9 Ocak 2011 Pazar

ENGELLİ İŞÇİ SÜRGÜNDEN KURTULDU (MU?)

“Engelliye müjdeli haber” başlıklı yazımda engelli raporu alma konusunda getirilen kolaylıklardan söz etmiştim. Aynı yazının sonundada torba tasarı yada torba yasa olarak adlandırılan ve komisyonlarda görüşülen, başbakanın kurban bayramı arifesinde müjdelediği kamuya olan borçların kısmi affı konusunda engellilerinde yer almasının bir hak kaybına yol açacağını, bunun olmaması mücadelesini veren görme engelli milletvekili Lokman Ayva’nın ısrarı sonunda engelliler konusu başbakanın talimatıyla torbadan çıkarıldığını belirtmiştim. Şimdi engellilerin nasıl bir tehlike atlattığını Sabah Gazetesi yazarı Cemalettin Gürsoy’un köşe yazısından okuyalım.

*** ***

Özürlüye “sürgün” yasası

Hayata 3-0 mağlup başlayan yaklaşık 9 milyon engelli zor da olsa “türlü engel”leri aşıyor. Fakat “kafalardaki engel”i aşamıyor...
“Kırk akıllı” bile bu kafadakilerin çıkardığı engelleri aşamıyor. Özürlüler de aşamıyor... Son düzenleme bir örnek. Kamu borçlarının yeniden yapılandırılmasını öngören “torba tasarı” da engellinin aşamayacağı tuzaklarla dolu.
Maalesef tasarının kapsamı genişletilirken, nedense “özürlülere yönelik kazanılmış haklar budanıyor.” 4857 sayılı İş Yasası’nın 30’uncu Maddesi’nde yapılacak değişiklik Meclis Alt Komisyonu’nda görüşülüyor. Taşeronlaşmanın önünü iyice açan bu düzenleme, özürlü çalıştırmak istemeyen işverenin, çalışanını bir başka şirkete göndermesinin de yolunu açıyor. Böylece “ödünç işçi” adı altında özürlü “karın tokluğu”na çalıştırılacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Bu tasarı özürlü istihdamının önünü açacak” diyor. Ancak, kazın ayağı öyle değil.
Çünkü 4857 sayılı yasanın 30’uncu maddesi ve 5378 sayılı Özürlüler Yasası hükümleri doğrultusunda 50 ve üzeri sayıda işçi çalıştıran işyerleri yüzde 3, kamuda ise yüzde 4 özürlü çalıştırmak zorunda. Bu hükümlere rağmen özel kurumlar özürlü çalıştırmaya pek yanaşmıyor. Devlet de bilinçli olarak özürlü kadrolarını boş bırakıyor. Bunun tek nedeni günü kurtarma anlayışı ile çıkartılan yasalar. Ayrıca, özürlüler üzerinde 7 bakanlığın 7 farklı uygulaması da eklenince özürlü istihdamında açık, bir türlü kapatılamadı. Yıllardır zar zor iş bulabilen özürlü “yeni düzenleme” ile çalışma hayatının dışına itilecek.
Onun için bakanın sözleri beni tatmin etmedi. Eğer 25 işçi çalıştıran işyerleri yani küçük işletmelere özürlü istihdam etmeleri için devlet teşvik verse tam 1 milyon özürlü aşa-işe kavuşur. Şimdi kalkıp “şark kurnazlığı” ile yeni düzenleme yapmak özürlü istihdamını azaltmaz; artırır. Artırıyor da... Bana göre artışın tek nedeni yasa yapıcıların özürlüyü “farklı” algılaması nedeniyle “temel sorun”lar bir türlü çözülemiyor. Hâlâ rapor, eğitim, ulaşım-erişim, sağlık, istihdam, emeklilik ve bakım ücretindeki temel sorunlar halledilemedi. Son torba yasa için yukarıda saydığımız sorunlar AK Parti Milletvekili Lokman Ayva’ya sunuldu. Sağ olsun. Sayın Ayva sorunların çözümü için Meclis’te gladyatör gibi çarpışıyor. Ama yet(e)miyor. Çünkü özürlüyü “farklı” algılayanlar çözümden çok sorun üretiyor.
Özetle, engelli vatandaşlarımız onurlu bir yaşama kavuşmasın, devamlı başkasının ihsanına ve “sadaka”sına ihtiyaç duysun, mantığı ile yeni “sürgün” yasaları çıkartılıyor.

*** ***

Hep söylenen sözdür; “bir insanın kendi başına yetebilmesi için ona balık yemeyi değil, balık tutmayı öğretin.” Bu sözle eli iş tutanın kimse getirmeden tabağında aşı olur denilmek istenmektedir. Bu sözler boşuna söylenmiş gibidir. Elinde işi, dolayısıyla tabağında aşı olmayan başkasına bağımlı olur. İşi de verseniz, ama yeterli ücret vermezseniz, başkasına bağımlı insanı azaltmamış olursunuz. Sanki istenen budur. 1980’den beri hızla ucuz iş gücü cenneti olan vatanımızda sadece engelliler değil, normal çalışanlarda başkasına bağımlı olmaktan kurtulamıyor. Kurtulanlarsa bilinçsizce kullandıkları kredi kartlarına tuş olmuş durumdadırlar.

Başa dönelim. Bu yasa tasarısından engelliler Lokman Ayva’nın ısrarlı uyarısıyla başbakan tarafından çıkartıldı. Acaba “engelli işçi sürgünden kurtuldu mu?” Öyle ummak istiyorum.

Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com

Yayın Tarihi: 07.01.11


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder