28 Şubat 2014 Cuma

İNSANİ ÖZELLİK GÖSTERME KANDIRMACASI

Sözüm ona Atatürk’ü insani yönleriyle anlatmaya kalkarak yüzüne gözüne bulaştırdığı “Mustafa” isimli yarı belgesel sinema filmini çeken yazar ve sinemacı Can Dündar’ı bilmeyenimiz var mı? İnsani yönünü anlatacağım diyerek içkici, geçimsiz, bu yüzden yalnız izlenimi vererek gösterdiği ülkemizin kurucusunu o günün şartlarıyla değerlendirmeden sadece küçültmeyi amaçladığı açıkça besbelli olan Dündar söz konusu teröristler olunca onları, insani yönlerinin olduğunu vurgulayarak yüceltmekten çekinmedi.  Epey oluyor CNN TÜRK’te bu amaçla bir program yaptı. Benim gibi bunu dikkate alan Bursa Kent Gazetesi yazarı Fatma Sibel Yüksek hanımefendi köşesinde dile getirmiş. Bu gün o yazıyı (isimleri gizleyerek) sizlere aktarıyorum.                        
***   ***   ***
TERÖRİSTLER DEMOKRASİSİ
Gazeteci Can Dündar olmasaydı, “ ......... .... ” lakaplı ...... …..’ın sadece yüzlerce şehidimizin katili değil, aynı zamanda “duyarlı bir yürek”, “çılgın bir aşık”, “esprili bir entelektüel” olduğunu öğrenemeyecektik…                                                       
Teröristlerimizin hiç kıymetini bilmiyoruz canım!                                                                             
İnsan sadece işlediği cinayetlerle değil yaşadığı aşklar, kalbindeki mahcup duygular, yazdığı şiirlerle de değerlendirilmeli. Biz teröristlerimize yıllardır böyle eksik bir bakış açısıyla baktığımız için başımıza bunlar geldi. ...... ....’ın umutsuz aşkını bilseydik “demokratik açılıma” bu kadar karşı olur muyduk?                                                                                               
Bakın, adam sinek kaydı tıraşı, takım elbisesi ve gülümseyen yüzüyle ne kadar da medeni bir görünüm sergiliyor. (...) ...... .... yıllardır .......... Cezaevi’nde ikamet ediyor, ne bir sakal uzaması, ne bir ceket kırışması… Medeni insanın hali başka oluyor vesselam…                                                                                                           
Kezâ, bakalım ..... ......’un haline… Bir kaç ay cezaevinde yattım diye sen merdivenlerden düş, sağlığını kaybet… İsmin lekelensin, cevap bile vereme. Ya da  ... ..... gibi Can Dündar’a aşklarını anlatacağına çek tabancayı canına kıy...
Hiç şık değil!                                                                                                                                                          
Alalım ...... ... ....’yı…                                                                                                                           
Siz hayatınızda bundan daha karizmatik bir yüz ifadesi, bundan daha temiz bir takım elbise gördünüz mü? Gazeteci öldürmekten yatmış olabilir ama yatarken boş durmamış; kendisini geliştirmiş. İngilizce öğrenmiş, dinler tarihine eğilmiş, kitaplar yazmış. Başından hüzünlü bir aşk macerası bile geçmiş. Cezaevindeyken bir gazeteci hanım kızımızla nişanlanmış ama kısmet değilmiş olmamış. Allah yazmamış demek ki. Yeni bir yuva kurması için duacıyız. Eminiz, düğününde tam bir medya izdihamı yaşanır. Meslektaşlarının katiline “Sayın ....” diye, “Efendim” diye hitap eden gazeteciler, bu mutlu günü bizlere an be an izletmek için birbirleriyle yarışır.                                                                                                                          
GATA’nın “Askerlik yapmaya elverişli değildir” raporunu, “psikopat kişilik” çıkmasına bağlayanları da kınıyoruz. Mesih askerlik yapar mı? Mesih, dünyaya barış getirmek için indirilmiştir; askerlik ise bir savaş mesleğidir. Hatta, “katillik” ve “teröristlik” mesleğidir. Bkz. Taraf gazetesinin 20.01.2010 tarihli manşeti: “..... .... bombalanacaktı! 2003 tarihli ...... ve ..... Eylem Planı’na göre darbe ortamı yaratmak amacıyla ..... ve ....... .......... .... .... bomba atılacaktı!”                                                                                                   

Atacak olan kim? Dönemin ....... .... ......... ......... ..... ..... (!)                                              

Haberin üstünde, “ensest meşrûdur, cinsel tercihtir” diye yazılar yazan ..... .....’ın yeni bir makalesi: “Askerliği Kaldırın!...”                                                                                                     

Askerliğin “teröristlik” haline getirilmek istendiği bir yerde siz koskoca Mesih’in bu yaştan sonra askere gitmesini istiyorsunuz; ayıptır.                                                                               

Gözbebeğimiz ........ ......’dan bahsetmiyoruz bile. “Sayın ......”, Allah’ın bizlere bir lütfudur. O olmasa gazetecilerimiz işsiz, devletimiz ........ , .......’imiz “açılımsız” kalırdı.                        

...... olmasa, dünyada Türkiye diye bir ülkenin adını duyan, bilen olmazdı.                                         
Sorun bakalım, Sait Faik Abasıyanık’ı kaç kişi tanıyor?                                                                      
Ama dünyanın herhangi bir ülkesine gidin, “Türkiye denilince aklınıza ne geliyor?” diye sorun, “........ ...... ve ..... ....”dan başka cevap alamazsınız.                                              
En büyük ihraç ürünümüz teröristimizdir.                                                                                       
Değerlerini bilelim, saygılı olalım…

***   ***   ***

Yazı bu kadardı. Gördünüz değil mi? Bizde kabadayılığın, gayrı meşruluğun, şehir eşkiyalığının önemsendiğini, öyle insanların baş tacı edildiğini destanlarımıza, halk edebiyatımıza ve halkın gösterdiği ilgiye bakarsak görürüz. Kurtlar Vadisi dizisi hala izleniyorsa bu nedenle izleniyor birazda.  Canı sıkılan dağa çıkarmış ekiden. Şimdi terörist oluyorlar. Yada mafia üyesi.. gözünü kırpmadan, küçük büyük demeden öldüren bu tipler söz konusu aşk olunca göz yaşı dökebiliyorlar, aşk şiirleri yazabiliyorlarmış. Ne büyük insanlık örnekleri değil mi?

Yayın Tarihi: 03.02.2014
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder