19 Ocak 2010 Salı

SİGARADAN ÖĞRENDİKLERİMİZ







                 ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE

Kapalı mekanlarda uygulanan sigara içme yasağının ardından yeni yılla birlikte sigaraya gelen zamlar tüketimi hızla düşürünce şirketler bu duruma iki gün dayanamadılar ve fiyatları eski fiyatlara geri çektiler.
Benim geçen günkü yazımda demokratik tepki dediğim olay bir yanıyla gerçekleşmiş oldu. Ne ki örgütlü bir tepki değil, kendiliğinden oluşan bir tepki olması dikkat çekici. Bu bile bir şeyleri değiştiriyorsa dediklerimde haklı olduğum sonucu doğmuş olur.
Fakat gelin görün ki hükümetlerin elindeki koz bitmez. Yeni vergi korkutmacasıyla fiyatlar tekrar zamlı tarifelere çekildi. Tam bir komedi yaşadık. Domuz gribi aşısında başbakanla sağlık bakanlığı arasında çıkan komik çekişmeden sonra bu son olay çok fazla değimli sizce? Millet gülmekten ölecek korkuyorum inanın. Zamların geri çekilmesi konusuna kurguladığım yazıda neler demişim bakın.
“Bu konunun neresinden bakalım şaşırdım. O kadar çok anlatılacak yönü varki.. iktidarlar ne derse desin son kertede üreticilerle tüketicilerin dediği olur. Hükümetler üretici ve tüketici, o çok meşhur söylemle “piyasa” hareketlerinden doğan gelirden “bir çeşit komisyoncu ücreti” sayabileceğimiz vergi ile pay alarak üzerine vazife olan hizmetleri gerçekleştirir. Bunun ölçüsünü “hizmet binası yapımı onarımı ve personel giderleri yanı sıra yandaş kayırmaları nedeniyle” kaçırdığında üstüne ek vergiler yani “ek komisyon ücretleri” koyarak açıkları kapatmaya çalışır. Her açık kapatma girişimi yeni bir ek vergi demektir. Ek vergiler de zam..
Bu defa öyle olmadı. Neden? Çünkü gerileyen ücretler sonucunda tüketici son zamlarla lüks tüketim (yani en kolay vazgeçilecekler) tanımına sigaraları da sokunca marka sigaraların satışı sıfır düzeyine düştü.  İşte kendiliğinden bir eylemi eylemcilerin, yani tüketicilerin bir birinden habersiz başlatması bu sonucu doğurdu. Paranın gücü herkesi bir noktada birleştiriyor. Biri yani çalışan kesim, doğal ve gerektiği kadar bir tüketimi yapabileceği paraya sahip olamayınca, diğeri firma ve şirketler sahip olduklarını kaybedeceğini anladılar.”
“Bu duruma neden geldik? Her zamanki nedenlerden tabii. 2010 bütçesi hazırlanırken öngörülen bütçe açıklarının tutturulamayacağını ve bir önceki yıldan devralınan açıkla büyüyeceğini düşünen hükümet komisyon ücretini yani vergiyi arttırdı. Artan vergiler de zamları getirdi.
Sigara şirketleri bu nedenle maliye “maktu (değişmez- sabit) vergileri belirlesin nispi oranlardan vaz geçsin.” Diyor. Böyle olursa fiyatlarda artışlar olmaz, hatta rekabet sonucu ucuzlama bile olurmuş (Sözün burasında sigara tüketiminin azalması taraftarı olduğumu belirteyim. Gençler sigara içerek körpe ciğerlerini mahvetmesinler. Fakat bu sektörde de eskisi kadar olmasada azımsanmayacak sayıda çalışan var ve ekonomiye önemli bir girdi sağlıyorlar. Bunu göz ardı edemeyiz).”                 
Ülkemizde dolaylı vergilerin en önemli ürünlerin başında sigara geliyormuş. Hükümetin yılbaşından itibaren yeniden vergiyle yüklendiği sigara sektörü üzerinden alınan dolaylı vergiler (ÖTV ve KDV) toplam 15 milyar lirayı bulmuş. Bunun 7.5 milyar lirası Philip MorisSa’nın ürettiği markalar üzerinden Maliye’ye akmış. Sigara üzerinden alınan vergiler, 2009 bütçe gelirlerinin yüzde 8’ini oluşturmuş. (Farkındaysanız marka adları vermiyorum. Gizli reklama girdiği için ürün marka adlarını kullanmak yasak! 68 TL cezası var! Şirket adları bu tanımın dışında olduğu için kullanılabilir.)
Bilindiği gibi Philip MorrisSa, en çok satan markasının fiyatını 4 Ocak’ta 5.50-5.75 liradan 7 liraya yükseltti. Şimdi tekrar 31 aralık 2009’daki satış fiyatlarına 5.50-5.75 liraya indirildi.
Philip MorrisSa, 5.5 liralık sigara paketi üzerinden geçen yıl 3.19 lirası ÖTV, 84 kuruşu da KDV olmak üzere 4.03 lira vergi ödüyormuş.
Bu sigaranın fiyatı 4 Ocak’tan itibaren 7 liraya çıkınca, vergisi de 4.41 lirası ÖTV, 1.07 lirası KDV olmak üzere 5.48 liraya yükselmiş.
Şirket eski fiyata dönmeye karar verince, 5.50 liralık sigara paketindeki vergi ÖTV’de 3.47 liraya indi. KDV’si 84 kuruşa döndü. Toplamı 4.31 liraya inmiş oldu.
Philip MorrisSa, 4.31 liralık vergiyle 31 Aralık 2009’daki paket başına 4.03 liralık vergiyi karşılaştırınca, aynı paketten 28 kuruş artı vergi aktardığını ortaya koymuş. “Maliye, yine de nispi vergiyi yüzde 63’e çıkardığı için eskisine oranla 28 kuruş fazla vergi alabilecek” mesajı vermiş.”
İşte bunları yazmışım, aşağıdaki satırlarla da bitirmişim.                                                                                                                                                     
“Yani sevgili okurlar gerçekte bir paket marka sigaranın fiyatı 5.5 tl değil 1.19 tl imiş. Ne vahşi bir devlet sömürüsü var görüyorsunuz. Benzinde de durum böyle, elektrikte de, doğalgazda da.. bu önlenemez mi? Önlenir elbette. Önce yeni yatırımlar ve bol üretim. Üretimde marka oluşturmak, iç ve dış satım için çok gerekli. Çalışandan çok hizmetçi olmaz. Bunun için birinci derecede hizmetçi olan devlet kurum ve kuruluş personeli verimli çalışabilir düzeye indirilmeli veya getirilmeli. Birde hiçbir iktidarı uzun süre tek başına iktidar yapmamalı. Alıştıkları gelirlerden kopamadıkları gibi her türlü cambazlığı öğrenmiş oluyorlar ve daha acımasız oluyorlar. Halk ve ülke yararına çalışmayı ancak ilk kez iktidar olduklarında yapıyorlar.”
Gelir ve vergiler hakça dağıtılsa ve alınsa bu komedi yaşanır mı? Hükümetler kolay yolu seçtikleri için her açığı yeni vergilerle kapatırsa sonunda bu durum komedi olmaktan çıkacak. Bunu bilmezler mi?

Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com




Yayın Tarihi: 18.01.10




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder