Simurg’un yuvasını bulunca öğrenmişler ki;
“SİMURG ANKA - Otuz Kuş” demekmiş.
Onların hepsi Simurg’muş. Her biri de tek tek Simurg’muş.
Simurg Anka’yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok
oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden
yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı
göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan
kurtulamayacağız.
Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
*** ***
Hikâyenin sonundaki şu söz ne güzel: “Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...” Bu sözü unutmayıp uçanlar, kolay
kolay pes etmezler. Hayatın hiçbir zorluğu onları yıldıramaz. Asıl olması
gerekende budur zaten. İnsan yaşadığı hayatta karşılaştığı zorluklara teslim
olsa bu çağa ulaşabilir miydi? Vardığı teknoloji sayesinde sanılır ki
ölümsüzlüğe erecek.. aradığı şeyde bu, ama şimdilik hastalıklara çareler
üretebiliyor sadece (Lokman Hekim gibi ölümsüzlüğe ulaştığı bilgiyi tekrar
kaybeder bence, çünkü ölümsüzlük, bütün dinlerde olduğu gibi İslam inancımıza
göre de ahret hayatımıza aittir)..
Antik İran dediğimiz
İslamiyet öncesi İran’ın tarihteki adı “Pers” tir. Antik çağın, yani mitolojik
çağın hikâyeleri efsanelerden oluşur. Pers hikâyeleri de efsanelere
dayanır. Bu üç bin yıldan beri varlığı bilinen ülkenin efsanelerini ne yazık ki
çok fazla bilmiyoruz. Oysa orta doğuyu ve İslâmiyet’i bu efsanelerden doğan
İran edebiyatı çok etkilemiştir. Osmanlı devletinin edebiyat dili, tamamen İran
dili olan farsçaydı.
Bu hikâyenin kaynağına ulaştığımda simurg’un
bir çok başlık altında incelendiğini gördüm.
Etimolojik
(dilbilim) açıdan Simurg:
İsim Avesta’daki
mereyo saeno “Saêna kuşu”ndan
türemiştir. Orijinalde bir yırtıcı kuş, kartal veya şahin olduğu, etimolojik
olarak aynı olan Sanskritçe sinah’dan çıkarılabilir.
Halk etimolojisinde
ilişkilendirilen ilk öğe Farsça Sİ “otuz”dur. Fakat tarihi anlamda ilgili
değillerdir.
Mitolojik
(efsanevi) açıdan Simurg: Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde,
kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus
kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur.
Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı
yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında
Simurg'un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki
tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı'nda bir yuvası
olduğundan bahsedilmiştir.
İran efsanesine göre, bu kuş
o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman
boyunca, Simurg o kadar çok şey öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip
olmuştur.
Şahname’de
(İranlı Firdevsi’nin “şahların kitabında”) Simurg:
Şahname’ye göre Kral Sam’ın
oğlu Zal Albino olarak doğmuştur. Kral Sam Albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların
tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını
duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip
Simurg’dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin
olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de, ona bir
tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg'un yardımına
ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır. Krallığına
döndüğünde Zal güzel Rudaba’ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir oğula
hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. Zal karısının
doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg'u
çağırmaya karar verir. Ortaya çıkan Simurg Zal'ın bir tür sezaryan benzeri
yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk
daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem’dir. Bizim hikâyelerimize de
girmiş bir kahramandır halk hikâyelerinde bizde “Zaloğlu Rüstem” olarak
bilinir.
Sembolizmde
Simurg:
Sufi Ferîdüddîn-i Attâr bu kuştan kendini aramanın
sembolü olarak söz eder. Batı’da Feniks, İran’da Simurg, Orta doğuda Anka kuşu,
Türk’lerde de Kerkes adını alan bu efsanevi kuşların ortak bir özelliği
ölümsüzlüktür.
BİTTİ
***
KAYNAKLAR:
Doç. Dr. Ali Duymaz. Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk
Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüd-ü Anka. Balıkesir
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 Yıl: 1998. 1.Ağustos.2009 tarihinde
erişilmiştir.
Yard. Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak. Yer Altı Diyarının
Kartalı.. erdoganaltinkaynak.com. 1.Ağustos.2009 tarihinde
erişilmiştir.
H. Dilek Batîslam. Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları:
Hümâ, Anka ve Simurg. Türk Kültürü
İncelemeleri Dergisi,İstanbul 2002, 185-208. 1 Ağustos 2009 tarihinde
erişilmiştir.
Yayın Tarihi: 12.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder