Ülkemizin eğitim politikaları yaz boz tahtasına benzer. Aynı
partinin aynı bakanlığının değişen bakanları bile birbirlerinden farklı
politikalar uygularlar. Milli eğitim bakanlığıda bundan nasibini alır elbette.
Oysa her işin başı eğitimle başlar. İstikrarlı ve kararlı politikalar yürütülüp
gençler okumaya, araştırmaya özendirilseydi, bugünümüz çok daha farklı olurdu
mutlaka. Gelişmiş ülkelerde okuma alışkanlığı bizlerden kat kat fazladır.
Oralardaki günlük gazete satışlarıyla kitap satışları okuma alışkanlıklarının
bir göstergesi. Yıllık araştırma giderleri gelişmekte olan bir çok ülkenin
gelirlerine denk. Sonuçta bunlar yatırıma dönüyor. Yatırımlarda insana.. insana
daha iyi bir gelecek hazırlamak güdülen amaç olunca harcama yapmaktan
kaçılmıyor.
Eski Sovyet bloğunun ülkeleri bile eğitim yönünden bizden
daha zengin bir mirasa sahipler. Başka Sovyet bloğu ülkelerine bakmaya gerek
yok, Azeri kardeşlerimiz bize örnek olarak yeter. Onlar bizden daha fazla okuma
alışkanlığı kazandılar.
Bizde genel olarak okumadan bilgi sahibi olmak gibi kötü bir
alışkanlık var. Her kes sohbetlerden edindiğiyle, yani sözlü bilgiyle
yetiniyor. Bu bilgi tam bilgi değildir. O bilgide derinlik yoktur. Bu sığ
bilgiyle yarı bilge olanlarımız çok. Oysa en kötüsü yarım yamalak
diyebileceğimiz tarzdaki bilgidir. Çünkü sonuca ulaştırmaz. Gelgelelim her kesimden,
her meslekten insan bu kadar az bilgiyle kendini tam donanımlı görür. Korkunç
cahillik budur işte. Kara cahil dediğimiz genel kültür ve davranış kültürü
sahibi olmayan, hiçbir şey bilmeyenlerde konuya dahil edilecek olursa ortaya
güzel bir manzara çıkmaz. Öyle insanların bilgisi bilgi değil, sözü söz
değildir. Onlarla hiçbir konuda görüşülemez.
Şeyh Edebali ne güzel demiş.
----Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz
bilmez; üzülürsün.
Bilgi bilene üstünlük getirmemeli. Bilen, toplumdan ayrı bir
varlık görmemeli kendini. Böyle bir durum en azından saygısızlıktır. Saygı, trafik
ışıklarının icat edilmediği dönemlerden bu yana insaların tek yol göstericisi..
birlikte olmalarını sağlayan, davranışlarını düzenleyen kavram. Günümüzde
öneminden hiçbir şey kaybetmediği gibi kapsamı genişleyen tek şey. Yaşama
hakkıyla birlikte gelen bu kavram ölene değin üstümüzde taşıdığımız derimiz
kadar önemlidir. Nasıl ki tenimizi oluşturan derimiz olmadan temas ve hava ile
gelen tehlikelere açık olursak, saygı eksikliğiylede eşrefi mahluka, yani yaratılan
en şerefli varlık insan olma özelliğimizi kaybetme tehlikesine açık oluruz.
Şeyh Edebali ne güzel demiş.
----Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır
bilmez; üzülürsün.
Saygısızlığı doğuran ana nedenlerden bir tanesi, belkide en
önemlisi aç gözlülüktür. Ne yaparsanız yapın aç gözlü birini doyuramazsınız.
Doyurmaya kalkışmayın bütün çabanız boşa gider. Doyuramadığınız için, aç
gözlünün size gösterdiği bir saygı varsa tedavülden kalktığını görürsünüz.
Çünkü onlar almak üzere kurulmuş zemberek gibidirler. Her şeyi almak, kimseye
hiçbir şey bırakmamak isterler. Hatta işi azıtanlar amaçlarına varacak her yolu
kural tanımazlıkla mubah sayarlar.
Şeyh Edebali ne güzel demiş.
----Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez,
doymak bilmez; üzülürsün,
Aç gözlülük insanı önlem almaktan alıkoyar. Mide fesadına
tutulanlar buna örnektir. Her gördüklerini yemeden önce kendilerine neyin
dokunup neyin dokunmayacağını bilseler, birde neyi ne kadar yiyeceklerine karar
verseler bu sorunla kesinlikle karşılaşmazlar. Aç gözlülük pis boğazlılıkla
sınırlı değil elbette. Saygı eksikliğiyle gelinen bu noktada görgü
eksikliğide ortaya çıkar. Görgü toplum
ve aileden kazanıldığı gibi eğitilmede kazanılır. Görgü olaylar ve durumlar
karşısında izlenecek bir yol, bir tutum alma biçimidir. Bu tutum bin yıllarca
saygı imbiğinden geçerek incelmiş davranışları doğurmuştur. Görgüsüzlük bütün
bunlardan yoksun olma halidir. Böyle insanlar aşılanmamış meyve ağacına
benzerler. Görünüşü sevdiğimiz bir meyvenin ağacına benzese bile ne yazık ki aşılanmamış
ağacın meyvesi pek lezzetli olmaz.
Şeyh Edebali ne güzel demiş.
----Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural
bilmez; üzülürsün.
DEVAM EDECEK
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 26.11.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder