30 Kasım 2014 Pazar

İL TRAFİK ZABITA MÜDÜRLÜĞÜNE ARAÇLAR VE KURALLAR



Hayata başladığımız andan itibaren bizi içimizden dışımızdan bir takım kurallar kuşatır. Birinci kural nefes alıp vermek kuralıdır. Bu kurala uymayacağım diyemezsiniz. İkinci kuralda beslenme kurallarıdır. Bu kuralda nefes alma verme kuralından daha önemsiz değildir. Bu yanıyla bu kurallar her insan, hatta her canlı için geçerli kurallar olduğundan, evrenseldir. Günümüzde evrensel kurallar içinde trafik kurallarıda yer almaktadır. Bu kurallar olmasa insan birlikte yaşama alışkınlıklarını edinemezdi. Toplumsal birlikteliğin olduğu yerde kurallar uygulanmazsa (en azından trafik kuralları uygulanmazsa) herkes herkesle çatışır. Kimi kurallar bir bakıma toplumsal barışı sağlamak içindir.   

Bir toplumun uygarlığı, toplumsal barışı ne oranda kurduğu ve bunu sürdürüp sürdüremediğine bağlıdır. Ülkemizde toplumsal kurallar yasa hükmünde olsa bile sıklıkla çiğnenmekte. Trafik kuralları bunların başında gelmektedir. Kimse kimseye yol vermeye yanaşmıyor. Herkes üstünleri oynuyor. Herkes üstünlük sağlayan her şeyi hak ettiği kanısında. Hele makine gücüyle her biri bir terminatör olan araba sahibi ve/veya sürücüler bu konuda birinciliği kimseye kaptırmıyorlar. Işıklarda sabırsızlıkla klakson çalarak gürültü kirliliği yapılması bile bunun göstergesidir.

Bizim Terminatörlerimiz işi o kadar azgınlığa vardırmaktadırlar ki, trafik ışığı olmayan yerler onlar için sürat pisti olmaktadır. Yaya geçidi çizgilerini kimsenin taktığı yok. Adnan Menderes caddesindeki alt geçit yapımı sonrasında otogarın oradaki Güllük Caminden Yeni Cami ışıklarına kadar sürücüler adeta süratli deneme sürüşleri yapıyorlardı. Onların yüzünden bakkallar durağında 12 kişi hayatını yitirdi.

Bu konudan şikâyetle birkaç yazı yazdım. Sonunda bakkallar durağında Yeni Cami gidiş-geliş yönlerinde yola tümsek yapıldı ve can kaybı durdu. Yollara tümsek yapmak güzel bir görüntü değil, hatta ilkellik işaretidir ama Terminatör’ler başka dilden anlamıyor ki... neyse onada bir çözüm bulundu; bir merkezden yönetmek yerine yayanın yönettiği trafik ışıkları konuldu. Ne güzel oldu. Artık yayalar dilediği anda bas-geç denen bu trafik ışıklarını kullanarak karşıya geçiyor. Bu gibi tedbirler her yerde alınmaya devam edilmelidir. Çünkü sürücülerimize yollar yetmemektedir. Yaya kaldırımları bile kullanılmaktadır. Geçenlerde yeni cami ışıklarında bir minibüsün araçlara yanan kırmızı ışıkla biriken araçlardan ayrılarak şimdi yerinde Geltat marketin olduğu eski Lemar’ın oraya yaya kaldırımında yol alarak gittiğini gördüm.

Peki Yunus Marketin orda gördüğüme ne diyeceksiniz? Markete mal getiren koca bir kamyon, Sakarbaba Caddesi Çarşamba Pazarı kumaşçılar kesimindeki kavşağa kadar gidip ordan dönmek yerine, araçların geldikleri yöne dönmelerini sağlayan cepten dönmüş ve ters yönde gitmemek için de marketin depolarına yaya kaldırımından gitmeyi seçmişti. O sıralar karşıdaki Essen market yoktu. 

Banket ihlâlleri sadece bunlar değil. Elimde bu konuda çektiğim çok fotoğraf var. İşin acısı bu suça resmi araç şoförlerininde katılmış olmasıdır. İnanın ülkemizde şoför terörü vardır. 12 yılda 48 bin can yitirmişiz. Bu terör değilse nedir, biri bana açıklayabilir mi? Açıkça terör yapan örgütle mücadelede 30 yılda bu kadar can yitirmedik. Hükümet “Analar Ağlamasın” sloganıyla terörü bitirmeye çalıştı ve çalışıyor. “Analar Ağlamasın” tamam da trafik terörü ne olacak? Orda analar hep ağlıyor.  

Yaya kaldırımlarındaki bu rampalar çocuklu ailelerin bebek arabalarıyla, bizim gibi engellilerinde tekerlekli sandalye yada akülü araçlarıyla rahatça inip binsinler diye yapılmıştır. Yerli yersiz her yerde (gelişmiş olduğunu zannettiğim kibar bey ve hanım sürücülerde dahil) işine geldiği gibi park eden  araçlar yüzünden bu rampaları kimi zaman kullanamıyoruz. Bu alanlarda denetim hak getire...

Sakarbaba caddesi üstünde karşılıklı iki market var. Biri Sakarbaba yönünde giderken sağdaki Essen markettir, diğeride ondan çok önce kurulmuş olan Yunus market. İkisininde oldukça geniş otoparkları var. Özellikle Sakarbaba yönünden gelen araç sahipleri Essen’den alış veriş edeceklerse Yunus Market’in cadde üstündeki yaya kaldırımlarına 10-15 metre kadar içerde otoparkı olmasına rağmen otomobillerini kimileri dör teker bankette olmak üzere park ediyorlar. Bu yüzden yaya kaldırımını kullanamıyoruz. Sayın trafik zabıta müdürü beyefendi, bunun için oraya park yapılamaz levhası konulsa olmaz mı?

Yunus Marketle Essen Marketin önündeki yaya geçişi işaretlerinden karşıya geçmek günün her saati çok zor. Akşam saatlerinde neredeyse imkânsız... şikayette bulunduğum bir dilekçe yolladım. Sonradan öğrendim oraya araştırmaya gelmişler bas geç koymaya gerek olmadığına karar vermişler. Tutmuşlar oraya güya karşıya geçişi hatırlatan ışıkla hareketlendirilmiş bir tabela koymuşlar. Yani işi başlarından atmışlar. Orda öteden beri Engelli levhası var ve bu sürücülerin umurunda değilken ışıklı hareketli tabelayı görmediler bile. Bizim Terminatör sürücülerimizden bunu beklemiyoruz artık. Allah onların vicdanını açsın demekten başka bir şey elimden gelmiyor. Sizden bu yola da bakallar durağındaki gibi bas-geç rica ediyorum. Sadece sakatlar için değil, yaşlılar içinde bu isteğim.

Şu trafikteki araçlardan artık “ilallah” dedim. Nedir bu araç üstünlüğü anlamış değilim. Araçları bu kadar baş tacı etmek uygarlık değildir. Asıl üstün olan insandır. İnsana değer vermek uygarlık göstergesidir. Trafikte ne yazık ki bunu görmüyoruz.

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’ndan trafik konularına bakan zabıta birimi aracılığıyla engelliler, çocuklu anneler ve yaşlılar için yaya kaldırımlarında olsun, trafik ışığı olmayan yaya karşıya geçiş işaretlerinin olduğu yerlerde olsun, araç üstünlüğüne son verilmesi yönünde adım atılmasını özellikle rica ediyorum.

Özetlersek sizlerden istediğimiz şunlar:

1: Yunus Markette bulunan Cağa Kebap’ın önüne park edilmesini engellemek amacıyla park yasağı levhası konulması,
2: Sakarbaba caddesindeki karşıdan karşıya geçerken kullandığımız yaya geçişlerinin önüne bas-geç (oralarıda şehir içi trafiğidir, otoban yolu değildir ki. Ama gelin görün sürati. Gece bu daha da artıyor bile) konulması..


Yaşanır ve uygar bir kent olgusu araçlara değil insana değer verilmesiyle oluşur. Her şey insan içindir. Araçlar ve kurallar bunun için vardır. Hayatı kolaylaştırmak için..



Yayın Tarihi: 07.11.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder