31 Aralık 2015 Perşembe

AYAK KABI YANİ AYAKKABI Ayak ve Ayakkabı Üstüne Söylenmiş Özlü Sözler 2


Bazı insanların hayatımıza girmeleri ile çıkmaları bir olur. Bazıları ise uzun bir süre kalır ve yüreğimizde ayak izlerimizi bırakır. Ve biz de hiçbir zaman aynı kişi kalmayız.
Bu üç cümlenin son cümlesi bana Orhan Pamuk’un “Yeni Hayat” adlı romanını hatırlattı. O roman  “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” sözleriyle başlıyordu. Bunu bütün hayatımıza indirgememiz mümkün. Biriyle tanıştığımızda, bir işe girdiğimizde, bir geziye çıktığımızda, bir evlilik vb. yaptığımızda hayatımız değişir. Bütün bunların izlerini taşırız. Kimi olaylar ve kişiler hiç iz bırakmadan hayatımızdan çıkarlar. Ama iz bırakanlardan sonra biz eski biz değilizdir. Kendinizi bir tartında bakın, dediklerime hak vereceksiniz.  

Sizden birinizin ayakkabı bağı koptuğu zaman, bunu düzeltmedikçe, diğer ayakkabıyla yürümesin. Hz. Muhammed
Peygamberimizin bu sözünden ne anladığınızı sorsam vereceğiniz cevabı biliyorum. Bende o cevabı vereceğim çünkü. Bozuk bir şeyin verdiği aksaklığı düzgün işleyen yada işleten diğer şey düzeltemez değil mi? Söylenen sözlerin mutlak bir akıl süzgecinden geçtiğini unutmadan yaklaşalım her söze. Konu ayakkabı üstüne söylenen sözler olunca çok görünür bir aksaklık çıkar ortaya. Düşünsenize, bir ayakkabınızın bağı kopuk! Diğer ayakkabınızın bağı sağlam olsa ne çıkar. Her adımda bağı kopuk olan ayağınıza bol gelecek ve ayağınızdan çıkacaktır. Ayakkabının topuğu çıksa aynı şekilde güç bir durum ortaya çıkar, hemde karşıdan gülünç bir görüntü oluşur. Bütün bu durumlarda yürümenin tadı kalır mı?

At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur.
Şu sözün güzelliğine bakar mısınız? Atın zarafetiyle söz ustalığının bileşimini bu kadar güzel anlatan bir söz duymadım şimdiye kadar. At zarif bir canlı olduğu kadar hızlıdırda. Motorlu taşıtlar öncesinde az faydalanmadık onlardan. Hangi alanlarda kullanmadık ki? Savaştan tutunda, tarla sürmeye, taşımacılığa, ulaştırmacılığa, postacılığa kadar…  ozanı kelimelerin ustası, sihirbazı olarak nitelendirmek yanlış olmaz herhalde. Ayrıca çabuk düşünüp uygulayabilme hızına sahip olmakta gerekir. Sözcükleri seçerken bunların olması şart! Başka türlü ozan olunmaz ki... şimdi ikisini birlikte düşünüp bir hayal kurar mısınız? Nasıl? Haklıymışım değil mi?

Başsız ayakların, yolu bitmez.
Ayaklar başı taşır, bir yerden bir yere götürür; eller de bir baş için çalışır, üretir. Yani ne ayaklar ne eller başsız iş yapamazlar. Bu sözle toplumsal yapı içinde yönlendiricilerin önemi ortaya çıkıyor. Siyasetten spora, ekip işi bütün alanlarda bir yönlendiricinin olması gerektiğine inanırız. Öyledirde.. yönlendiren bir kişi olmazsa her kafadan bir ses çıkar. Her ses kendi fikrini uygulamaya girişince bir kargaşadır uzar, gider.  

Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar.
İnsanlar daima bulduklarından fazlasını, bulunduğu yerin daha yükseğini ister. Babamın bir sözü vardı. “Devamlı yukarıya bak! Ama ara sıra aşağı bakmayı unutma! Çünkü geldiğin yeri unutursan insanlara iyilik değil kötülük yaparsın, çünkü kötü durumda olanlar, iyi durumda olanlardan daha çoktur” derdi. Bir musibet bizi yola getirmeden, bir ibretle silkinmeden önce yüreğimizin acıyabileceğini hatırlamak bizi vicdan sahibi insan kılar.

Bir ayakkabıcı; başka bir şey yapmasını bilmediği için, iyi ayakkabı yapar.
İnsan bölündüğü oran kadar başarısız olur. Bir işin ustalıkla yapılabilmesi o iş konusunun dışında düşünmemek ve işlememekle bağlantılıdır. Eskilerin “Bir koltuğa üç karpuz sığdırmak” olarak nitelendirdiği değişik işleri yapanlar tek işin uzmanı gibi uzmanlaşamazlar. Her konuda bilgileri olur ama o bilgiler derinlik katan, çözümcü, işin niteliğine işleyen bilgi olamaz. İlle bir yerde eksik kalabilir. Bunun tersi olamaz mı? Çok ender olsa bile birçok konuda ürün veren insanlar yok mu? Elbette var! Mesela dünyanın kabul ettiği İtalyan ressam, heykeltıraş, mimar, şair, birçok bilimsel buluş ve icatlar yapan dilimizdeki bilinen adla söylersek; “Mişelancelo.” Dünya tarihinde bilinmeyen böyle kaç insan vardır kim bilir? Sözün başına dönersek ustalık ve uzmanlık ancak sadece bir konuya bağlı olmakla mümkündür.   


DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi: 04.12.2015
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder