30 Kasım 2015 Pazartesi

AYAK KABI YANİ AYAKKABI 8



Geçmişte ayakkabıların nasıl evreler geçirerek bu güne ulaştığını anlattığımız yazı dizimize bugün üretim aşamalarıyla bir dönemin çıplak ayak modasını konu edinerek devam ediyoruz.

AYAKKABI ÜRETİMİ

Ayakkabıların yapımında kullanılan malzemelerden bahsedecek olursak ana maddenin deri olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle dana derisi, ayakkabıcılıkta en çok kullanılan deri olmuştur. Oğlak derisi kadınların elbise altlarına tercih ettikleri ayakkabılarda kullanılır. Ayrıca erkek terliklerinde de tercih edilir. Koyun derisi ise astar ve terliklerde kullanılır. Timsah, yılan, kertenkele gibi sürüngenlerin derilerinden de bazı kadın ve erkek ayakkabıları da üretilmekte. At derisinden elde edilen bir kas tabakası olan kordovan, erkek ayakkabılarında kullanılan ağır bir deridir. Süet dediğimiz ayakkabı çeşidi de sığır derilerinin içinin cilalanıp dışının tüylü bırakılmasıyla elde edilir.

Günümüzde deriden başka lastik, yapay lifler ve bileşikler de ayakkabı yapımı için kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılan şerit ve topuk gibi aksesuarlar plastikten yapılabilmekte. Deriyi andıran çeşitli biçimler de elde edilerek ayakkabıya deri görüntüsü verilebilir. Yapay lifler, yapay rugan ve yapay süetlerin de üretimiyle ayakkabı yapımı çok daha ucuza mal olmaktadır. Ayrıca keten, saten ve ipek de ayakkabı yapımında kullanılmaya başlanan dokumalardır.

Bir ayakkabı eretilirken onun geçtiği aşamaları şöyle sıralayabiliriz:

1- Model hazırlanması
2- Ayakkabıların saya denilen üst bölümü ile ayakkabı altını oluşturan parçaların kesimi
3- Bu parçaların temizlenmesi ve kıvırma işlemleri ile sayanın dikimi ve yapıştırılması
4- Sayanın çivilenerek ya da yapıştırılarak kalıba çekilmesi
5- Ayakkabı altının değişik yöntemlerle saya ile birleştirilmesi
6- Ökçenin yerine takılması
7- Temizlik

ÇIPLAK AYAK ÜZERİNE

Ayakkabı içeriğinin ayağı korumaya yönelik olduğunu belirtmiştik. Her şartın kendi tekniğini doğurması gibi, zaman olmuş insanlar çıplak ayak ile de dolaşmak durumunda kalmışlardır. Hatta çıplak ayak ile dolaşmak moda bile olabilmiştir. Örnek verecek olursak fırınların fabrikalaşmaya başlamasından evvel hamurkârlar çıplak ayakla iş görürlerdi. Yine o dönemlerde vapur ateşçileri yaz ve kış ocaklar başında mutlaka yalın ayak ve ayaklarında takunya ile iş görürlerdi. İstanbul’da eski yangın tulumbacıları 1885-1887 arasından sonra, kendi aralarında kesinleşmiş bir düzen olarak yaz ve kış yalın ayaklarla koşmuşlardır.

Tekkelerde ve özellikle mevlevîhânelerde dervişler zikre, semâ ayinine, devrana mutlaka yalın ayak girerlerdi.

Kadılık düzeni ile dükkânların zemininin taş döşemeli olması mecburiydi. Bununla birlikte berber kalfaları ile çıraklarının, kahvehâne çalışanlarının yaz ve kış yalın ayak ve yalın ayaklarında nalın ile çalışmaları gerekliydi.

Yeniçerilerin son yıllarında ise İstanbul’da Cezayir kesimi denilen bir kılık yaygınlaşmıştı. Bu kılığın baş şartlarından biri de sokaklarda ayakkabısız yalın ayakla dolaşmaktı! Beyzâde ve paşazâdeler de dahil İstanbul gençleri bu modaya kapılmışlardı. Eski bıçkın kıyafetinin de vazgeçilmez unsuruydu, çıplak ayakla dolaşmak.

Çıplak ayağın moda olması bir yana çıplak ayağı zorunlu kılan durumlarda yok değildi. Köylü kadınlar, yolda, tarlada çetin hayat şartları sonucu çıplak ayak ile dolaşırlardı. 2.Dünya savaşı sonralarında ise şehirlerde dekolte ayakkabı modası baş göstermiştir. Hatta takunya ve nalın biçimindeki ayakkabılarının içine çorap giyilmemesi de moda olmuştur.

“En yüksek tabakaya mensup kadınlar kızlar bu modaya uymuşlar, bahalı kumaşlardan esvapları ile ve mücevherlerini takınarak, çok dikkatli baş tuvaletleri ile çorapsız, çıplak ayaklarla gezmektedirler; dolayısı ile zamanımızda şehir kadınlarımızın ayak bakımı da kadın süslenmesinde önemli yer almıştır, bu bakımın başında da tırnak terbiyesi, cilâsı, boyası ile topuklara tatlı bir pembelik vermek gelir. Şehirlerimizde kadın ayakları pabucu da atarak yalın tabanla henüz sokağa basmamıştır; çingene kızları ile kadınları hariç tabii.”
 

DEVAM EDECEK



Yayın Tarihi: 25.11.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder