27 Kasım 2012 Salı

ÜÇ ABD’Lİ ŞİRKETİN EDERİ SEKSEN DEVLET 1

ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE


Dünyanın gittiği yer öyle pek hoş bir yer değil. Görünüşte bir ilerleme, bir gelişme var. Teknolojik gelişmeye bağlı olarak bireyselleşmenin, bireyselleşmeyle birlikte kişisel özgürlüklerin arttığı bir gerçekliktir. Devletin baskısı, toplumun baskısı, inanç sistemlerinin baskısı her geçen gün kırılıyor. İdeolojilerin insanı boğan ahtapot kolları kesildi, dahada kesilecek kuşkusuz. Bütün bunlar çok güzel şeyler. Gene de dünyanın gittiği yer öyle pek hoş bir yer değil. Büyük ilerlemeler, büyük gelişmeler oldu evet, ama ne bahasına?

Bu sorunun cevabı nedir derseniz söyleyelim, doğal hayatın yok edilmesi bahasına.. bugün dünyaya hakim olan küresel şirketlerdir. Onlar; aynı zamanda kendi ülkeleri olan yaptırım gücü yüksek ABD, AB gibi ülkeleri, diğer ülkeleri istedikleri biçime sokmaları için kullanırlar.

Şu tabloya bakar mısınız?

1990’ların ortasında 42 şirketin geliri 48 ülkenin gelirine eşitti. 2012 itibariyle 3 ABD’li şirketin geliri 80 ülkenin gelirine eşit oldu.

Şimdi bu oranlara erişmiş şirketlere sahip bir ülkenin ekonomik gücü karşısında hiçbir ülke öyle pek kolay tutunamaz. Siz onlara ancak hizmetçilik edersiniz, bunu kabul etmek gerek. Onların biçeceği rolleri üstlenir, sonrada içeriye karşı iktidar efelenmeleriyle erkeklik taslarsınız. Bu hiçbir şeyi değiştirmez üstelik, bir de bunu bilirsiniz. İşin zor yanı davul sizde olsa bile tokmak onlarda olduğu için sizin ritimlerinizi pek çalmazlar. Bunu da bilirsiniz. Onun için havanız suyunuz kirlenir siz müdahale edemezsiniz.  Hava veya suyunuzun kirletilmesi için bu şirketlerin ülkenizde etkin olarak bulunmaları gerekmiyor. Brezilya yada Avustralya veya Kenya’da yeşil örtüye verilen zarar sonuçta bütün dünyayı etkileyeceği için sizde etkilenirsiniz. Gaz salınımıyla delinen ozon tabakasının, doğal gazların enerjiye dönüştürülüp ısınmadan aydınlanmaya kadar her alanda kullanılması sonucu yanardağ faaliyetlerinin durmasıyla  ozon tabakasının onarılamadığını bilim adamları  söylüyorlar. Peki bütün bunlar niçin denetlenmiyor? Çünkü bu şirketler büyümek zorunda. Büyümez ve güç kaybederlerse ülkeleride büyümez ve güç kaybeder.

Bunun için ellerinden geleni yapıyorlar. Ellerinde her ülkeyi pes ettirecek sayısız ateşli, ateşsiz silaha sahipler. Ateşli silahları saymaya gerek var mı? Bildiğiniz bütün silah ve savaş endüstrisinin içine uzay endüstrisini de, “cern” gibi bilimsel araştırmalarıda bu potanın içine atabilirsiniz. Ateşsiz silahlarsa yenen içilen gıda ürünlerinden, ilaçlara kadar çeşitlenmektedir.
Bunların içinde en tehlikeli iki konu var ki, biri; GDO’lu besinler, diğeri raf ömrünü uzatmak, maliyetlerini düşürmek ve sürekli satışı sağlamak için tiryakilik yaratan tatlar içeren katkı maddeli gıda ürünleridir.

GDO’lu besinlerle sadece besinler etkilenmemekte, doğanın bitki örtüsüde değişmektedir. Bugün orta asya ve uzak doğu bitki haritasında 1970-1980 arasında var olan 110 bin bitiki türünden sadece 10 bin bitki türü kalmıştır. Gene 1970’lerde yapılan ölçümlere göre yetişkin bir insan 125 milyar hücreye sahipken günümüzde 25 milyar hücreye sahip.

Katkı maddeleriyle üretilmiş gıda maddeleriyle beslenen Fransa gibi ülkelerde genç ölülerin cesetlerinin çürümediği belirtilmektedir. Verilen rakamlara bu son olguyu eklerseniz insanlığın büyük değişimin eşiğinde olduğunu görürsünüz. Şimdiye kadar geçen evrede ilkinde avlanarak bulduğunu yiyen, ikincisinde tarımı keşfedip, hayvanı evcilleştirdikten sonrada üreterek yiyen insan, laboratuarda yapısı (genetiği) değiştirilmiş, yada yapay maddeler içeren yiyecekler yiyen insana dönüşmüştür. Bütün bunlar insanlığı tehdit eden konulardır.

Doğal hayatı korumak gerekir. Tema vakfının başkanı, eli öpülesi büyüğümüz, bilgemiz sayın Hayrettin Karaca bakın neler diyor.

“Tüm Avrupa’da sadece 3 bin 300 endemik var. Avrupa, Anadolu'nun 15 misli alana sahip... Bak ne kadar çok endemik var, düşün... İşte şimdi bizim yapacağımız şey, bizim kurtuluşumuz Türkiye’nin doğal bitki örtüsünü, endemiklerini korumak, kurtarmak... Başka çaremiz yok. Aksi halde dünya çölleşiyor, Türkiye de çölleşecek, ölecek, bitecek... Ağaç, çalı,
meyve, çiçek, ot, neyse o canlı kendine göre yaşamak için koşullara ihtiyacı var. Korunacak ki dünyada hayatını sürdürsün..”



DEVAM EDECEK



Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com


Yayın Tarihi: 19.11.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder