27 Kasım 2012 Salı

HAYATI ÖZLÜ SÖZLERDE, FIKRALARDA, ŞİİRLERDE BULMAK


Bir koşuşturmacadır hayat! Kimi zaman içinde kendinizi kaybedersiniz, kimi zaman dışına çıkıp hayatı seyredersiniz. Hayatın dışına çıkıp kendini seyreden bilge bir kişilik kazanır. Bir şiirimin bir mısrasında vurguladığım gibi “aşkla aşkınlaşmak bedenden”. Kısaca kendini aşmak, kendi sorunlarını bırakıp, insanlık sorunsalıyla yoğrulmak demektir bu. En güzel örneklerini öz deyişlerde buluruz. Sosyal medya adı takılan şu tanıdık bilindik nam-ı diğer facebook ve benzeri buluşma ortamlarında çokça karşımıza çıkar.

Alın size benzersiz güzellikte bir örnek:

“Yükselirken kırarak çıkarsan, düşerken tutunacak dal bulamazsın.”
Fazla söze gerek var mı? Varlık veya makam sahibi olurken kimseye sevgi göstermeyenin bunları kaybettiğinde kendisine uzanacak dost eli bulamaması bu kadar kısa, bu kadar güzel başka türlü anlatılabilir miydi?

Son yıllarda dil tiki haine gelmiş şu söze bakın:

“Elektrik almak ne demek Allah aşkına, bir yerimize priz mi takılı?”
Eskiden “kanım ısındı” dediğimiz söz değişip “elektrik almak”a döndü. Cereyan sözü eskiden elektrik anlamına gelirdi. Elektrik dilimize yerleşmiş yabancı bir kelime. Öztürkçesi; “Akım”.
“Elektrik almak”ı, eski dilden söylersek “Cereyan almak”ı şöyle döndürelim: “Cereyanda kalmak”.  Cereyanda fazla kalan en azından nezle olur, ötesiyse verem... iyiki elektrik almamışsınız. Bırakın kanınız ısınsın.

Deha herkeste olmaz. Bunun için dahiler çok azdır. Deha halk diliyle söylersek, işi “şipşak” anlamaktır. Bunun için insanın önce bir aklının, sonrada çok hızlı işleyen bir zekâsının olması gerekir.
*Delilik aptallıktan şüphesiz daha iyidir, delilik var olan bir zekanın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Albert Einstein.

Özlü deyişten geçelim bir yergici şiire. Bunlarda bir tür özlü deyiştir ya neyse, sözü fazla dolaştırmayalım.

Kamış ses verince NEY oldum sanır
İp gerilince YAY oldum sanır
Sarayda oturmakla padişah olmaz kişi
Aptal ata binince BEY oldum sanır

Ne demişti Einstein; “Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir”. Kendinden menkul değerler özlerinde bir şey olmadan ata binse ne olur, binmese ne olur?

Biz, bir hayata son vermeyi cinayet olarak adlandırmışız. Bunun işlenişi üzerine ne çok romanlar yazılmıştır. Hiçbir cinayet kusursuz işlenemez. Teknoloji, bu düğümü çözmesi için insan aklın emrine verilmiştir. Ama bir şey hariç; onu hiçbir dedektif, hiçbir teknoloji harikası alet çözemez gibi geliyor bana.
“En kusursuz cinayet yaşama sevincini öldürmektir.”
İşte “Yarın Umudu”nu bitiren en korkunç cinayet budur. Herhalde böyle işlenmiş ve tek kişiyle de sınırlı kalan bir cinayet olsa, hedef aldığı insanı her gün binlerce defa öldürdüğü için en korkuncu olmaktan kurtulamaz. 

Dünyada hep kötü şeyler olacak değil ya. İyi şeylerde olmuyor değil hani. Umudu, yaşama sevincini arttıracak ne güzel haberler var. Keyifli bir haber sonrası, yada hayatımızı renklendiren bir durum sırasında aldığımız keyiften dolayı ille bir şey içmek isteriz. En çok içtiğimiz şey çaydır.  Eskiden bu kahveydi. Bakın ikisi hakkında ne denmiş:

“Çayın kalabalıklarla arası iyidir, kahve yalnızlık ister.”

Katılır mısınız bu söze? Yalnızlık damla damla çoğalmak ve yeniden üretmekse değerlidir. Kalabalıklar içinde yalnızlık yalnızlıkların dayanılmaz olanıdır. Kısacası yalnızlığın içinde şiir ve müzik birlikte gider ama içinde gizli bir hüznü de taşır. Kalabalıklarsa neşe ve paylaşmadır. Paylaşan hüzünse; hüzünler azalır, neşeyse; neşeler artar.

Hanımlar eşlerinin futbol maçlarıyla ilgilenmelerine çok içerlerler, hatta açıktan açığa kızarlar. Hüznü dağıtıp neşeyi arttırma yöntemlerinden biri olarak kalsa çok güzel bir tutku futbol tutkusu. Ama fanatikleşen futbol tutkusu son derece yıkıcı da olabiliyor. Birde şu yanı varmış:
*Hanımlar bırakın erkeğiniz futbolla yatıp futbolla kalksın. Olga’yla yatıp Helgayla kalksa daha mı iyi?
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek diye işte buna derler.




Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder