir Kavram mı?” tartışmasını başlatmamak için konuyu burada kapatıyorum, çünkü bu yazının konusu değil.

Umarım, ülkemiz ve dünya, güzel bir yıl geçirir. Umarım ülkemizin yarınlarının temelleri bu günden başlayarak sağlam atılır. Umarım insanlık ve biz refah ve bolluk yüklü yarınlara ve ondan ötesi, mutlu geleceğe ulaşırız. Bu dileklerle yeni yılınızı kutluyorum.

Bu gün şiirlerin arasına pek girmeyeceğim. On dört şiirimi beğeninize sunuyorum. Bu yılın hediyesi olarak umarım seversiniz.

***   ***   ***


53
Yorgun şileptim yılların yükünden
Sevginden bir damla payıma düştü
                 çıkınca hayat denen yekünden
O da senli  zamandan çaldıklarım
Dudağında olsun dudaklarım
Bir gece getirdim sana mavi yıldızlı
Sar geceyi bedenine,
                   gizle kendini kem gözlerden
Sadece bana sakla gözlerini
Sümbül kokulu
                   yataklar serdim
                      gözlerin için
Sümbül sümbül uyu yarim

Aydın Göle
31.08.2001
….

54
Seni kazanmak için
Seni senden çalacağım
Hırsızım ben evet, evet sevgi hırsızı
Yüreğime kelepçe vurulur mu
Kaç yıl yatılır zindanlarda

Aydın Göle
01.09.2001
….

55
Bin çiçek patladı ateşin içinden geçerek
Su yürüdü yer altından,
                             görünmeden,
                                        dal uçlarına dek
Harladı yaşamın ateşi binlerce davulla
Oryantal dans ve sen
                     Likya’dan
                     Frigya’dan
                     Mezopotamya’dan
                             gelmiş gibisiniz


Aydın Göle
03.09.2001
….

56
Aşkın mısın her kaygısından dünyanın
İçinde misin dışında mı,
                                 gördüğün rüyanın
Tadına bak ağaçta sallanan elmanın
Biraz cesaret,
                    kör gözüne
                         parmağını sok yaşamın

Aydın Göle
08.09.2001
….

57
Deniz aynı deniz. Yine aynıydı martılar
O ağır bungunlukta Üsküdar
Denize kaçmış çocuk mudur kız kulesi
Seviyorum seni İstanbul
Sende saklı yarimin gölgesi

Aydın Göle
08.09.2001
....

58
Bulutlar mı yere indi
Sen mi bulutlara ulaştın
Sevdanın rengi ümit pembesi
Senin rengin kırmızısı heyecanın
Kırmızıyla pembe arasındasın


Aydın Göle
15.09.2001
….

59
Çok rüzgâr essede
Çok sular aksa da köprülerin altından
Kıyametler kopsa da fark etmez
Benim içimde her gün kopuyor kıyamet
Aşkta ümit ve korku varmış

Aydın Göle
17.09.2001
….

60
Ümit karamsarlığı
Şefkat zulmü
Hoşgörü şüpheyi
Yenerse
Sevgi doğar
Güneş gibi bir sevgi
Karlı dağların ardından

Aydın Göle
19.09.2001
….

61
Sevgi anadır bin memeli
Bin memesinden beslenir
Ümit, şefkat, hoşgörü, sevinç ve neşe
Çünkü onlar çocuklarıdır sevginin
Ne sancılarla doğurmuştur
                              hepsini bilseniz


Aydın Göle
02.10.2001
….

62
Eğimlerde durmaz
Düzlüklerde birikmez
Soğukta donar
Kaynayınca buhar olur uçar
Nedir diye sorsalar
Eminim
Su derdiniz hepiniz
Lakin bilin, yanıldınız
Sevgidir sevgi
Hiçbir kaba girmez de
Bir küçücük kalbe sığar

Aydın Göle
02.10.2001
….

63
Sevginin ateşiyle eriyip buhar oldum
Şimdi gökyüzünde seni arayan bulutum
Yağmur yağdığını görürsen bir gün
Demek ki muradıma ermişim
Demek ki seni bulmuşum

Aydın Göle
02.10.2001
….

64
Dudaklarında tebessüm
Gözlerinde sevinç
Dilinde dua olsam
Adımı değiştirir Bahtiyar koyardım

Aydın Göle
02.10.2001
….

65
Sana aşık
Senin karasularında gezen
Aşkından sarhoş balığım
Ne yaptığımı sorma bana
Ne yaptığımı biliyor muyum?

Aydın Göle
02.10.2001
….

66
Yıldızları söndürdüm geldim
Rüzgarları tembihledim
hoyrat esmeyecekler
Yağmurlardan söz aldım
çisil çisil yağsınlar diye
Biz sarılıp birbirimize geceyi dinleyelim
Gözlerimiz acıyana kadar
                           birbirimize bakalım
Işıkları değil ha,
                   sigaraları yakalım,
                                      yoruldukça


Aydın Göle
04.10.2001

***   ***   ***



NOT: 1



53’ten 56’ya kadar olan numaralı şiirleri de kısa mesajla yollamıştım. Bu dönem şiirleri uzaktaki sevgiliye yazılmıştı.

57. şiir uzaktaki sevgilinin çok dikkatini çekmiş ve çok duygulanmıştı. Bazen küçücük bir söz veya bir şiir her şeyden daha etkili olabiliyor. Bu şiirde öyle oldu.

O uzaktaki sevgiliye 58. şiirle sevdanın ona kattığı rengi,
59. şiirle sevdada ümit ve korkunun iç içeliği,
60. şiirde şüphe ve karamsarlığı yok eden ümit ve hoş görüyle sevdanın doğduğu,
61. şiirde sevdanın bin memeli anne olarak insanı insan yapan duyguları büyüttüğünü,
62. şiirde sevdanın suyla benzerliğini ama su gibi her kalıba değil bir kalbe dolduğunu,
63. şiirle sevdanın ateşiyle buhar olup bulutlara karıştığımı, sevgiliyi bulursam yağacağımı, 64. şiirle sevgilinin gülüşünden duasına kadar var olabilirsem adımı değiştireceğimi,
65. şiirde sevdaya tutulanın ne yaptığını bilmeyen sarhoş balık olduğunu
66. şiirde sevdanın atmosferi için doğadan yardım istediğimi, her yorgunluğumuzu bir sigara içimliği dinlenmeyle atma isteğimi anlatmaya çalıştım. Umarım kusurlarımı hoş görür, şiirlerimi beğenirsiniz.

İyi bir yıl dileklerimi yineliyorum. Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar. 




NOT: 2



Geçen hafta yukarıdaki şiirlerin Anadolu Gazetesinde yayınlanmamasına sebep olan iki şiiri de aşağıya aktarıyorum. Kararı siz okuyuculara bırakıyorum.


49
İki uçak havada çarpıştı
Onlarca katarlarıyla
           yerde iki marşandiz
Dinazor dövüşü gibi sevişirken biz
Çeliğin kırılma sesi gibi
                             feryat ediyorduk
Yatağımızdan taşıp taşıp
                        misliyle boşalıyorduk
Bizden doğuyordu bir nehir
Marmara’ya koşuyordu isimsiz
Dudakların vantuz muydu
Öpmüyordu hasarsız
Memelerin iki delişmen çocuk
Memelerin iki kalaşnikof
Kaçacak babayiğit henüz doğmadı

Aydın Göle
29.08.2001
….

50
Uyurken bile tehlikelisin
Uyurken bile tahrip gücün yüksek
Fünyesi çekilmiş el bombası
Patla patlayacaksan, beni darmadağın et
Vadilerin yamaçların
Çözülsün arsız saçların
Nefesimi çal, boğ beni
Buğday tarlalarında şapkasız gezdim
Başakların sapsarıydı bende sarardım
Yanımda olsan
          seni her gün kollarımla sarardım
Ne Venüs ne Afrodit
İlle de seni istiyorum

Aydın Göle
29.08.2001
….


İyi bir yıl dileklerimi yineliyorum. Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com


Yayın Tarihi: 10.01.10


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder