27 Kasım 2012 Salı

İNSAN KALABİLEN İNSANI BULMAK 3

ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE


“TBMM Başkanı Çiçek, Meclis bütçesi görüşülürken yaptığı açıklamada, Anayasa’da milletvekilliği ile bağdaşmayan işlerin belli olduğunu ancak etik ilkelerin belirlenmesinin de Meclis’in saygınlığını arttıracağını söyledi. Çiçek  ‘Ümit ediyorum siyasi etik komisyonu önemli bir rapor hazırlayacak. Bu Meclisin saygınlığına büyük ölçüde katkı sağlayacaktır’ dedi.

Çiçek’in girişimi ve her partiden birer üyenin katılımıyla oluşturulan TBMM Etik Komisyonu, konuyla ilgili yasa teklifi hazırlayacak. Yeni düzenlemeye göre,  milletvekillerinin mesleklerini yapabilme konusundaki tek ayrıcalık ‘Sanat’ olacak. Resim ya da beste yapan, kitap yazan veya sanatsal alanda herhangi bir faaliyet gösteren vekil bu çalışmalarını sürdürebilecek.

Çiçek daha önce Şükür’ün TV’de paralı yorumculuk yapması konusunda ‘Yasalara göre, vekilin özel bir kanalda yorum yapmasının önünde engel yok. Ama işin etik yönü var’ demiş Şükür de TV’de yorum yapmak için Başbakan’dan izin aldığını açıklamıştı. Anayasa uyarınca TBMM üyelerinin, kamuda ve kamu yararına çalışan dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları ile sendikalarda görev almaları, bir taahhüt işini  kabul etmeleri, temsilcilik ve hakemlik yapmaları yasak bulunuyor. Özel bir TV kanalında paralı yorumculuk ise, kapsama girmediği için Hakan Şükür’le ilgili bir yaptırım uygulanamamıştı.”


Yasal boşluktan yararlanan Hakan Şükür için şöyle denebilir; “köpeksiz köy buldu, değneksiz geziyor”. Bu insanlık değildir işte. İsterse bin rekat namaz kılsın her gün, isterse kırk kere hacca gitsin, önce insana, sonra bağlı bulunduğu halka sorumluluklarını yerine getiremezse yüce Allah’ın rızasını kazanmış olamaz. Kaldı ki önceliği ve söylemi “DİN” olan bir partiden seçilmiş bir insan buna nasıl dikkat etmez?

Ne dedik? AKP önceliği ve söylemi “DİN” olan bir partidir değil mi? Peki önceliği din olan bir parti hacca giden bir milletvekiline ceza verir mi? Burası Türkiye! Şimdiye kadar her kesimden çok çelişki yaşandı, bu kesimde de yaşanır doğal olarak, çünkü mayası aynı insan. Haber şöyle;

“AKP'de 2. Hakan Şükür krizi

Lig TV’de ücretli futbol yorumculuğu yapıp, partisinden de eleştiri alan ve krize neden olan AKP milletvekili Hakan Şükür, ikinci bir soruna daha yol açtı. Parti yönetimine haber vermeden yurt dışına giden Şükür’ün yerel seçimlere ilişkin Anayasa değişikliğinde oy kullanmaması parti kurmaylarını da kızdırdı.
Şükür, yerel seçim tarihini öne çekmeyi amaçlayan anayasa değişikliğinin oylamasına, parti grubundan izin almadan ve mazeret bildirmeden katılmadı. AK Parti kurmayları, oylamada yer almayan Cevdet Erdöl ve Naci Bostancı’nın, mazeretli olduklarını, ancak Şükür’ün Meclis’e neden gelmediği konusunda bilgilerinin bulunmadığını söylediler. AK Parti grup yönetimi oylama öncesi ve sonrası Şükür’e ulaşmaya çalıştı ancak irtibat kuramadı. Grup yöneticileri ‘Hakan Şükür’ün hacca gittiğini duyduk. Bir bilgi de ABD’de olduğu yönünde… Nerede olduğunu bilmiyoruz’ dediler.”

Bu işler böyledir. Söz konusu parti olursa herkes sigaya çekilebilir. Sigaya çekilmekle kalınsa iyi, 100’er bin dolarcıklardan da olunur. Şimdi o düzenlenme kesin olarak çıkar emin olabilirsiniz. Ama halk için bir konu yanlış yapılmışsa onun düzeltilmesi uzar da uzar. Biliyorsunuz 2010’da çıkan torba yasasıyla bir takım düzenlemeler yapılmış, herkes sigorta kapsamına alınmıştı. Bu konuda SGK uzmanı Erhan Nacar’a bir bayan izleyici yaşadığı sorunu anlatmış.

“Türkiyem programına telefon bağlantısıyla katılan bir bayan izleyici programa damgasını vurdu. Canlı yayına telefon bağlantısıyla katılan Deniz Söyler isimli bir bayan, ‘Genel sağlık sigortası bizi üzüyor. Ben bunu ödemeye mecbur muyum kardeşim?’ dedi.
 İzleyici ‘Benim çocuğum çalışmıyor. İki tane yabancı dili var. Kızım memuriyet sınavına girip yüksek puanlar alıyor ve ortada kalıyor. Ben ise iki tane sigorta ödüyorum. Ben dul bir insanım’ ifadelerini kullandı. Sinirli konuşma tarzıyla dikkat çeken Deniz Söyler, sosyal güvenlik uzmanının ‘Bu soruyu çocuklarınız adına mı soruyorsunuz?’ sorusuyla ise sinir küpüne döndü. ‘Kardeşim ne demek çocuklarınız adına mı soruyorsunuz? Şaka mı yapıyorsunuz? Bunu ödeyen benim. Neden çocuklarımın adına sorayım, kendi adıma soruyorum’ diyerek cevap veren izleyici programdaki tansiyonu iyice yükseltti.”

Tansiyon nasıl yükselmesin? Sigortasız kimse kalmasın diye herkesi sigorta kapsamına alırken, çalışmayan veya çalışamayan insanların sigortalarını da ana-baba sigortalıya yükleyen devlet olursa elbette yükselir.

Bu durumda insan kalabilen insanı bulmak herhalde dünyanın en zor işidir. 


BİTTİ



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com


Yayın Tarihi: 16.11.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder