27 Kasım 2012 Salı

ÜÇ ABD’Lİ ŞİRKETİN EDERİ SEKSEN DEVLET 2

ÇİZGİ-YORUM COŞKUN GÖLE


“Tüm Avrupa’da sadece 3 bin 300 endemik var. Avrupa, Anadolu'nun 15 misli alana sahip... Bak ne kadar çok endemik var, düşün... İşte şimdi bizim yapacağımız şey, bizim kurtuluşumuz Türkiye’nin doğal bitki örtüsünü, endemiklerini korumak, kurtarmak... Başka çaremiz yok. Aksi halde dünya çölleşiyor, Türkiye de çölleşecek, ölecek, bitecek... Ağaç, çalı,
meyve, çiçek, ot, neyse o canlı kendine göre yaşamak için koşullara ihtiyacı var. Korunacak ki dünyada hayatını sürdürsün..”

diyor ve ekliyor;

“Bugün dünyaya hakim olan kim? Global şirketler. Ne  yapıyorlar peki bunlar? Kendine hayat veren doğal ekosistemi kullanıyorlar. Havayı kullanıyorlar, suyu kullanıyorlar kullanıyorlar, kullanıyorlar... Ozon deliniyor, iklimler değişiyor, buzullar eriyor, topraklar çölleşiyor... Ama kimin umurunda!”

Evet kimin umurunda? “Ormancı” Ali Ağaoğlu’nu aklınıza getirin. Hani orman kenarı konutları uğruna ormanları yok ettiği hayalini anlattığı reklam filminde gene kendisi oynayan şu Ali Ağaoğlu.. onlar gibileri neleri yok etmez?

Hayrettin karacanın dediği gibi; “O büyümek zorunda. Üretmek zorunda. Sen de tüketmek zorundasın. Her ne pahasına olursa olsun.”

Mine Şenocaklı’nın 20 Ağustos’ta Vatan gazetesinde yayınlanan Hayrettin Karaca’yla yaptığı söyleşiden seçtiğim bir bölüm aktarmanın tam yeridir.

“Karadeniz’in gezmediğim vadisi yok... Ta suyun çıktığı yerlerin sonuna kadar... Orada öyle bir endemikler var ki, onlar HES’lerle kaybolup gidiyor şimdi. Türkiye’de 3 bin 500 tür endemik bitki var.

- Yani yalnız orada yetişen, oraya mahsus olan... 

Evet. Dünyada bir tek orada var, başka yerde yok. Ben işe başladıktan sonra 900’den 3500’e çıktı bu endemikler. Tüm Avrupa’da sadece 3 bin 300 endemik var. Avrupa, Anadolu'nun 15 misli alana sahip... Bak ne kadar çok endemik var, düşün... İşte şimdi bizim yapacağımız şey, bizim kurtuluşumuz Türkiye’nin doğal bitki örtüsünü, endemiklerini korumak, kurtarmak... Başka çaremiz yok.”

Daha önce Ali Ağaoğlu için söylediklerimi düşünün. Siyasi iktidarlarda bu mantıktan farklı mantığa sahip değiller. Gene Hayrettin Karaca’nın dediklerine kulak verelim.

“(...)bizimkiler de ne diyor? Büyüyeceğiz diyor. Hiç suya,  havaya, toprağa, insana  nasıl zarar vereceğimizi düşünmeden... Bak, Tarım Bakanı biz GDO’yu almayız dedi. Bir ay sonra ülkeye 25 tane GDO’lu ürün geldi. GDO’lu tohum olursa Amerika seni gebertir, kendine mahkum eder. Benim toprağım benim için bitecek. O kadar...”

Bu kısır döngüyü kırmak lazım.

Doğal hayatı korumak gerekir. Korumazsak önce siyaseten giden özgürlükler, daha sonra her alandan gider. Neden oluyor bütün bunlar? Büyümezse yok olma tehlikesiyle karşılaşan şirketlerin büyüme arzularından tabii. Güzel bir söz var; “karın açlığını doyurmak kolay, aç gözlülüğüyse doyurmak imkânsız.” Büyüme arzuları aç gözlülüğe dönmüş şirketler, önce devletlerin varlığını, sonra dünyanın varlığını yok edeceklerdir.



BİTTİ

Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com


Yayın Tarihi: 21.11.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder